Poyrazköy davasında şok rapor!

16 Ekim 2010 - 01:12

MAHKEME TESPİT EDİLMESİNİ İSTEMİŞTİ Davanın görüldüğü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, bir önceki duruşmada söz konusu flaş belleğin, Ayabakan'ın bilgisayarında kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi için TÜBİTAK'tan ...

MAHKEME TESPİT EDİLMESİNİ İSTEMİŞTİ
Davanın görüldüğü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, bir önceki duruşmada söz konusu flaş belleğin, Ayabakan’ın bilgisayarında kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi için TÜBİTAK’tan rapor istemişti. TÜBİTAK’ın hazırladığı rapor dava dosyasına girdi.

DİZÜSTÜ BİLGİSAYARINDA KULLANILDIĞINA DAİR BİR EMARE YOK
TÜBİTAK’ta görevli bilirkişi Yılmaz Çankaya tarafından hazırlanan raporda, Tarık Ayabakan’a ait olduğu belirtilen USB depolama cihazının, Ayabakan’ın dizüstü bilgisayarında kullandığına dair herhangi bir emarenin tespit edilemediği kaydedildi.

Söz konusu USB depolama cihazında davaya konu birçok belgenin ve fişleme bilgilerinin olduğu iddia ediliyordu.

SANIK AYBAKAN NE DEMİŞTİ – 14 MAYIS 2010
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanıklardan Teğmen Tarık Ayabakan, ‘terör örgütü üyesi olmak’ gibi çok ağır bir suçlama nedeniyle tutuklu bulunduğunu söyledi.

Evinde yapılan aramalara yatağının başucundan başlandığını, ancak tutulan raporun şahsına ait hiçbir eşyanın bulunmadığını gösterdiğini ifade eden Ayabakan, arama tutanağının davanın gidişatındaki en önemli belge olduğunu savundu.

Davanın tutuklu sanıklarından Alperen Erdoğan’ın, ‘Aramalar sırasında ele geçirilen flash bellek Tarık Ayabakan’ın olabilir’ ifadesinin iddianamede ‘Aramalar sırasında ele geçirilen flash bellek Tarık Ayabakan’a ait’ olarak yer almasının tüm belgelerin kendisiyle ilgisi olduğu izlenimini yarattığını söyleyen Ayabakan, ‘Bu durum tüm özlük haklarım ve mesleki planlarımın üzerine set çekmiştir. Flash belleğin aramalar sırasında bulunduğuna dair görüntü kaydı yoktur. Nereden, nasıl bulunduğu belli değildir. Flash bellek, eşyalarımın arasından çıkmadığı gibi onun bana ait olduğunu gösteren bir delil de yoktur. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Aslı olmayan belgeler hakkındaki değerlendirmeler ciddiyetten uzak yapılmıştır’ dedi.

İhbar mektubunda, uyuşturucu trafiğinden söz edildiğini hatırlatan Ayabakan, adli tıp incelemelerinde uyuşturucu paketlerinde parmak izlerinin çıkmadığını belirtti.

Evinde aramanın yapıldığı gece, İstanbul’a ailesinin yanına gittiğini, dizüstü bilgisayarı ve flash belleğini yanına aldığını anlatan Ayabakan, olaydan sonra Savcılıktan, dizüstü bilgisayar ve flash belleğinin incelenmesini talep ettiğini ancak bir sonuç çıkmadığını, aynı talebini yinelediğini kaydetti.

Bugüne kadar uyuşturucu kullanmadığını ve görmediğini, yapılan tahlillerde de kullanmadığının açıkça ortaya çıktığını ifade eden Ayabakan, ‘Nasıl olur da terör örgütü üyesi olduğumuz iddia edilir. Ne bir örgüt üyesiyiz ne de bir örgütle hiçbir bağlantımız yoktur’ dedi.