SABIR PEYGAMBER SÜNNETİDİR

11 Ağustos 2015 - 17:59

  Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de 'Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele! Sabırlılar ...

 

Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de “Biz mutlaka sizi biraz korku ile, biraz açlık ile, yahut mala, cana veya ürünlere gelecek noksanlıkla deneriz. Sen sabredenleri müjdele! Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına musîbet geldiğinde, “Biz Allah’a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O’na döneceğiz.” derler. İşte Rab’leri tarafından bol mağfiret ve rahmete mazhar olanlar onlardır. Doğru yolu bulanlar da ancak onlardır.” (Bakara Sûresi, 2/155-157) emrince sevdiği mü’min kullarını değişik şekillerde musîbetler göndererek imtihan edeceğini ve bu musibetlere karşı sabır ve tevekkül gösterenlerin büyük mükâfatlarla ödüllendirileceklerini bildirir.

 

İMTIHANIN ÇETINI EN YAKINDAN BAŞLAR

İnsanın en büyük imtihanı yakınlarıyla olur. En büyük sıkıntı tanıdıklardan gelir. Çünkü onlarla paylaşılan bir hayatla birlikte bir çok haklar vardır. Cennetlik müminlerin en belirgin vasfı, geçimi zor insanlara yumuşak davranmak, onları Allah için idare etmek, kalbinde hiçbir mümine kin, haset ve intikam hırsı taşımamaktır. İnsanların yükünü çekmek ve onlarla güzel geçinmek, peygamberlerden kalan en faziletli ve en gerekli sünnettir.

 

PEYGAMBERLER YAKINLARI İLE İMTİHAN OLUNMUŞTUR

Dokuz yüz elli senelik ömründe evladı ve karısı tarafından bile anlaşılmayan Hz. Nuh (aleyhisselam), davetine icabet etmeyen kavminin aşağılama, tahkir ve tezyiflerine maruz kalmıştır. Evladının kabaran sularda kaybolup gitmesi imtihanı da eklenince Rabb’ine kalbî bir teveccühle, “Eğer beni affetmez, bana merhamet etmezsen her şeyi kaybedenlerden olurum…” diyerek içini dökmüştür.

Hz. Eyyub’ün (a.s) nasibine kaderi ilahiye tarafından çocuklarının teker teker ölmesi, Hz. Musa’ya (a.s) Kaderi ilahiye tarafından firavunun elinde büyümesine rağmen elinde büyüdüğü azgın insana karşı tevhit mücadelesi düşmüştür.

Hz. Yusuf (a.s) kardeşleri tarafından daha on yedi on sekiz yaşlarında iken kardeşleri tarafından şiddetli bir kıskançlık yüzünden kuyuya atılmış ve yoldan geçen bir kervan tarafından bulunarak köle olarak satılmıştır. Mısır Azizinin sarayında Mısır Meliklerinden Gıtfır adındaki bir melikin eşi olan Züleyha ile olan dehşetli imtihanı Allah’ın inayetiyle sabır ve iffeti sayesinde kazanmış, fakat büyük bir iftiraya uğrayarak zindana atılmıştır. Ancak, ismet timsali ve nübüvvet gibi büyük bir vazifeye ehil bir fıtratta yaratılan Yusuf (a.s.), uğradığı dert ve belalara pek büyük bir sabır ve metanetle karşı koyarak “Ey Rabbim, Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum” (Yusuf Suresi 12/33) diyerek rabbine teslimiyeti sabrı, sıdk ve emaneti, ilim ve irfaniyle ile onların üstesinden gelmiş ve Mısır’da en ali bir makama çıkmıştır.

Hz Asiyenin nasibine zalim firavun, Hz Luta, münafık bir eş, Hz İsmail’e kurbanlık olma vazifesi düşmüştür.

 

PEYGAMBERLER ÇETİN IMTİHANI KAZANMIŞTIR

Her hastalık, her musibet ayrı bir sabır imtihanıdır. Bu imtihanı kaybeden insanlar, kadere itiraz etme tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Bize de düşen Peygamberlerin sünnetine sahip çıkmak, onlar gibi duruş sergilemektir.

Bediüzzamanın belittiği gibi “Hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder; vazife-i hayatiyeyi yapar” (Lem’alar).