Eğitim yılı sorunların gölgesinde tamamlandı
Eğitim yılı sorunların
gölgesinde tamamlandı
Kamu-Sen İl Temsilcisi Şenol: 2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılı Hem eğitimcilerimiz hem de öğrencilerimiz sorunların gölgesinde bu eğitim-öğretim yılını da tamamladı
KURTULUŞ-Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı ve Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Nizamettin Şenol, geçen cuma günü soran eren 2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılı dolayısıyla yaptığı değerlendirmede,
“Hem eğitimcilerimiz hem de öğrencilerimiz sorunların gölgesinde bu eğitim-öğretim yılını da tamamladı” ifadesine yer verdi. Şenol’un yazılı açıklamasından öne çıkan bazı satır başları şöyle: “Öğretmen açığı, fiziki alt yapı yetersizlikleri, okulların ehil olmayan yöneticilere teslim edilmesi, sözleşmeli ve mülakatlı öğretmen alımı, ücretli öğretmenliğin halen devam ediyor olması, özlük haklarda bir iyileşme sağlanamaması, okullara ayrılan ödeneklerin yetersizliği v.b. birçok sorun 2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılına damgasını vurdu.
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN ALIMI ÇOK BÜYÜK BİR SORUNDUR
Sözleşmeli, mülakatlı öğretmen alımı eğitim hayatımız açısından çok büyük bir sorundur. Bu nedenle öğretmenlikte torpili olanın atanma dönemi başlamıştır. Öğretmen olmak için yıllarca dişini tırnağına takarak çalışan, emek veren insanlar KPSS’de çok başarılı olmasına rağmen mülakatta hayatlarının hüsranını yaşamaktadır.
Sözleşmelilik de başlı başına yanlış bir istihdam yöntemidir. Yönetici atamaları hala en büyük tartışma konularından bir tanesidir. Okul müdürlüğü görevlendirmelerinde ne dolaplar döndüyse, hangi listeler elden ele dolaştıysa, kul hakkı nasıl yendiyse, torpiller nasıl çarpıştıysa, siyasi, ideolojik unsurlar nasıl baz alındıysa, şimdi de okul müdür yardımcılığı ve müdür baş yardımcılığı görevlendirmelerinde benzer haksızlıklar yaşanacaktır.
MEB mahkeme kararlarına uymamaktadır. Dava kazanan birçok yönetici görevine döndürülmemiştir. Sendikamız, bu konuda da yargıya götürülmesi gereken hangi husus var ise bunu eksiksiz yerine getirmektedir.
ATATÜRK HEM ASKERİ BİR DEHA HEM DE EŞSİZ BİR KURUCU LİDERDİR
Müfredatların çağın ihtiyaçları doğrultusunda değişmesi normaldir, hatta gereklidir. Bu noktada önemli olan husus, eğitimimizi dünya ülkeleri ile rekabet edebilir düzeye getirebilecek, dünya ölçekli sınavlarda başarı sağlamamızı sağlayacak, çağdaş, milli, bilimsel, ötekileştirmeyen bir anlayışla müfredat programı hazırlanmasıdır. Bilindiği gibi müfredat taslağı ile ilgili kamuoyuna yansıyan en büyük tartışma Atatürk konuları ile ilgili olmuştur. Türk milletinin gerek geçmiş gerekse yakın tarihini çok iyi bilmesi, olayları doğru tahlil edebilmesi gerekmektedir. Bu noktada Türk tarihini değiştiren Atatürk döneminin eksiksiz, doğru bir şekilde öğretilmesi milliyetçi, vatansever, bayrağına sahip çıkan, şehitlerimizin değerini iyi bilen gençler yetiştirmemiz noktasında çok önemlidir.
Bu ülkeyi işgalcilerden temizleyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran, ülkemizi müreffeh bir ülke yapmak için varını yoğunu ortaya koymuş olan Büyük Atatürk hem askeri bir deha hem de eşsiz bir kurucu liderdir. Her Türk evladının Atatürk’ün değerini bilmesi, ilke ve inkılaplarını özümsemesi, bu toprakların nasıl vatan yapıldığını çok iyi öğrenmesi Türk milletinin bekası için de hayati öneme sahiptir. Bu noktada müfredatta Atatürk ile ilgili konularda, herhangi bir daraltma, eksiltme hiçbir şekilde yapılmamalıdır.
Son yaşananlardan da görüldüğü üzere ülkemizde Atatürk düşmanları sinsi faaliyetlerini yoğun bir şekilde sürdürmektedir. Bunların içinde sahte tarihçiler de vardır, dini kullanan aymazlar da, sıradan vatandaşlar da… Atatürk’ü sözüm ona değersizleştirmeye çalışan, Atatürk’e, O’nun çok değerli annesi ve manevi kızına iftiralar atan, heykellerine saldıran bu güruh toplum tarafından nefretle karşılanmaktadır.
Bu ahlaksızlar, şeref yoksunları Atatürk düşmanıdır, Cumhuriyet düşmanıdır, millet düşmanıdır, devlet düşmanıdır, vatan düşmanıdır, bayrak düşmanıdır. Ülkemizin kurucu değerlerine saldırıda bulunan bu soysuzların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz.
Unutulmasın ki; gençlerimizin tarih şuuruyla yetiştirilmesi, Atatürk’ü anlaması, Atatürk ilke ve inkılaplarını kılavuz edinmesi, böylesi şeref yoksunlarını tarihin tozlu sayfalarına gömecektir.
ÖĞRETMENLERİN İTİBARLARINI ARTIRABİLİYOR MUYUZ?
Müfredatlar elbette eğitimimize yön vermektedir. Ancak en az müfredat kadar önemli olan bir şey vardır ki, o da öğretmen yetiştirmektir. Eğitim fakülteleri sürecinden başlayan kaliteli öğretmen yetiştirme sistemimiz var mı? Atandıktan sonra öğretmenleri hizmet içi eğitimlerle çağın ihtiyaçlarına uygun donatıyor muyuz? Öğretmenlerimiz teknolojik gelişmeleri, alanları ile ilgili yayınları, raporları takip ediyor mu? Öğretmenlerimiz yeni öğretim yöntemleri konusunda bilgilendiriliyor mu? Öğretmenlerimizi gerek maddi gerekse özlük hakları açısından mutlu, huzurlu kılabiliyor muyuz? Öğretmenlerin itibarlarını artırabiliyor muyuz? Okul yöneticilerimiz ehil mi, liyakatli mi, sağlam bir yönetici atama sistemi oluşturabiliyor muyuz? Bu sorular eğitim hayatımız açısından büyük önem taşımaktadır. Müfredatla birlikte eğitimin öğretmen ayağını asla ihmal etmemeli, öğretmenlerimizi hak ettikleri konuma taşımalıyız.
Öte yandan 12 yıldır kullanılan bitişik eğik yazının kaldırılması da olumlu bir gelişmedir. Bu noktada bitişik eğik yazı yerine yeniden dik temel harflere geçilmesi ve bitişik eğik yazının ilkokul 3’üncü sınıfta güzel yazı dersi kapsamında öğretilmesini sendika olarak destekliyoruz.
ÖĞRETMEN VE İDARECİ AÇIĞI ARTTI
İl içi tayinlerle ilgili yıllardır problem yaşanmaktadır. Buna rağmen MEB çözüm için bir adım atmamıştır. İl içi tayinler konusunda belli bir yıl ve belli bir kilometreyi esas alarak bir çözüm bulunabilir. Türk Eğitim-Sen olarak iller arası isteğe ve zorunlu çalışma yükümlülüğüne bağlı yer değiştirme işlemlerinde boş kontenjanların tümünün açık gösterilmesini talep ediyoruz.
Türk Eğitim-Sen olarak hem iller arası hem de il içi rotasyonu desteklemiyoruz.
Bu eğitim-öğretim yılı 15 Temmuz hain darbe girişiminin gölgesinde başladı. Sendikamız 15 Temmuz darbe girişimini ilk günden bu yana lanetlemiş, Türk milletinin bekasını hedef alan alçakların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etmişti. Tüm alanlarda olduğu gibi eğitim hayatımızda bu hıyanetten fazlasıyla etkilendi. Özellikle eğitim camiasında on binlerce kişi açığa alındı ya da ihraç edildi. Bu görevden almalar nedeniyle okullarda öğretmen ve idareci açığı daha da arttı.
YARDIMCI HİZMETLER SINIFININ GÖREV TANIMI YAPILMALI
Diplomaya bağlı alan değişikliği mutlaka yapılmalıdır. Sendikamız rehberlik hizmetlerinin daha etkin ve verimli yürütülmesi için alınacak her türlü tedbiri desteklemektedir.
Yardımcı hizmetler sınıfının görev tanımı yapılmalı, bu insanlara angarya işler yüklenmemeli, yükselmelerinin önündeki tüm engeller kaldırılmalı, gerekli eğitimini tamamlamış olanların bir defaya mahsus olmak üzere Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçmeleri sağlanmalıdır.
Bu vesileyle tüm bir yıl boyunca emek veren, ter döken tüm eğitim çalışanlarımızı tebrik ediyor; hem eğitimcilerimize hem de öğrencilerimize iyi tatiller diliyoruz.