BASKETBOL AŞIĞI BİR KIZ


Türkiye Basketbol liginde yer alan Afyon Belediye spor takımının her maçına giden, zaman zaman yaşadığı olumsuzluklara rağmen bu sevdadan vazgeçmeyen basketbol aşığı genç bir kızımız Kübra Küçük. Şampiyonluğa giden uzun yorucu maratonda final etabının üçüncü maçında bu şampiyonluğu tüm basketbolcularla birlikte kutlamak için çarşamba sabahı saat altıda kulübün kaldırdığı otobüs ile İstanbul yolunu tuttu. Üniversite mezunu olan Kübra lise yıllarında basketbol oynamanın keyfini yaşamış en büyük hayalinden biriside basketbol antrenörlük belgesi alarak alt yapıda bu takıma oyuncular yetiştirmek.

 

Aslında Kübra ile İstanbul da şampiyonluk yolculuğuna beraber çıkacaktık ama benim gribal enfeksiyon sonucu dinlenmen gerektiğini doktorlarım söylediğinden dolayı Kübra bu yolculuğa biraz moralsiz başlasa da, içinde ki şampiyonluk hasretini gidermek için gece hiç uyumadan hatta sağ sağlim şampiyon olarak dönelim diyerek Yasin okuyan güzel bir kızımız

 

Kübra ile yol boyu konuştum onu yalnız bırakmak istemedim çünkü yazdığı küçük bir notta bana ‘’aaaahh hocam ahhhh İstanbul yollarında yapa yalnız bıraktın demez mi ? Yol boyunca bana yazdıkları ayrı bir keyif oldu çünkü içten samimi duygularını tertemiz anlatıyordu.bu nedenle sizinle paylaşmak istedim

 

Hocam bu gün kupayı alırsak mutluluktan ağlarım, gözyaşlarıma hakim olamam bu kesin, sen de yoksun yanımda şimdi ben ne yapacağım diyerek sitem edişi beni inan o kadar üzdü ki anlatamam ,hastanede rahatsızlığımda Dr. Ramazan Akbay ile birlikte başımda bekledi. Tüm her şeyi görmüştü.

 

Tenis maçlarında yağmurda kaldın bir de bu yetmiyor gibi hiç dinlenmeden bisiklete ve tenis oynamaya devam ettin yorgun düştün niye bu kadar kendine zarar veriyorsun demez mi ? oysa bu şampiyonluk maçını sende hak etmiştin, benimle İstanbul da sen de olmalıydın diye sitem etmesini biraz buruk olsa da onu çok iyi anladım.

 

Mustafa hocam normalde benim deli cesaretim vardır. Başıma şu ya gelirse ya da bu böyle olursa diye korkularım hiç olmaz, fakat bu deplasmana gideceğimi babama bir gün öncesi sabaha bıraktım. Onun endişelenmesini istemedim ama ben etkilendim bundan.Bu nedenle Çarşamba sabahı Anıtpark önüne biraz endişeli tek başıma geldim. Sende olmayınca içimde biraz burukluk vardı taa ki otobüs’teki tatlı insanları görünceye kadar. Bu sabah otobüste kendime arkadaş bulayım diye çok dua ettim ve duam kabul oldu. Benim gibi basketbol aşığı anne kız ile tanıştım. Bu şampiyonluk maçını da onlarla birlikte izleyeceğim. Biraz önce diğer araçta bulunan bir arkadaş camdan beni en şanslı yolcu seçti. Çünkü iki kişilik koltukta sadece ben oturduğum için. Bak hocam sen yanımda yoksun ama koltuğundan sana yazıyorum.İstanbul sınırları içerisine girdiğimiz anda beni heyecan coşku sarmaya başladı. Evet bugün bu kupayı alıp Afyon'a geri dönmek inancındayız. Kadıköy sahilinde indik ve stada doğru Modanın caddelerinden yürüyüp Bahçeşehir Koleji’nin maçlarını oynadığı tek taraflı tribünü olan salona geldik. Böylesine önemli bir maçın 1200 kişi kapasiteli bir salonda oynanması TBF ayıbı olarak görüyorum. İçeri girmek çıkmak ve insanların ihtiyaçlarının giderebileceği bir yere düşünün en az beş yüz kişi girdiğini düşünürsek sizce on dakika devre arası yeter mi ? Bunları bir kenara bırakıp biz tribünde yerlerimizi alırken Hadi Özdemir ,Cevher Özer ,Altan Erol'un gözleri adeta tribündeydi.Bir yandan ısınma hareketleri yapıyor bir yandan da gözleriyle kimlerin geldiğini büyük bir mutlulukla bakıyorlardı.Onları görünce içimdeki gücü ve coşkuyu anlatmaya kelimeler yetmez hocam ve maç başladı .Hepimiz nefesimizi tutarak izledik çığlıklar attık ayağa fırladık.Ben Yeni tanıştığım anne ve kızıyla adeta sanki yılların verdiği samimiyeti varmış gibi kaynaştım.Şükürler olsun yalnız değildim. bundan önce ki maçlarda yaptığım paylaşımlarda sonunu getirmeyen ben bugün oldukça az paylaşım yaptım çünkü telefon anı yaşamama engel olduğunu fark ettim..Çekişmeler devam ederken 4.periyotta beklemediğimiz bir şekilde geride kalmaya başladık.Basketçilerin morali bozuldukça bende onlarla birlikte çöküntü yaşamaya başladım.Korkularımdan bir tanesi gerçek olmuştu.ama asla ve asla bencillik etmedim duygularımda. Bana burada bu şampiyonluk nasip olmadı hocam inşallah cuma günü sen yaşarsın o güzelliği. Maç sonunda inan bir yandan yenildiğimiz için bir yandan da basketçilerin morali bozulduğu İçin çok ama çok üzgündüm çünkü onların üzüntüsü benim iki kat üzüntüm demekti.Biran ağlamamak İçin kendimi zor tuttum ve güçlü olmamız gerektiği aklıma geldi ,pes etmek yok. O kupa ya bizim olacak ya bizim olacak !!