Tüzük kurultayına katılmayacağım!

17 Haziran 2016 - 12:10

MHP İl Başkanı Raşit Demirel, Çağrı Heyeti'nin belirlediği 19 Haziran'da düzenlenecek tüzük kurultayına katılmayacağını belirterek: Genel Başkan katılmayacağına göre, buradaki kongrenin sağlıklı olmayacağını düşünüyoruz. Onun içinde katılmayı düşünmüyoruz

 

 

 

 

 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar İl Başkanlığı haftalık basın toplantısı dün İl Başkanı Raşit Demirel başkanlığında parti il binasında yapıldı. İl Başkan Yardımcısı Mehmet Kocacan’ın da katıldığı toplantıda ilk konuşan Kocacan, Şuhut ve Sandıklılı çiftçilerin sorunları dile getirdi.

Daha sonra söz alan İl Başkanı Raşit Demirel, konuşmasının sonunda Kurtuluş’un  Çağrı Heyeti’nin belirlediği 19 Haziran’da düzenlenecek tüzük kurultayına ilişkin sorularını yanıtladı. Demirel, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Ben gitmeyeceğime göre, birini de görevlendirmeyeceğime göre, bu kongre korsan bir kongredir” dediğine vurgu yaptı ve kendisinin de kongreye gitmeyeceğini bildirdi.

 

VATANDAŞ GEÇİM DERDİNDE

Konuşmasında, gündemdeki sorunlara ilişkin partisinin görüşlerini açıklayan Demirel, vatandaşın ekonomik sıkıntı içerisinde bulunduğunu belirtti. Demirel, asgari ücretli vatandaşların bir diğer aya 950 TL ile borçlu girdiğini ifade etti. Demirel, şöyle devam etti: “Beş kişilik bir aileyi ele aldığımızda bir günde harcayacağı para 75 lira. Bir ayı 30 gün kabul ettiğimizde bu da 2 bin 250 TL ediyor. Asgari ücret bin 300 lira oldu. 1300 TL aylık alan asgari ücretli bir aile, dini inançlarımıza göre,  2250 liraya karnını doyurması gerekiyor. O zaman asgari ücretli vatandaşımız her ay 950 lira borçla diğer aya geçiyor. Allah yardımcıları olsun. İstikrar devam ediyor mu? Hayır. İstikrarın sürdüğü bir şey var mı? Evet var. Nedir? Terör. Her gün istikrarlı bir şekilde insanlarımızı teröre kurban veriyoruz.”

 

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM ANAYASA SUÇU İŞLEMİŞTİR

“Her gün çevremizden bir arkadaşımızın Cumhurbaşkanına hakaretten yargılandığını duyuyoruz” diyen MHP’li Demirel,  hakim ve savcıların ya uyduruk paralel davalarına yada Cumhurbaşkanına hakaret davalarına baktıklarını belirtti. Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dava sayısının bu kadar yüksek olmasının nedeni araştırıldığında Cumhurbaşkanının anayasal sınırları içerisinde kalmayıp, siyası bir partinin lideri gibi davranmasından kaynaklandığını görmekteyiz. Ülke terör belasından kan gölüne, yerleşim yerleri de viraneye dönmüşken Cumhurbaşkanının sürekli siyaset yapması haklı olarak Türk Milletini rahatsız etmektedir. İkinci vesayetli başbakan Binali Yıldırım'ın kurduğu cümlelerin iki lafından biri, başkanlık sistemi üzerinedir. Hükümet neredeyse terörün sebebi olarak başkanlık sistemini göstermektedir. Geçenlerde Başbakan Binali Yıldırım'ın Anayasa ne söylerse söylesin Cumhurbaşkanımızın fiili olarak sorumluluğu doğmuştur ifadesi bize çok enteresan gelmiştir ama Başbakan bir şeyi gözden kaçırmaya çalışmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan mevcut Anayasa'ya göre seçilmiş ve bu anayasaya göre de yemin etmiştir. Görev alanı da mevcut Anayasa'da çizilmiştir. Dolayısıyla Başbakan, bu sözleri sarf ederken anayasa suçu işlemiştir. Bugün ‘Anayasa ne söylerse söylesin’ diyen zihniyet, yarın ‘Millet ne derse dersin ben bildiğimi okurum’ diye bilecektir. Şimdi, Cumhurbaşkanına bundan önceki Cumhurbaşkanlarına gösterilen saygıyı bekleyeceksiniz ama diğerleri gibi Anayasal sınırlarda durmayacaksınız. Bu bir çelişki değil mi? Yine geçenlerde Cumhurbaşkanı, ‘Anneliği reddeden bir kadın yarımdır' diye bir ifade kullanmış, kadınlık onurunu da incitmiştir. 'Teröristler büyük şehirlere bomba yüklü araçları birer birer sevk edip pusu kurarken Cumhurbaşkanı'nın 'Anneliği reddeden bir kadın yarımdır’ diyerek hedef saptırması açıkça siyaset yaptığını göstermektedir.”

 

HÜKÜMET YENİDEN ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞLATAYIM İHANETİNE HEVES ETMESİN

Terörle mücadelede AK Parti’ye her zaman desteklediklerini ifade eden Demirel, AK Parti’nin çözüm sürecini tekrar başlatması durumunda şehit ailelerinin hesabını soracaklarını dile getirdi: “MHP olarak AKP'ye terörle mücadelede desteğimiz sonuna kadar devam edecektir. Sayın Genel Başkanımız bu haftaki gurup toplantısında. TBMM’ye sevk edilen 'Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına' destek vererek, gereğini eksiksiz yerine getireceğiz demiştir. Demek ki neymiş, MHP'nin fiili desteği devam edecek hukuki boyuta kadar ulaşabiliyormuş. Türk askerinin terörle mücadelede elini güçlendirmek ve bu mücadelesinde ihtiyaç duyduğu hukuki güvenceyi daha da güçlendirmek için MHP olarak elimizden gelen çabayı göstereceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Terör, er ya da geç layık olduğu çukurda can verecektir. Yeter ki AKP hükümeti mücadeleden taviz vermesin. Son zamanlarda yine ‘Silahlar betona gömülsün, gelsinler mecliste siyaset yapsınlar’ gibi lüzumsuz sözler sarf edilmeye başlamıştır. Sakın ola, hükümet terör örgütüyle görüşeyim, buluşayım, yeniden bir çözüm süreci başlatayım ihanetine heves etmesin. Serok Ahmet Davutoğlu'nun sabık başbakan olduktan bir müddet sonra, PKK'yla irtibat kurmaya çalıştığına dair ortada iddialar dolaşmaktadır. Eğer AKP ile PKK şu anda bazı kanatlarda temas halindeyse, bilinsin ki, bu hıyanetin altından hiç bir zaman kalkamayacaktır. Bu söylentiler doğru çıkar, AKP ile PKK, Oslo'da ve Dolmabahçe sarayında olduğu gibi görüşmeye kalkarlarsa, şehit analarının ve şehit kanlarının hesabını sormakta asla tereddüt etmeyeceğiz. Bunun böyle bilinmesini istiyoruz.”

 

MUHAMMED ALİ'NİN CENAZESİNE GİTTİLER, TÜRK BOKSÖRÜMÜZ SİNAN ŞAMİL SAN'A GİTMEDİLER

Demirel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi, damadı, torunu ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile dünya şampiyonu Muhammed Ali'nin cenaze töreni için ABD'ye gitmesini eleştirdi ve geçen yıl hayatını kaybeden Türk boksörü Sinan Samil Sam'ın cenazesine  gitmediğine tepki gösterdi: “Müttefikimiz olan ABD'nin cumhurbaşkanımıza protokol uygulanmadığına hepimizde üzülerek şahit olduk. Cumhurbaşkanının tabutun üzerine örtülmesi amacıyla Türkiye'den götürdüğü kabe örtüsünü, Muhammed Ali'nin akrabaları kabul etmedikleri gibi, Cumhurbaşkanının ve Diyanet İşleri Başkanının okumak istediği Kuran tilavetine de izin vermemişlerdir. Bu durum ülkem adını esef vericidir. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Dünya boks şampiyonumuz Merhum Türk boksörü Sinan Samil Sam'ın cenazesine ne Cumhurbaşkanı nede hükümet erkanı tarafından katılan olmamıştı. Keşke Merhum Muhammed Ali için gösterilen gayret, Türk boksörü, Dünya şampiyonumuz Sinan Şamil San' içinde gösterilseydi. Ama iki boksör arasında bir fark vardı tabi. Dünya tele-vizyonlarında siyasi rant varken, Sinan Şamil Sam'ın cenazesine gidilse ne olurdu, gidilmese ne olur? Zaten Sinan Şamil Sam da Amerikalı değildi. Aslında sayın Cumhurbaşkanı ve AKP'nin bakan ve yöneticileri, şu günlerde ABD'ye giderken dikkatli olmaları gerekir.”

 

ABD’YE GÜVENMEYİN, ÎRANLI KAÇAKÇI ÖTÜVERİR, HEPİNİZİ ELE VERİR SONRA

Demirel konuşmasının son bölümünde, “ABD'ye müttefik diye fazla güvenmesinler. Ne olur ne olmaz, şu sıralar ABD'ye pek gitmesinler. Oralarda fazla görünmesinler. Ortalık hele bir yatışsın. Yeni Başkan seçilinceye kadar AKP’ye diyoruz ki, oturun oturduğunuz yerde. Sık sık ABD'ye giderseniz, karşınıza neyin çıkacağını, kimin ne yapacağını bilemezsiniz. Hatırlatıyoruz. Bakarsınız Îranlı kaçakçı ötüverir, hepinizi ele verir sonra. Oralarda yandaş hakim ve savcı bulamadığınız gibi büyük bir skandalın faili olmaktan da kurtulamazsınız. Şansınızı fazla zorlamayın bence. 17-25 Aralık dumanının Okyanus ötesinden tüttüğünü cümle aleme göstermeyin, Bunu içeride becerdiniz. Müttefikimiz ABD'de savcılar ve hakimler farklı, demedi demeyin” ifadelerini kullandı.

 

BAHÇELİ: BEN KATILMAYACAĞIM, BU KONGRE KORSAN BİR KONGREDİR

Hafta sonu çağrı heyetinin belirlediği MHP Kurultayına Devlet Bahçeli’nin sözü ile katılmayacağını ifade eden Demirel, Kurtuluş Gazetesi’nin sorusuna cevap verdi ve şunları söyledi: “Arkadaşlarımızla görüştük. Gitmeyi düşünmüyorum. Kurultayın açılışını tüzüğümüze göre Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin açması gerekiyor. İki gün önce biz Konya’da Genel Başkanı ile Konya İl Başkanlığının iftarına davetli idik. Bahçeli, sohbetimizde bu toplantıya katılmayacağını söyledi. Dolayısıyla kendisinin katılmadığı bir ortamda korsan bir kongrenin olacağını söyledi. Tüzüğü de incelediğimizde 63. madde de böyle söylüyor. Genel Başkan ya kendisi, ya da teşkilattan sorumlu Genel başkanı ya da Genel Başkanının görevlendirebileceği Genel Merkezden yetkili birisinin toplantıyı konuşarak açması gerekiyor diyor. Tüzük böyle söylüyor. Genel Başkanın ifadesi ile anlatıyorum. ‘Ben gitmeyeceğime göre, birini de görevlendirmeyeceğime göre, bu kongre korsan bir kongredir’ diyor. Genel Başkan katılmayacağına göre, buradaki kongrenin sağlıklı olmayacağını düşünüyoruz. Onun içinde katılmayı düşünmüyoruz.”●Ferhat Yüksel