Bugünkü Cuma Hutrbesi

22 Ocak 2017 - 12:51

ALLAH’A SIĞINMANIN EN GÜZEL İFADESİ:

MUAVVİZETEYN SURESİ

Aziz Müminler!

Hutbemin başında okuduğum Felak ve Nâs

Surelerinde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “De ki:

Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü

zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü

yapan üfürükçülerin şerrinden ve haset ettiği vakit

hasetçinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!”1

“De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan,

pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden

insanların Rabbine, insanların Melikine, yani

mutlak sahip ve hâkimine, insanların İlâhına

sığınırım.”2

Kardeşlerim!

Bir insan için dünyadaki en büyük tehlike

varoluş gayesini unutmaktır. İstikametten ayrılmaktır.

Bir insan için en büyük kayıp, kendini kaybetmektir.

Heva ve heveslerin esiri olmaktır. Bir insan için en

büyük mahrumiyet, Allah’ın engin rahmetine

sığınmaktan kendini mahrum bırakmaktır.

Yüce Rabbimiz, bizleri bu tehlikelerden

koruyacak, zarar ve hüsrana uğramaktan kurtaracak

hayat yüklü Kerim bir Kitap indirmiştir. Kendisine en

güzel şekilde kul olmamızın yollarını göstermiştir.

Özellikle Yüce Kitabımızda bizlere hediye ettiği Felak

ve Nâs isimli iki muhteşem surede kendisine sığınarak

yaşamayı öğretmiştir. Bu yüzdendir ki Peygamberimiz

(s.a.s), istiazenin yani Allah’a sığınmanın en güzel

ifadesi olarak nitelediği bu iki sureyi çokça okumamızı

tavsiye etmiştir.3

Kıymetli Kardeşlerim!

Felak ve Nâs Sureleri, tevhid inancımızın,

Allah’a teslimiyetimizin özlü bir ifadesidir. O’nun

rızası ve himayesini talep ederek yaşama

kararlılığımızın göstergesidir. Felâk ve Nâs’ı

okuyarak, her türlü şer ve kötülükten, karanlıklar

içerisinde yolumuzu kaybetmekten Rabbimize

sığınırız. Haset ve öfkenin, kin ve nefretin, batıl ve

hurafenin, vesvesenin esiri olmaktan O’na iltica ederiz.

Art niyetlilerin, kem gözlülerin, kalbi kararmış,

vicdanı taşlaşmışların şerri karşısında O’ndan yardım

isteriz. Fitne ve fesat tohumları ekenlere; duygu ve

düşünceleri ifsat ve istismar edenlere karşı O’nun

nusret ve inayetini talep ederiz. Biliriz ki kendimizi

güvende hissedeceğimiz yegâne sığınağımız

Rabbimizdir.

Kardeşlerim!

Felak ve Nâs sureleri bizlere her daim mümince

bir duruşu, şuurlu bir hayatı öğütlemektedir. Zira

bizlere düşen sadece darlıkta, zorlukta, çaresizlikte,

hüzünlü ve kederli anlarımızda değil; varlıkta ve

bollukta, neşe ve sevinçte, en güçlü anımızda da

Allah’a sığınmaktır. O’nun kudretini tefekkür etmek,

zihnin istiazesidir. O’nun merhametini, af ve

mağfiretini gönülden talep etmek, kalbin istiazesidir.

O’nun yüceliğini içimizden geldiği şekliyle kelimelere

dökmek ise dilin istiazesidir. Şu kadar var ki; zihnin,

kalbin ve dilin bu istiazesine, yani Allah’a sığınmasına

bütün bir beden iştirak etmelidir. Zira bizi Rabbimiz

nezdinde asıl değerli kılan, salih amellerimizdir.

Kardeşlerim!

Felak ve Nâs Sureleri inancımızı, duygularımızı,

çaresizliğimizi istismar etmek isteyenler karşısında

bizlere ferasetli ve basiretli olmayı öğretmektedir.

Hiçbir fâniye değil, sadece Allah’a kul olmayı

öğretmektedir. Zira herkes bizi terk etse de bizi terk

etmeyen Rabbimizden başka kimimiz vardır? Hiç

kimse bizi görmese de bizi gören, hiç kimse bizi

duymasa da bizi duyan, daima güvenip

dayanabileceğimiz O değil midir? Rabbimiz, kendisine

samimiyetle açılan elleri, gönülden yakarışları hiç

karşılıksız bırakır mı? Affına, merhametine sığınanları,

rahmet kapısını çalanları hiç mahrum ve mağdur eder

mi? Yeter ki, gönüller samimiyetle sadece O’na

yönelsin. Diller, içtenlikle O’nu yüceltip O’na

yalvarsın. Eller, yürekten O’na açılıp sadece O’ndan

istesin.

Kıymetli Kardeşlerim!

Hutbemizi Peygamberimiz (s.a.s)’in bizlere

öğrettiği istiaze dualarıyla bitirmek istiyorum:

“Her türlü kem nazardan, şerden ve şer

sahiplerinden Allah’ın tam kelimelerine, O’nun

sonsuz iradesi ve hükmüne sığınırız.”4

“Allah’ım! Kulağımızın şerrinden,

gözümüzün şerrinden, dilimizin şerrinden,

kalbimizin şerrinden, heva ve heveslerimizin

şerrinden sana sığınırız.”

5

“Allah’ım! Acizlikten, tembellikten,

cimrilikten, korkaklıktan, kabir azabından sana

sığınırız.”6

 

1 Felâk, 113/1-5

2 Nass, 114/1-6.

3 Nesâî, İstiâze, 1; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân, 25.

4 Buhârî, Ehâdîsü’l-enbiyâ, 10.

5 TirmizÎ, Deavât, 74.

6 Müslim, Zikir, 73.