Kelebek etkisi teorisi bir bakıma gerçek oldu.
Çinli yedi, dünyanın karnı ağrıdı.
Ya da ne amaçla üretildiği aşağı yukarı belli virüs, firar etti.
Her neyse ne!
Son bin yıldır dünyaya yayılan salgınların hemen tamamının kaynağı Çin, insanlığı bu kez daha büyük bir pandemiyle tehdit ediyor.
Ancak..
Çin'in virüsün kaynağı olması kadar bu amaçla kurulmuş Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) körlüğü de en büyük sorunlardan birisi olarak karşımıza çıktı.
Amudu fukarasından uydurdukları açıklamalarla zevahiri kurtarma derdine düşen bu örgüt,dünyada sağlığının en büyük problemi durumunda.
***
Kuruluş amacı dünya üzerinde insanlığın sağlık sorunlarına yönelik politikalar üretmek olan DSÖ, 7 nisan 1948 tarihinde dünya halklarının sağlığı, barış ve güvenliğinin sağlanmasını temel unsur kabul ederek yirmi altı üye ülkenin onayıyla faaliyete geçti.
Zaman içerisinde başarılara da imza atan bu kuruluş, son pandemideki rolü nedeniyle bugün ciddi eleştirilerin odağı haline gelmiş durumda.
Geri kalmış ülkelerde ortaya çıkan açlık, kıtlık, lokal salgınlarla mücadele için masa başı açıklamalarla yetinen DSÖ'nün, Coronavirüsün dünyayı tehdit edebilecek bir küresel salgına dönüşebileceğini göremediği en büyük eleştiri noktası.
Öyle ki..
Kimi açıklamalarının tehlikeyi sezmenin çok ötesinde olduğu anlaşılan DSÖ'nün dünyadaki seyahat kısıtlamalarına gerek olmadığı gibi bir açıklamayla virüsün pandemiye dönüşmesine yaptığı katkı bir yana..
"Çin makamları tarafından yapılan ön soruşturmalar romanın insandan insana bulaştığına dair net bir kanıt bulamadı" şeklindeki tweeti ise olayı nasıl da kavrayamadıklarına en güzel örnek.
***
Dünyanın en büyük sağlık örgütünün başına doktor bile olmayan bir eski dışişleri bakanın atanması, bizde de zaman zaman görülebilen banka yönetimine emekli general atanması olayından farklı değil ki..
Son bin yıldır dünyadaki salgınların yüzde 90'ının nedeni olan Çin'in yanında saf tutmaya devam eden bu örgütün virüslere Çin şehirlerinin isimlerinin verilmemesini istemesi ise hali pürmelalini ortaya koyması açısından ilginç bir örnek.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanının, “Uyarılarımızı dinleyen ülkeler şu an daha iyi durumda” demesi akıllara durgunluk verecek bir pişkinlik olarak kayıtlara geçerken, asıl odaklanılması gereken nokta, bu kuruluşun Çin'in kirli oyunlarına alet olmaktan çekinmediği iddialardır.
Ebola ilacı Remdesivir ile ilgili çıkan "Hiçbir etkisi yok" haberlerinin, Çin'in bir propagandası olduğu ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü, olayın ortaya çıkmasının ardından özür dileyerek "Remdesivir etkisiz" yazısını geri çekti.
***
Artık, emekli diplomatların arpalığı haline gelen ve sağlık adına dünyaya hiçbir katkı sunmayan, sunması da beklenmeyen bu örgüt, bugün ciddi bir tehlikedir.
Bazılarına az gelse de, hiçbir şey yapmadıkları halde, kırmızı pasaportlu yöneticilerinin emrinde yüz milyonlarca dolar tutarında bütçesi olan DSÖ, kendi kendisini fasa fiso bir kuruluş duruma düşürmüştür.
Dünyada sağlığı koruma amacındaki bu örgüt, yanlış ya da kasti uygulamalarıyla birilerinin taşeronu halindedir.
İnsan sağlığına kast ettiği açıktır.
Hala kaba etlerinden hala açıklama uydurma çabalayan hem Çin, hem de DSÖ bunun bedelini ödemelidir.
Salgından önce İsviçre'de keyif çatıp, bir iki açıklamayla maçı götüren bu örgüt, pandemiden sonra ise tüm dünyayı Trump'ı destekler hale getirecek kadar anlamsız uygulamalar ortaya koymuştur.
Zaten, bu destekle Trump maça girdi ve hem Çin'e hem de DSÖ'ye sert daldı..
Dünya Trump reisin maçı kazanmasını bekliyor..