Büyük Taarruz - 07



 
Direksiyon Binası
 
Büyük Taarruza başlamadan önce sözü biraz uzatıyorum ama bu konular o
kadar önemli detaylar içeriyor ki, bugünleri bize sağlayan o muhteşem zaferin
öncesinde bunlar bilinmezse eğer kesinlikle onun önemi ve büyüklüğü tam olarak
anlaşılamaz ve anlatılamaz. Biraz daha sabır…
 
Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşımız için büyük önem taşır muhakkak.
Ancak ondan daha büyük önem taşıyan ve Milli Mücadelenin kalbi, beyni olan, o
günlerdeki Atatürk’ün konutu Direksiyon Binasıdır.
 
Atatürk, tarihin görüp görebileceği en demokrat ve demokrasi aşığı liderdir. Milli
Mücadelenin başından sonuna her noktası onun dehasının ürünüdür. Her adımın
muhakkak mecliste konuşulup, görüşülüp, karara bağlanarak yapılması konusu
üzerinde hassasiyetle durmuştur.
 
Üstelik bu hassasiyeti, istediği veya önerdiği şekilde kararların pek çok defa
alınmaması ve çok sert bir muhalefete rağmen gösterebilmesi onun en büyük dehasıdır.
Milli Mücadelenin ruhunu hissedebilmek için meclisten önce onun konutu olan
Direksiyon Binasını görmek ve bilmek gerekir. Fakat konut denince öyle saraylar falan
düşünmeyin. Ankara Tren Garında, gar binası yanındaki, tren yolu firmasının
mühendisleri için inşa edilmiş 2 katlı 3 küçük odası olan bir yer. Zaten o günlerde
Ankara’da başka da kalınacak otel, motel, pansiyon yok. Hatta kiralık ev bile yok…
Burası, öncelikle Büyük Millet Meclisinin açılması kararı ve ilk oluşumun
gerçekleştirildiği yerdir.
 
Bütün gazetecilerle, misafirlerle ve resmi heyetlerle görüşmeler burada
yapılmıştır. Hatta Ankara Anlaşmasının müzakereleri bu binada yapılmıştır.
İsyanların bastırılması harekâtları buradan yönetilmiş, İnönü ve Sakarya
Muharebeleri bu binada planlanmıştır.
 
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü burada söylenmiş, 23 Nisan’ın
bayram olarak kutlanması kararı bu binada alınmıştır. Binaya geldiği gün kabul salonunun kapısını söktürmüş ve bütün konuşmaları, görüşmeleri, tartışmaları herkesin gözü önünde yapmıştır. Kapalı kapılar ardında yaptığı tek bir görüşme ve aldığı karar yoktur. Halen o odanın kapısı yoktur…
 
Bina günümüzde Ankara Garı içinde müze olarak varlığını sürdürmektedir.
Ancak Kurtuluş Savaşı Müzesinden ziyade Demiryolları Müzesi şeklindedir ve
Demiryollarının kontrol ve yönetimindedir. Ve maalesef, sadece hafta içi mesai saatleri
içinde açıktır…
 
Yolunuz düşerse Ankara’ya mutlaka gidip görmeniz gereken ilk yerdir. Burayı
görmeden o günleri anlayamazsınız.
 
İbrahim Çallı’nın meşhur “Kağnıyla mermi taşıyan kadınlar” tablosunun aslı
buradadır. Ankara Garı için özel yapılmış, dünyada tek olan kampana da buradadır.
Atatürk’ün yatağını, çalışma odasını ve hatta Fikriye Hanımın çok güzel çaldığı
söylenen udunu görebilirsiniz.