"Çocuklarla evlilikler" sanılanın aksine 15-16-17-18 yaşındakilerle evlilikleri değil 13-14 yaşındakilerle evlilikleri ifade etmektedir.

29 Nisan 2020 - 16:09


Bilge kadın araştırma merkezi tarafından çocuk evliliklerle ilgili yazılı kamuoyu bilgilendirmesi yapıldı.
Kamuoyu bilgilendirmesinde şu görüşlere yer verildi ;
                İçinde bulunduğumuz günlerde ülkemizi ve dünyayı etkileyen virüs salgını sebebiyle ırk, din, dil fark etmeksizin her gün binlerce insan hayatını kaybetmektedir. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, hastalara ise acil şifalar diliyoruz. Herkesin ilk ve nerede ise tek gündem maddesi sağlığını, hayatını korumak iken maalesef az sayıda da olsa bir kısım insanımızın gündeminde ise çocuklarla evlilikleri savunmak bulunmaktadır.
 
Kamuoyuna “Erken yaşta evlilikler” olarak sunulan ancak kullanılan kelimeler sebebiyle kavramlarla oynanan bir durumla yine karşı karşıyayız. “Erken yaşta evlilik” kavramı içeriğini tam olarak araştırmamış kişiler nezdinde günümüz dünyasında geç yaşta veya hiç evlenmeme karşısında savunulacak bir uygulamaymış gibi kabul edilmektedir. Hâlbuki burada kastedilen gençlerin erken yaşta nikâhlanarak aile kurması değil; sokakta, okul bahçesinde top koşturan, saklambaç oynayan ortaokul çocuklarının evlendirilmesidir.
Konunun hassasiyetine ve önemine rağmen kamuoyunda bir kesimin halen yanlış ve yetersiz bilgiler ile hareket ettiklerini üzülerek görmekteyiz.
 
“Çocuklarla evlilikler” sanılanın aksine 15-16-17-18 yaşındakilerle evlilikleri değil 13-14 yaşındakilerle evlilikleri ifade etmektedir.
 
Evlenme yaşı Medeni Kanunumuzda 17’dir, 18 değildir. (md. 124)
 
16 yaşındakiler de Medeni Kanunumuza göre mahkemenin izni ile evlenebilmektedirler. (md. 124)
 
15 yaşındakilerin isteyerek cinsel ilişkiye girmesi ve dolayısıyla bebek sahibi olması Ceza Kanunumuza göre suç teşkil etmemektedir. (md. 104) Hatta 2018 yılında İstanbul’da bir hastanede doğum yapan küçük kız çocukları ile ilgili dönemin valisinin kanun uyarınca 15 yaş üstü gebelikler için şikâyet olmadan hiçbir şey yapamayacağını ifade etmesini hatırlayabiliriz.
 
Dolayısıyla “çocuklarla evlilikler” ile ilgili yapılmak istenen “af” adı altındaki düzenleme talepleri aslında 13-14 yaşındakilerle cinsel ilişkiyi de fiilen şikâyete bağlayan bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolaylı yoldan da olsa küçük çocuklarla evliliği meşrulaştırmak yaygınlığını da zaman içinde arttıracaktır.
 
Kamuoyuna yansıyan konu ile ilgili “af” getirmesi istenen Kanun Teklifi metninde “Suçun işlendiği tarihte mağdurun ondört yaşına girmiş olması” denilmektedir. Yine burada da bir algı çalışması yapılmakta 13 yaş kamufle edilmektedir. Doldurduğu yaş kişinin yaşıdır ve hukukta da bu şekilde kabul edilir. On dört yaşına giren kişi 13 yaşındadır. Kanun teklifi verenler 14 yaşını kastetseydi “On dört yaşını tamamlamış olması” derlerdi.
 
Çocuklarla evlilikler ile ilgili teklifler cinsiyet ayırımı yapmaksızın her ne kadar kız ve erkek çocuk arasında fark gözetmese de adli vakalara bakıldığında bu durumların neredeyse tamamında kız çocuklarının olayın mağduru durumunda olduğunu görmekteyiz.

 
13-14 yaşındaki ortaokul öğrencilerinin evlendirilmesi yolunu açmak isteyenler bununla da yetinmemekte bu çocukları nerede ise babaları yaşında adamlarla evlendirmek için yoğun gayret sarf etmektedirler. Yine bahsi geçen Kanun Teklifinde “Mağdur ile fail arasında 15 yıldan fazla yaş farkının bulunmaması” denilmektedir. Yani 13 yaşındaki küçük bir çocuk 28 yaşındaki, 14 yaşındaki küçük bir çocuk da 29 yaşındaki biriyle evlendirilebilecektir.