Bel fıtığı insanlık tarihi kadar eski

16 Şubat 2017 - 16:53

Bel fıtığı insanlık

tarihi kadar eski

 

Dr. Nizamettin Kazan: Bel fıtığı insanoğluyla beraber var olan bir hastalık. Çok eski yazıtlarda bu hastalıkla ilgili yazılar vardır

 

 

Özel Fuar Hastanesi Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nizamettin Kazan, bel fıtığının genel olarak insanlarda görüldüğünü belirterek, insanlık var olduğundan bu tarafa bel fıtığı sorununun olduğunu belirtti. Kazan, 25 yıldır beyin cerrahisi içinde olduğunu, yılda on bin bel fıtığı hastası muayee ettiğini ve yılda 400 bel ameliyatı yaptığını belirterek, “Aslında siyatik adı altında bel fıtığı insanoğluyla beraber var olan bir hastalık. Çok eski yazıtlarda bu hastalıkla ilgili yazılar vardır. Fakat tanımlamamız yeni, bir şeyler yapabilmemiz daha yeni bir durumdur. Yaklaşık 80 yıl önce bu hastalık tanımlanmış olup ilk ameliyatlar yapılmaya başlanmıştır. 30 yıldır güvenle uygulanmaya başlanan tomografi ve MR ile bilgimiz ve tecrübelerimiz giderek artmış doğru işler yapma yüzdemiz giderek yükselmeye de devam etmektedir” dedi.

 

 DİSKLERİMİZ AYAKTA DURURKEN BİLE BASINÇ ALTINDA

Özel Fuar Hastanesi Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nizamettin Kazan’ın açıklamalarından öne çıkan bazı satırbaşları şöyle: “İnsanlara ait bir hastalık mıdır bel fıtığı? Genel anlamda evettir bu sorunu cevabı. Hayvanlarda daha çok karın fıtığı görülürken bu bizlerde bel fıtığı olarak ortaya çıkar. Çünkü kol ve bacaklarıyla yere paralel hareket eden bir hayvanın disklerine binen yük sıfır gibidir, ona basınç uygulayacak bir kuvvette yoksa niye olsun ki. Veteriner hocalarımız son yıllarda özellikle köpeklerde (yaramaz köpeklerde) sıklıkla görüldüğünü söylemektedir. Ama bizim disklerimiz ayakta dururken bile basınç altındaydı hele de eğilirken ağır kaldırırken bu daha çok artacaktı. ‘Neydi bu disk sanki basınç sanki fizik dersi mi anlatılıyor?’ denilebilir. İçi ketçap dolu bir hamburger ekmeğini düşünün ya da içi çikolata dolu bir drajeyi. Onları elinizde veya ağzınızda sıkmazsanız veya çiğnemezseniz bir şey olmaz. Ama ya tersini yaparsanız (haylaz çocuk) her tarafınız ketçap ya da çikolata olur. Problem var! Anneniz ya da eşiniz ya da siz etrafı temizlemek zorundasınız. Temizlemesek ne olur? Bizim diskimiz patlarsa ne olur?  Çeken bilir…  Beyin cerrahları var ya (aslında omurga cerrahı da denebilir) işte bizim disk temizleyicileri de onlar.

 

DİSKLER OLMASA HABİRE BELİMİZ KIRILIRDI

Tüm omurgamızda boyundan kuyruk sokumuna kadar 32 adet omurga ve bunların arasında diskler bulunur. Bunlar et kıkırdak kıvamında olup özellikle alt bel bölgesinde sıklıkla basınca, travmaya maruz kalır ve ağrıya yol açarlar. Daha ileri safhada omur illik kanalı içindeki sinirlere baskı yapar ve ayaklarda uyuşma, ağrı, güçsüzlük olabilir. Daha da ileri giderse idrar kaçırma, büyük abdest kaçırma, yapamama ve embotans görülebilir. ‘’İyi de niye bu diskler olmasa daha iyi olmaz mıydı?’’ denilebilir. Tabi bel fıtığı olmazdık ama hiç hareket etmeyen eğilmeyen sağa sola dönemeyen bir varlık olurduk. Oysa belgesellerde başını 360 derece çevirebilen baykuşa hayranlıkla bakıyoruz. 2 metre yüksekten atlasak amortisör görevi gören diskler olmasa habire belimiz kırılırdı, kimse sırıkla 6 metre atlayamazdı. Tabii bu durum istenmeyen bir durumdur.  Fakat bu kadar korkmaya gerek yok aslında. Çünkü bel fıtığında doğal süreç yüzde 97 iyileşmedir. Yani bizim fıtık tanısı koyduğumuz hastalar genel olarak iyileşirler hatta bazen ameliyat önerdiğimiz hastalar bile iyileşebilirler. Bu nedenle korkmak yerine ne yapabiliriz ona bakmak lazım. Zaten MRI denilen cihaz her şeyi ortaya koyuyor. Biz ne mi yapıyoruz? Yaklaşık 70-80 yıldır bu hastalığa karşı bir şeyler yapabilme, yeni bir şeyler öğrenebilme gayretindeyiz.

HASTALIK YAKLAŞIK 80 YIL ÖNCE TANIMLANDI

Aslında siyatik adı altında bel fıtığı insanoğluyla beraber var olan bir hastalık. Çok eski yazıtlarda bu hastalıkla ilgili yazılar vardır. Fakat tanımlamamız yeni, bir şeyler yapabilmemiz daha yeni bir durumdur. Yaklaşık 80 yıl önce bu hastalık tanımlanmış olup ilk ameliyatlar yapılmaya başlanmıştır. 30 yıldır güvenle uygulanmaya başlanan tomografi ve MR ile bilgimiz ve tecrübelerimiz giderek artmış doğru işler yapma yüzdemiz giderek yükselmeye de devam etmektedir.

Şahsi tecrübe olarak Türkiye’nin belki de dünyanın sayılı sayıda bel fıtığı cerrahisi ile uğraşan bir kliniğinde ihtisas yapmanın yanı sıra uzun yıllar çalıştığım devlet hastanesinde ve son 10 yılda devamlı çalışma imkanı bulduğum Özel Fuar Hastanesi’nde 5-6 bini bulan omurga cerrahisi ile meşgul oldum. Halen dünya da altın standart olarak kabul edilen mikrocerrahi ile bel fıtığı (mikrodiskektomi) ameliyatlarını hastanemizde yapmaktayız. Bu konuda yaklaşık 2000 civarında deneyimimiz bulunmaktadır. Bu yöntemle küçük bir kesi ile müdahale mikroskop altında yapılmakta ve hasta memnuniyet oranı daha yüksek oranlarda olmaktadır.”◄NERGİZ MERT