Bolvadin'den bir Hafız Veysel Oduncu Hocaefendi Geçti.!

10 Şubat 2018 - 08:55

Nüfus kaydına göre 01.03.1927 tarihinde, kendi ifadesine göre 1928 yılında Ağılönü Şıhlar mahallesinde dünyaya geldi. Babası Arif, Annesi Adile Anneden 3 yaşında yetim kaldı. Babasının sonraki evliliğinden başka çocuğu olmadığı için bir evin tek çocuğu olarak büyüdü.

 

5 yaşında Akçeşme İlkokulunda eğitime başladı. 3. Sınıfta geçirdiği rahatsızlığını bahane eden babası, “Besmelesiz mektepten yetişen çocuğun memlekete ne faydası olur” diyerek okuldan aldı. İlkokulu daha sonra dışarıdan bitirdi.

 

Dini eğitimin yasak olduğu yıllarda, ilk eğitimini babasından ve Bolvadin’de “Bülbül Hoca” ismiyle maruf Ömer Efendi’den gizlice aldı. Kur’an-ı Kerim okuma ve klasik dini eğitimin yanında “Bid’atin, gizli şirk ve gizli küfrün ne kadar tehlikeli olduğunu”, “para mukabili Kur’an-ı Kerim okumanın yanlış olduğu” gibi ayrıntı sayılabilecek konuları dahi küçük yaşta Bülbül Hoca’dan öğrendiğini ve hayatı boyunca tesirinde kaldığını söylerdi.

 

Hatta Bülbül Hoca’nın hanımı Hacı Abla’nın, Bülbül Hoca bu konuları anlatırken, “bunlar küçük çocuklar, bu konulara akılları ermez daha, boşuna kendini yoruyorsun” dediğinde, hocasının cevaben; “Bu yaştaki çocukların beyinleri mermer gibidir. En azından izi kalır” dediğini, sık sık bahsederdi.

 

Eğitimine, 1942’nin sonlarında ülkenin bazı yerlerinde Kur’an Kursu açılmasına müsaade edilince Bolvadin’de açılan Kur’an Kursunda devam etti. O dönem açılan Kur’an kurslarındaki görevlilerin ücretleri, halk tarafından karşılanıyordu. Bolvadinlilerin Bursa- İnegöl- Yenice’den getirttikleri Hafız Eyüp Hoca’dan hafızlık eğitimi almaya başladı.

 

Ağılönü Şıhlar mahallesinden Hacı Mehmet Balcı ve Emine Balcı’nın kızları Döndü Balcı ile 24.11.1944 tarihinde evlendi. Evlendikten sonra Akşehir’e giderek “İstanbul’lu Hoca” olarak tanınan Hafız Süleyman Efendi’de hıfzını tamamladı ve dini ilimler tahsil etti.

 

1946 yılında askere gitti. Askerlik hizmetini Aydın’da yaptı. Askerlik dönüşü kendi mahallesinin arkasındaki Hacı Ömer Camiinde fahri olarak İmam-Hatiplik görevine başladı. Bu esnada Bolvadin İmaret Camii İmam-Hatibi Adil Buhur Hoca’dan Arapça ve Fıkıh dersleri aldı.

 

Babasının ve hocasının müsaade etmesi üzerine Çay ilçesinin Bulanık Köyünde İmam-Hatipliğe başladı. Köyde Kız ve Erkek Kur’an Kursunu açtı. Burada yüzlerce talebe yetiştirdi.

 

Bolvadin’e bağlı bir nahiye iken 1959 yılında Çay’ın ilçe olması üzerine atanan müftü Akşehir’li Tahsin Çalışır’ın ısrarı ile 1960 yılında Çay’ın Yaka Camii’ne resmi İmam-Hatip olarak atandı. 1966 yılında ise çocuklarının daha iyi tahsil yapma imkânına kavuşmaları amacıyla Nazilli Hacı Ethem Camii’ne atandı. Burada Kız Kur’an kursu hocalığı da yaptı.

 

Emekli oluncaya kadar Nazilli’de görev yapan H. Veysel ODUNCU, 1983 yılında yine çocuklarının dördünün aynı anda üniversite tahsili yapıyor olmaları nedeniyle Ankara’ya yerleşti.

Nazilli’de İmam-Hatiplik ve Kız Kur’an Kursu hocalığı yanında pek çok sosyal ve cemiyet faaliyetleri yapmasıyla tanındı.

1969 yılında kuruculuğunu yaptığı Nazilli İmam-Hatip Lisesi Derneği yanında, Hayır Sevenler Derneği, Fakir ve Muhtaçlara Yardım Derneği ve Öğrenci Yurdu gibi yerlerde yöneticilik ve eğitmenlik yaptı. Emekliliğinden sonra da Ankara’da yurt yöneticiliği yaptı, sosyal ve cemiyet faaliyetlerinde yer aldı.

8 Mart 2003 tarihinde eşi Döndü Hanım, 02 Ocak 2014 günü Perşembeyi Cumaya bağlayan gece de kendisi Hakk’ın rahmetine kavuştu.

 

H.Veysel–Döndü ODUNCU ailesinin 13 çocuğu dünyaya geldi. 5 çocuğu küçük yaşta vefat etti. 3 erkek 5 kız çocuğu yetiştirdiler. Çocuklarının hem dini eğitim almaları, hem de üniversite tahsili yapmaları konusunda çok gayret gösterdi.

 

BOL-DAV Vakfının kurucularından olan merhum Osman Nuri ODUNCU, ilk ve en büyük çocuğudur. Diğer çocukları tıp, hukuk, ilahiyat fakültelerinden mezun oldular. Bugün 6 çocuğu hayattadır.

 

Mesleği esnasında edindiği kitapları ile hatırı sayılır bir şahıs kütüphanesi mevcuttur. Okumayı çok seven ve gününün en önemli kısmını okumaya ayıran bir hayatı vardı. Vefatından önce yaklaşık 6.000 kitaptan oluşan kütüphanesini “Aile Vakfı” olarak vasiyet etti. Vefatına yakın; “Kitap okumaya doyamadığını, okunacak daha çok eserler olduğunu” ifade ederdi. Çocuklarından da “okumak suretiyle” kütüphaneyi ihya etmelerini vasiyet etmiştir. Kendisinin ilk kitabını Afyon’dan, maaşı 100 TL iken 70 TL’ye aldığını ve bugünkü insanların kitabın kıymetini bilmediklerinden yakınırdı.

 

Günümüz Müslümanlarının, temel eserleri okumadan ve yeterli bir bilgi düzeyine erişmeden gerçek bir Müslüman olamayacaklarını, günümüz Müslümanlarının en büyük zaafının: “ okumadan, bilgi sahibi olmadan, dini bildiklerini iddia etmek ve tartışmak” olduğunu sık sık ifade ederdi.

En son yaşadığı Ankara’nın Çamlıca mahallesindeki evi ve kütüphanesi, evlatları tarafından aynen muhafaza edilmektedir.