Şenol : Öğretmene şiddete hayır
Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Eğitim-Sen Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası Afyonkarahisar Şubesi Başkanı Nizamettin Şenol yazılı bir basın açıklaması yaparak öğretmenlere uygulanan şiddeti gündeme taşıdı.
Şenol açıklamasında şu görüşlere yer verdi; ”Hemen her gün eğitim çalışanlarına yönelik şiddet haberleri ile sarsılıyoruz. Basına yansıyan haberlerden bazılarını sizlerle paylaşacağız.
17.10.2011 Adana’daki Tahsilli İlköğretim Okulu’nda okulun öğretmeni Zeynep Akıncı,
tartıştığı bir velinin saldırısına uğradı.
27.09.2012 İzmir’de, 40 yaşındaki öğretmen Rabia Sevilay Durukan, daha önce kendisini
Dikkat et hoca, seni bıçaklarım diyerek tehdit eden 16 yaşındaki öğrencisi tarafından öldürüldü.
24.10.2013 Mardin’de bir okulun müdür yardımcısı ile öğretmenlerinden biri, tartıştıkları
bir öğrencinin boksör velisi tarafından dövülerek hastanelik edildi. Müdür yardımcısına 15 gün iş
göremez raporu verildi.
07.05.2014 Adana’da matematik öğretmeni 28 yaşındaki Lokman Ay, dersini böldüğü için
uyarıda bulunduğu öğrenci ve yakınları tarafından dövüldü.
17.05.2014Merkez Melikgazi İlçesi Selimiye Mahallesi Seyyid Burhaneddin Teknik ve
Endüstri Meslek Lisesi’nde Müdür Yardımcısı Mehmet Aktaş, Cuma namazı için okuldan ayrıldığı
sırada, 12’nci sınıf öğrencisi yolunu keserek, iddiaya göre devamsızlığı ile ilgili raporu vermek
istedi. Raporu kabul etmeyen öğretmen Aktaş ile öğrenci arasında bu nedenle tartışma çıktı. Bu
sırada öğrencinin attığı yumruk sonucu başını kaldırıma çarparak ağır yaralanan Mehmet Aktaş,
kaldırıldığı Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yaşamını yitirdi.
15.04.2015 Adana’nın Merkez Seyhan ilçesindeki Malazgirt Ortaokulu Müdürü Süleyman
Mihricihan iki kişinin saldırısına uğradı.
14.12.2016 Kayseri'de bulunan bir lisede öğretmen zilinin çalmasıyla, öğrencisini ikaz eden
kadın öğretmen, 16 yaşındaki öğrencisi tarafından şiddet gördü.
15.12.2017 İzmir’in Ödemiş ilçesindeki Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü
Ayhan Kökmen öğrencisi tarafından tüfekle vurularak öldürüldü.
15.06.2017 Kayseri’de, çocuğu sınıfta kalan veli müdür yardımcılarına saldırdı.
24.10.2017 Bursa’da bir kadın öğretmen, okul bahçesinden çıkması için ikaz ettiği
öğrencinin annesi tarafından darp edildi.
16.10.2017 İzmir’de, Karabağlar Atatürk Anadolu Teknik Lisesi Müdür Yardımcısı Erol
Gönç, okul bahçesinde okulla ilişiği olmayan kişilerce darp edildi, yüzünde sigara söndürülmeye
çalışıldı.
24.11.2017 Gaziantep’te sınıf öğretmeni, okumayı öğrendiği için yanağını sıkarak tebrik
ettiği öğrencisinin ailesi tarafından saldırıya uğradı.
15.12.2017 İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan
Kökmen, 3 yıldır görev yaptığı okulda, öğrencilerinin pompalı tüfekli saldırısına uğradı.
12.01.2018 Denizli'nin Çivril ilçesinde, edebiyat öğretmeni, ders notu konusunda sınıfta
tartıştığı öğrencisinin bacağına ve karnına tekme attığı iddiasıyla polise şikâyetçi oldu.
14.03.2018 İstanbul Sultangazi’de bir öğretmen, okulun bahçesinde yaramazlık yaptığı için
ikaz ettiği öğrencinin babası tarafından tekme tokatlı saldırıya uğradı.
26.03.2018 Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde, disiplinsiz davranışları nedeniyle eğitim
gördüğü okulla ilişiği kesilen 10'uncu sınıfı öğrencisi, müdür yardımcısı Gülhan Şaşmaz'ı caddede
sırtından bıçakladı.
11.04.2018 Bursa’da polis memuru veli, okul müdürü ve müdür yardımcısını tabancayla
vurarak yaraladı.
12.04.2018 Niğde’de Fatih Lisesinde 12. sınıf öğrencisi basit bir mesele yüzünden müdür
yardımcısını yumruklayarak burnunu kırdı.
Görüldüğü üzere eğitim çalışanlarına şiddet haberlerinin sonu gelmiyor. 2012 yılında Rabia
Sevilay Durukan, 2014 yılında Mehmet Aktaş ve 2017 yılında da Ayhan Kökmenhayatlarının en
verimli döneminde öğrencilerinden, ailelerinden, sevdiklerinden koparıldı. Sevilay ve Ayhan
öğretmenlerimizi bir kez daha saygıyla, minnetle anıyoruz. Onlar eğitim şehitlerimizdir. İlim irfan yuvası okullarımızda çocuklarımıza sadece okuma yazma, matematik, fen bilimleri değil; her şeyden önce ahlaklı, erdemli insan olmayı öğreten, öğrencilerini çocuklarından ayırmayan, imkânı olmayan öğrencilere yardım eli uzatan bu öğretmenlerimiz hiç hak etmedikleri halde saldırıya uğramış ve öldürülmüştür.
Öte yandan yine onlarca öğretmenimiz, eğitim çalışanımız her yıl öğrencileri ya da veliler
tarafından fiziksel, sözlü, psikolojik şiddete uğruyor. Eğitimciler sustukça saldırılar artıyor.
Başta öğretmenler olmak üzere eğitim çalışanlarının hakir görülmesi, horlanması,
öğretmenlik mesleğinin küçümsenmesi, etkisiz ve yetkisizleştirilmesi, öğretmenlerin mülakat ile
alınması, torpilli yönetici görevlendirmeleri, motivasyonu azaltan uygulamalar, ekonomik, özlük ve
sosyal yönden hak gaspları ülkeyi yönetenlerin öğretmenlerin, eğitim çalışanlarının itibarlarını
sarsıcı açıklamalar yapılması bugünkü tabloya zemin hazırlamıştır.
Ülkeyi yönetenlerin eğitim çalışanlarını tahkir eden açıklamaları hafızalardaki tazeliğini
korumaktadır. Başbakanlar, Milli Eğitim Bakanları, siyasiler öğretmenlerin az çalıştıklarını, daha
fazla tatil yaptıklarını ve diğer memurlardan fazla kazandığını ifade ettiler; öğretmenlere şahsiyet
kazandırılmaya çalışıldığını söylediler; öğretmenlere iş için başka kapıları adres gösterdiler.
Öğretmenin itibarını zedeleyen Alo 147 hattı açıldı; asılsız ihbarlar ile öğretmenler lekelendi,
bu hat öğretmeni şikâyet hattı haline geldi, suçsuz yere şikâyet edilen öğretmenlerin bir kısmı
soruşturmaya tabi tutuldu hatta ceza alan öğretmenlerimiz oldu.
Bugüne geldiğimizde de öğretmenleri rencide eden uygulamaların devam ettiğini görüyoruz.
Stajyer öğretmenler performans değerlendirmesine tabi tutuluyor. Öğretmenlik mesleği kadrolu,
sözleşmeli, ücretli adı altında bölük pörçük edildi. Öğretmen alımlarında mülakat uygulaması
getirildi.
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlere performans değerlendirme sistemi getiriyor.
Yanlışlıklar silsilesini barındıran bu uygulama, öğretmenlerin öğrenci ve veli gözünde değerini
azaltacak, öğretmenlere yönelik psikolojik şiddetin aracı haline gelecek, öğretmenlerin itibarının
tamamen yok olmasına yol açacaktır. Öğretmen not verendir, not verilen değildir. Şayet roller
değişirse, not veren öğrenci, değerlendirilen öğretmen olursa, öğrencilerde bunu dalga geçme aracı
olarak görecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı eğitimcilere değer veriyor gibi görünüp, icraatları ile aslında
öğretmenleri toplum nezdinde değersizleştirmektedir. En acısı da bugüne kadar Milli Eğitim
Bakanlığı’nın öğretmenlere yönelik şiddete karşı net bir karşı duruşunu göremememizdir.
İvedilikle tedbir alın diye bas bas bağırırken, bugün hala okulların güvenlik açısından ne
noktada olduğu hepimizin malumudur. Düşünebiliyor musunuz, okullarımızda güvenlik ya nöbetçi
öğretmenler eliyle sağlanmakta, ya da okullarda hiç güvenlik önlemi alınmamaktadır. Okulların
önemli bir kısmında güvenlik kamerası dahi yoktur.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda, derslik ve ders yapılan bölümler, öğretmenler
odası, yönetici ve diğer çalışma/dinlenme odaları, rehberlik odası, kütüphane, spor salonu, yüzme
havuzu, tuvalet lavabo, ibadethane ve benzeri birimlerin içini görmeyecek şekilde sadece bahçe,
giriş ve bina kapılarına güvenlik kamera sistemleri kurulmalıdır. Okul giriş ve çıkış kapılarındaki
kamera sistemleri kolluk birimleri bünyesinde bulunan Kent Güvenlik Yönetim Sistemlerine
(KGYS) entegre edilmelidir.
Okulların hemen hemen hiçbirinde güvenlik görevlisi bulunmamaktadır. Okullarımıza özel
güvenlik görevlisi hizmet alımı için gerekli ödenek ve yetkiler verilmelidir. Ayrıca MEB ile İş-Kur
arasında gerekli işbirliğinin yapılarak güvenlik önemi arz eden öncelikle büyük okullarımızın giriş
kapılarında özel güvenlik sertifikası olan özel koruma ve güvenlik görevlileri görevlendirilmesi
gerekmektedir.
Eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti artıran unsurlardan birisi de, şiddeti uygulayan kişilerin
cezalandırılmayacakları ya da önemsenecek bir yaptırımla karşılaşmayacakları düşüncesidir. Eğitim
çalışanlarına yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka
cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca
cezalandırılacağı düşüncesinin oluşturulması hükme bağlanmalıdır.
Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçmek amacıyla “Şiddeti Önleme Kanunu”
hazırlanmalıdır.
Türk Ceza Kanunu’nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti caydırıcı nitelikte yeni
düzenlemeler yapılarak; bu eylemlerin, kamu hizmetini engelleme, vatandaşın eğitim hakkını
kullanmayı engelleme ve bunun sonucunda insan hayatının riske atılması gibi suç tipleri başlıkları
altında değerlendirileceği yasal düzenlemeler yapılmalı, cezalar artırılmalı ve verilen cezaların
ertelenmemesi sağlanmalıdır.
Şiddet olaylarında şikâyet söz konusu olmadan savcılık kamu davası açmalı, eğitim çalışanı
devreden çıkmalıdır.
Mobbing aracı haline de gelen Alo 147 hattının şikâyet hattı olarak kullanılmasının önüne
geçilmelidir. Şikâyetler etkili bir ön değerlendirmeye tabi tutulmalı, genel ve soyut nitelikte olan,
şikâyet sahibinin adı ve adresi belli olmayan veya personelin kusuru bulunmadığı açıkça görülenler
değerlendirmeye alınmamalıdır.
Öğretmenlerimizin itibarlarını rencide eden performans değerlendirme sistemi tamamen rafa
kaldırılmalı, yönetici atamalarında kariyer ve liyakat sistemine geçilmeli, mülakatla öğretmen ve
yönetici atama sisteminden vazgeçilmelidir.
Sorumlu sendikacılığı ilke edinen Türk Eğitim-Sen, eğitim çalışanlarına şiddette karşı
7’den 70’e herkesi, toplumun tüm kesimlerini, ülkeyi yönetenleri, yetkilileri duyarlı olmaya
çağırmaktadır. Bu minvalde sendikamız, bugün tüm Türkiye genelinde kokart eylemi
gerçekleştirmektedir. Türk Eğitim-Sen üyesi öğretmenlerimiz bugün derslere
“ÖĞRETMENİME DOKUNMA” yazılı kokartlarla girecektir.
Kokart eylemimiz ile eğitim çalışanlarına şiddete dikkat çekerek, MEB yetkililerini ve
Hükümeti ivedilikle tedbir almaya çağırıyoruz. Zaman eğitim çalışanlarının aleyhine işliyor. Daha
fazla eğitim çalışanı şiddete uğramadan, öldürülmeden önce harekete geçilmesi elzemdir. Kokart
eylemimiz başlangıçtır. Daha fazla can kaybetmeye tahammülümüz yoktur. Bu düzen böyle
gitmeyecektir. Eğer sosyal bir yara haline gelen öğretmene şiddet hadiseleri için gerekli
tedbirler alınmaz ise önümüzdeki süreçte iş bırakma eylemi de dahil olmak üzere daha
radikal demokratik eylemleri hayata geçireceğimizin bilinmesini istiyoruz. Tedbirler alınana
kadar eğitimcilere yönelik şiddeti gündemde tutmayı ve farkındalık yaratmayı sürdüreceğiz.