phishing
Şükrü ERSOYLU

Şükrü ERSOYLU

EVET Mİ HAYIR MI ?

KAFASI KARIŞIKLARA ORTAYA KARIŞIK ÖNERİLER

KAFASI KARIŞIKLARA ORTAYA KARIŞIK ÖNERİLER

 

 

On yıllar boyunca tartışılan ülkemizin yönetim tarzı Parlamenter sistem  (buna sınırlandırılmış parlamenter sistemde diyebiliriz ) olarak mı devam etmeli yoksa Başkanlık Sistemi ülkemiz için daha iyi bir yönetim sistemi olabilir mi tartışması nihayet 16 Nisan 2017 tarihinde milletimizin tercihine sunulacak.

Her halk oylaması seçiminde olduğu gibi bu seçimde de iki farklı tez var.

Bunlardan EVET diyenler ülkemize özel Cumhurbaşkanlığı sistemine siyaset literatüründe Başkanlık Sisteminin Türkiye ye özgün düzenlenmiş haline onay verecekler.

HAYIR diyenler ise Parlamenter Sistemin revize edilerek demokratik bir yönetim tarzı olarak  devamından yana bir tercih kullanacaklarını söylüyorlar.

 

 

***

Fakat HAYIR diyenlerin 2007 yılında halk oylamasıyla Cumhurbaşkanını doğrudan kendisi seçmek suretiyle halkın elde etmiş olduğu  demokratik kazanımlarını aynı yöntemle iade etmesini sağlamak gibi bir zorluğu var.

Çünkü halihazırda uygulanmakta olan Parlamenter sistem 1982 anayasasının tesis ettiği yönetim tarzı değil.

Doğal olarak EVET cephesinde yer alanlar Anayasa değişikliğine gidecek olan 18 maddeyi ve Anayasada yer alan ilgili hükümlerini dayanak göstererek  tezlerini güçlendirmeye çalışıyorlar.

Yine HAYIR cephesinde yer alanlar da aynı yöntemlerle halk oylamasındaki  hayır tercihlerinin ülke çıkarlarına  daha uygun olduğunu iddia ediyorlar.

 

***

Halk oylamasının hızla yaklaştığı bu süreç içerisinde gerek kamuoyu anketlerinin tesbitleri gerekse toplum içerisinde nabız yoklayanların görüşleri, seçmenlerin kafa karışıklığı oranının buna bağlı olarak ta kararsızların oranının yüksek olduğu yönünde.

Şimdi de 16 Nisan hızla yaklaşırken tarafların seçmenlerin karar aşamasında seçtiği/seçebileceği yöntemlere bir göz atalım.

Tabi ki en sağlıklı yöntem Anayasa değişikliğine giden 18 madde ve ilgili hükümleri tezleri ve anti tezleriyle beraber okumak veya tarafların temsilcilerinden dinleyerek bilgi sahibi olmaktır.

Gelin görün ki bu yöntem oldukça zordur. Her seçimde halkın ortalama % 85 oranında bir katılımla yüksek bir siyasi bilinç ve siyasi kültürle demokratik haklarına sahip çıktığını bilmekle beraber okuma alışkanlığı zayıf olan bir toplum olduğumuzu da biliyoruz.

 

***

EVET ve HAYIR cephesinde yer alan temsilcileri dinlerken de seçmenlerimiz çok dikkatli olmalıdır. Çünkü aynı maddeden farklı sonuçlar çıkartan konuşmacılar olabildiği gibi bir Anayasa maddesini incelerken ilgili hükümleri saklayarak farklı sonuca ulaşan temsilcilerle de karşılaşılabilmektedir.

Söz bu noktaya gelmişken HAYIR cephesinin en güçlü temsilcisi olarak görev yapan Ana muhalefet Partisi ve  CHP genel başkanının konuşmalarının  danışmanları ve seçmenleri tarafından  sıkı markaja alınması ve ön bir denetimden geçirilmesi seçim sonucunun lehlerine çıkması için hayati önem arz etmektedir.

Bu yöntemle karar vermek için çabalayan seçmenlerimizin hele hele Anayasa gibi uzmanlık isteyen bir konuda kafa karışıklığının üst seviyede olmasını gayet doğal karşılamalıyız.

Okuyarak ve/veya dinleyerek bilgi sahibi olma konusunda kafası karışık olan seçmenlerimiz ülkemizin bugüne kadar yönetim tarzı olarak icra edilmiş olan Parlamenter yönetim sisteminin tecrübelerinden istifade ederek yönlerini belirleyebilirler.

 

***

Yaklaşık 1950 yılından beri özellikle tecrübeli seçmenler  yönetildikleri demokrasi tecrübelerinin kişilerin kendilerine ailelerine topluma huzur –refah-barış ve mutluluk getirip getirmediğini hatırlayarak bu tecrübeler ışığında bir tercih yapabilirler. Mesela temel hak ve özgürlüklerini yeteri kadar kullanabildiler mi? Devlet hizmetlerinden eşit olarak ve yeterince yararlanabildiler mi? Hastane hizmetleri,  yol,  su vb.

YORUMLAR

  • 0 Yorum