YILMAZ AÇIKGÖZOĞLU RÖPORTAJI 02.04.2013 SALI
AYRINTILARDAKİ YILMAZ AÇIKGÖZOĞLU Bu hafta iş dünyası sohbetlerimizin konuğu Yılmaz Açıkgözoğlu. Kendisi ile geçtiğimiz hafta güzel bir sohbet gerçekleştirip, konuştuklarımızı kaleme almaya çalıştık. Hazırladığımız röportajda Yılmaz ...
AYRINTILARDAKİ YILMAZ AÇIKGÖZOĞLU
Bu hafta iş dünyası sohbetlerimizin konuğu Yılmaz Açıkgözoğlu. Kendisi ile geçtiğimiz hafta güzel bir sohbet gerçekleştirip, konuştuklarımızı kaleme almaya çalıştık. Hazırladığımız röportajda Yılmaz Açıkgözoğlu’nu ve ailesini yakından tanımaya çalıştık.
Yılmaz Açıkgözoğlu, fikirleri ve kendine has yorum tarzı ile her gazetecinin, yılda en az bir kere kapısını çalması gereken iş adamlarından birisi. Önemli olan kapıyı çaldığınız zamanın doğruluğu. İşte bu noktada, hemen belirtmek istiyorum ki; Yılmaz Açıkgözoğlu önümüzdeki aylarda tekrar bu sayfalarda konuk edeceğimiz ve daha geniş konular ile fikirlerini alacağımız iş adamlarımızdan birisidir.
Bu şehrin ekonomik dinamiklerini, yakından tanıyan ve takip eden bir ekonomi muhabiri olarak, Açıkgözoğlu ailesi denildiğinde, ilk anlatacağım konu, ailenin dördüncü kuşak temsilcilerine vermiş olduğu önem ve dördüncü kuşağa sağlamış olduğu ufuk olacaktır.
Açıkgözoğlu ailesinin, dördüncü kuşağa sağladığı ufuk ve duyduğu güven, aile şirketlerinin pek kabuğunu kırmayı başaramadığı bu şehirde, ayakta alkışlanacak bir davranıştır aslında. Neden diye soracaklara bir örnek ile açıklık getirmek istiyorum… Vereceğim örnek başka bir iş adamının babasıyla yaşadıklarından derlenmiştir. İsmini vermeyeceğim, bugün 47 yaşına gelmiş ve 70 yaşındaki babası ile şirketlerini yöneten bir iş adamının, bana anlattığı yaşanmışlık ne demek istediğimi sizlere daha iyi anlatacaktır.
” Ben geçmiş zamanda sektörümüzle ilgili bir dergiye, bakış açım genişlesin, teknolojiyi takip etme fırsatım olsun diye abone olmuştum. Babam ise, ıvır zıvır şeylere para veriyorsun diye bana oldukça kızmıştı. Bende, dergiyi arayarak, teslim adresini evim olarak değiştirdikten sonra, babama “Tamam iptal ettirdim para iadesini de aldım” demiştim. Dergi her 2 ayda bir evime geliyor, ben de dergiyi evde inceliyordum. Tesadüf ya… İlerleyen zamanlarda, babam benim evdeyken, kurye kapıyı çalıyor ve dergiyi babama teslim ediyor. Akşam ben eve geldikten sonra oğlum, kızım, eşim ve annemin yanında babam dergiyi önüme atarak “Sen adam olmazsın, bak yalanın çıktı” diyerek beni ailemin önünde rencide etmişti. Velhasıl, yıllar sonra oğlum, iyi bir Devlet üniversitenden mezun olarak, eşimle benim gururum olmayı başardı. Bugün ben babamla hiçbir konuda tartışamıyorum ve fikirlerimi paylaşamıyorum. Bunun mimarı kesinlikle babam ve aramızda kurduğu o bağdır. Ama oğlum öyle değil. Oğlum dedesiyle, siyasetten, Afyonun sorunlarına ve yaptığımız işe kadar birçok konuda fikirlerini açar ve tartışır. Babam bazen kızar, oturduğu yerden kalkar, siz son nesil zaten her şeyi pek biliyorsunuz diye söylenip gider. Onları izlerken, oğlumla gurur duyuyorum. Neden mi? Benim gibi olmadığı ve olmayacağı için. Doğru ve yanlışı saygı çerçevesinde korkmadan, tartışarak, araştırarak bulacağı için.”
İşte bu noktada, genç kuşağa güvenerek, onların önünü açan Açıkgözoğlu ve buradan sayamadığımız diğer ailelerimizi attıkları bu adımdan dolayı kutluyoruz. Bu adımların artması neticesinde Afyonkarahisar en geç 10 yıl sonra, büyükşehirlerin arasına sıkışmış, küçük şehir olma durumundan kurtulacaktır. Sevindirici durum, üçüncü ve dördüncü kuşağın büyükşehirler de aldıkları üniversite eğitimidir. Önemli olan eğitimlerini tamamladıktan sonra, işin başına geçirme ve yetki vermedeki cesarettir. Asıl olan, bu çocukların üniversite eğitiminden sonra bu şehre tekrar dönmelerini sağlamaktır. Eşrafımıza önemle arz ediyoruz.
Murat AKARÇAY
BİZİM SORDUKLARIMIZ
Murat Akarçay: Yılmaz Açıkgözoğlu’nu kısaca tanıyabilir miyiz?
Yılmaz Açıkgözoğlu:1959 yılında Kazım Açıkgözoğlu’nun oğlu olarak Afyonkarahisar’da dünyaya geldim. Çalışma hayatıma 1976 yılında aile işletmesi olan “Açıkgözoğlu Tavukçuluk İşletmesi”nde başladım.
M.A: Açıkgözoğlu ailesi Afyonkarahisar’ın köklü ailelerinden birisi değil mi?
Y.A: Evet doğrudur. Kökümüz, Selçuklular döneminde Konya’dan, Afyonkarahisar’a gelen ilk ailelere dayanıyor. Ailemizin özü tarım sektörü ile iştigal etmiş olup, yıllar içerisinde çeşitli sektörlere giriş yapma eğiliminde bulunmuştur. Bilindiği üzere, ilimiz tavukçuluk sektörünün önemli merkezlerinden birisidir. Bu doğrultuda, ailemiz 1969 yılında İlimizde ilk tavukçuluk sektörüne giriş yapan aile olmuştur. Ailemiz bugün itibarı ile inşaat, bayilikler, seracılık, beyaz eşya ve mobilya sektörlerinde faaliyet göstermektedir.
M.A: Ailenizde bugün itibarı ile dördüncü kuşağın işin başında olduğunu görüyoruz. Bu gözlem hakkında neler söylemek istersiniz?
Y.A: Sonuna kadar doğru bir gözlem. Bizler bu zamana kadar çocuklarımızın eğitim süreçlerinin tamamlamasını bekledik. Babadan aldığın bilgiler, günümüz ticaretinde artık bir yere kadar başarı sağlıyor. Dünya bir taraftan büyürken, küreselleşme denilen faktör sayesinde hızla küçülüyor. Bu noktada, günümüz ticaretinde başarı için iyi bir eğitim öne çıkıyor. Bu inanış doğrultusunda çocuklarımızın eğitimlerini tamamlamalarına önem verdik. Ardından aile bünyesinde aldığımız kararlar neticesinde beyaz eşya, mobilya ve inşaat sektörlerinde çocuklarımızı aktif ticari hayatın içerisine kazandırdık.
M.A: Açıkgözoğlu ailesinin dördüncü kuşak temsilcileri şu anda hangi işletmelerin başındalar peki?
Y.A: İnşaat sektöründe Burak ve Eren Açıkgözoğlu hizmet veriyor. Beyaz eşya sektörünün başında Berkan Açıkgözoğlu bulunuyor. Mobilya sektöründeki faaliyetlerimizi ise Serdar Açıkgözoğlu yürütüyor.
M.A: İlimizin önemli yatırımlarından birisi olan teknolojik sera yatırımınız bulunmakta. Bu yatırımdan bahseder misiniz?
Y.A: Biz Haydar Hancıoğlu ile birlikte 3 yıl Afyon’da seracılık yapılıp, yapılmayacağını araştırdık. Türkiye ve dünyada birçok serayı gezdik. Bu yatırımı ortaklık yapısı çerçevesinde hayata geçirmek için Yeşilay ailesi ile bir araya geldik ve ortaklık yapısını oluşturduk. Bu yatırımı hep birlikte yaptık.
M.A: Teknolojik sera yatırımı ne zaman faaliyete geçti ve alan bilgileri nelerdir?
Y.A: Seranın bulunduğu arazi toplam 600 dönümden oluşuyor. Birinci kısım olarak adlandırdığımız 43 bin 500 metrekarelik bölümünü 2009 yılında hizmete sunduk. Bu yılın Nisan ayında ikinci kısım olan 46 bin 500 metrekarelik bölümde fide dikimine başlayacağız.
M.A: Teknolojik seranızın pazar payı nedir?
Y.A: Bu yıl serada üçüncü dönem üretim arzındayız. Genelde iç pazar ağırlıklı olarak hizmet veriyoruz. Üretimlerimizi “Agrotes” markası ile piyasaya sunuyoruz. Ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara,Bursa pazarlarında son tüketiciye ulaşıyoruz.
M.A: ATSO geçmişinize uzanmak istiyorum. Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasında bu zamana kadar hangi görevlerde bulundunuz?
Y.A: 1987 yılından bu zamana kadar elimden geldiğince ATSO bünyesinde hizmet vermeye çalışıyorum. Bu zamana kadar yönetim kurulu üyeliği, çeşitli komisyon başkanlıkları, TOBB delegeliği ve meclis üyeliği görevlerinde bulundum.
M.A: ATSO Yönetiminin geçen dört yılını nasıl değerlendiriyorsunuz sorusunu konuk ettiğimiz meclis üyesi iş adamlarımıza soruyorum. Aynı soruyu size de yönelteceğim?
Y.A: Her ay yaptığımız meclis toplantılarında bizler her konuyu tartışıyoruz. Bunların hepsi meclis kayıtlarında bulunmaktadır. Sorduğun sorunun cevabı budur? (Gülüşmeler)
M.A: Eski binanın satışı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir peki?
Y.A: Mecliste söylediğimi burada tekrar etmek istiyorum. Yeni binanın tapusunu almak şartı ile eski binanın satışına rıza gösteririm. Borç ödemek için eski binanın satışına karşıyım. Gerçek olan şudur sevgili Murat. Meclis kayıtlarında vardır çünkü söylemişimdir. Ben eski binanın satışına yeni meclisin karar vermesini istiyorum. Bu konuda fikrimi mecliste de zaten belirtmiştim.
M.A: Mayıs ayında yapılacak ATSO seçimleri ile ilgili temennileriniz nelerdir?
Y.A: Mayıs ayında yapılacak seçimlerin öncelikle ilimize hayırlı olmasını diliyorum. Bireysel kanaatimi müsaaden ile paylaşmak isterim.
M.A: Buyurun lütfen sizi dinliyoruz?
Y.A: Meclis’te uzun yıllardır tecrübeleri ile katkılar sağlamış çok değerli isimlerimiz bulunmakta. Bu isimlerimiz ile birlikte Meclis’te yeni kuşak gençlerimizi de görmeyi arzu ediyorum. Ayrıca, ATSO bünyesinde bu zamana kadar hizmet veren herkese teşekkür ediyorum.
M.A: Sizin aynı zamanda Afyonkarahisar Belediyesi Meclis üyeliği görevinizde bulunmakta. İsterseniz birazda Afyonkarahisar Belediyesinden söz edelim?
Y.A:Afyonkarahisar bu zamana kadar ilk kez, üst düzey bürokrasiyi bu kadar uyumlu bir şekilde çalışırken görmüştür. Bu şehrin Bakanı, Milletvekili, Valisi ve Belediye Başkanı uyumlu bir çalışma süreci sergilemiş ve bu durum sonucunda Afyonkarahisar büyük fayda görmüştür. Bu noktada, Belediye Başkanımızın katkıları oldukça büyüktür. Belediye’ye gelince, alt yapı çalışmaları tamamlanmış, yollar gayet güzel bir şekilde tamamlanmıştır. Ayrıca, Kent Ormanı, Akarçay projesi ve Cumhuriyet Meydanı projeleri büyük ve başarılı projeler olarak ortaya atılmış ve güzel başarılar sağlanmıştır.
M.A: Açıkgözoğlu ailesi olarak Afyonkarahisar ekonomisinin sağladığınız katkılar nelerdir?
Y.A: Kendi işlerimiz haricinde, çeşitli girişimlere ön ayak olarak şehrimize kazandırdığımız bazı değerler gurur kaynağımız olmuştur. Eski otogar mevkide bulunan, Sosyal Sigortalar Kurumu eski hastanesinin ilk yapılacağı dönemde, Uşak İline yapılması karar alınmış. Amcam Balı Açıkgözoğlu’nun girişimi ve katkısı ile o hastane İlimize kazandırılmış. Mevcut hastanenin bulunduğu arsanın büyük kısmı Açıkgözoğlu ailesi tarafından kamu yararına hizmet verme şartı ile Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilmiş. Amcamın ayrıca şehrimize başka katkıları da olmuştur.
M.A: Verebileceğiniz başka örnekler var mı aklınıza gelen?
Y.A: Korel Termal Otel yatırımının, ilimize kazandırılması konusunda, Ali Acar ve arkadaşlarını arazi sahibi arkadaşlar ile bir araya gelmesini sağlayarak bu yatırımın hayata geçirilmesinde bir nebze katkı sağladık. Yakın gelecekte yapımına başlanacak olan “Sidar Club” yatırımı içinde elimizden gelen katkıları yaptık.
M.A: Az önce amcanız Balı Açıkgözoğlu’nun, bu şehre başka katkıları olduğunu söylemiştiniz ?
Y.A: Afyonkarahisarımızın ilk Maliye Muhasebe Yüksek Okulunun kazandırılmasında kendisinin önemli katkıları olmuştur. Okulun yapılacağı mevki “Çörçil” mevki olarak bilinen şu anda Şuhut yolu üzerindeki kampusun bulunduğu alandır. Amcamın Yüksek Okulun bu şehre kazandırılması ile ilgili yaptığı girişimler rahmetli İbrahim Küçükkurt’un anılarında geniş bir şekilde anlatılmıştır.
M.A: Konuk ettiğimiz bazı iş adamlarımıza sorduğum bir sorum var. Size de sormak istiyorum. Afyonkarahisar’ın sosyal ve ekonomik gelişimi size göre nelere bağlıdır? Kısaca bu şehri ne ya da neler sıçratır?
Y.A:Afyonkarahisar’ın mermer, tavuk, tuğla sektörlerinin yanı sıra termal turizm ve hayvancılıkta son zamanlarda ivme kazanmıştır. Üniversite ise ilimize büyük katkı sağlamaktadır.
M.A: Sohbetimizin sonuna geldik. Son olarak iş dünyamıza iletmek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Y.A Allah her şeyin hayırlısını versin, hepimizi bu şehre daha fazla hizmet etmekle mükellef kılsın. “Afyonkarahisar İş Dünyası Sohbetleri” projesi vasıtası ile iş dünyamıza ve tüm dost ve tanıdıklarımıza selam ve hürmetlerimi iletiyorum.
YAKIN PLAN SORULAR
Murat Akarçay: İş Adamı olmasaydınız hangi mesleği yapmak isterdiniz?
Yılmaz Açıkgözoğlu: Kesinlikle futbolcu olmak isterdim.
M.A: Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz?
Y.A: Gençlik yıllarımda futbol yeteneğim vardı.
M.A: Hayatta sevdiğiniz 4 şey nedir?
Y.A: Ailem, işim, dostlarım ve deniz. Deniz bambaşka bir sevgidir bende.
M.A: Bugün 18 yaşına tekrar dönseniz hangi hataları yapmazdınız?
Y.A: Kesinlikle üniversite okurdum. Zaten çocuklarıma üniversite eğitimi almaları konusunda ısrarcı olmuşumdur.
M.A: Kendinizde sevmediğiniz en kötü huyunuz nedir?
Y.A:Olaylara karşı hızlı ve fevri çıkışlarım olabiliyor. Bu yönümü çok yargılarım. Zaman içinde verdiğim tepkilerin haklılığı ortaya da çıkabiliyor.
M.A: Hayatta aldığınız en büyük risk nedir?
Y.A: Şükürler olsun ki hayatımı derinden etkileyecek bir riskim olmadı.
M.A: Kendinizde gördüğünüz en güçlü yön nedir?
Y.A: Hayır ve şerrin Allahtan geldiğine inanırım. Bu yönümü her zaman önde tutarım. Hakkımı sonuna kadar ararım. Aynı zamanda haksızsam özür dilemeyi de bilirim.
M.A: Kriz yönetiminde yol haritanız nedir?
Y.A:Kriz süresince borçlanmayı en asgari seviyeye çekmeye çalışırım. Öte yanda hızlı bir şekilde çıkış yolu aramaya başlarım.
M.A: Sizi en çok ne rahatsız eder?
Y.A: Yalanın her türlüsüne tahammülüm yok.
M.A: Hayatta aldığınız en kötü ve en iyi karar nedir?
Y.A: Değerli eşimle gerçekleştirdiğim evliliğim en iyi kararımdır. Bugün evlatlarıma gururla bakıyorsam, sebebi aldığım bu en iyi karardır. Aldığım kötü bir kararım olmadı.
M.A: Sizi en çok ne ya da neler mutlu eder?
Y.A:Ülkemizin uluslar arası camiada aldığı başarılar beni mutlu eder.
M.A: En çok hangi yönünüzle hatırlanmayı vasiyet edersiniz?
Y.A: Olduğum gibi hatırlanmayı isterim. Beni tanıyan insanlar umarım beni olduğum gibi hatırlarlar.
GENÇ GİRİŞİMCİLERE DERSLERMurat Akarçay: Para kazanmanın yolu sizce nereden geçiyor?
Yılmaz Açıkgözoğlu: Çok çalışmaktan ve sonuna kadar dürüst olmaktan geçmektedir. Tabii bunların başında Allah’ın nasibi olması lazım.
Murat Akarçay: Bir iş adamının sizce 3 kırmızıçizgisi nedir?
Yılmaz Açıkgözoğlu: Bir başkasının malında gözünün bulunmaması, iki, haksız kazançtan uzak durulması, üç helal ve haram kavramını sonuna kadar gözetmek.