phishing
Sercan SAYIN

Sercan SAYIN

SERCAN SAYIN YAZIYOR

Her geçen gün daha iyiye

Her geçen gün daha iyiye

 

Göztepe maça çok hızlı başladı, daha ilk dakikalarda pozisyona da girdi golü atamadı. Sivasspor kendi yarı alanında paslaşıyor ileriye çıkamıyordu. Zaman zaman Göztepe yaptığı tam saha presle, rakibinin yarı alanda paslaşmasına bile izin vermiyordu.

Ceza alanına Göztepe'nin tam 12. dakikada yaklaşabildiler ancak. Bu dakikadan sonra kaleye daha yakın paslar yapmaya başladılar. Sivasspor'un kaleye ilk gidişi de 15. dakikada oldu. O da ceza sahası dışından şutla ancak. Ardından kazanılan kornerden Jahovic kaleleri şaşırdı, güzel bir golcü vuruşuyla takımını 1-0 geriye düşürdü.

Golden sonra bastıran yine Göztepe idi, gole yaklaşan ev sahibi takım. Sarı kırmızılılar defansta çok basit hatalar yaptılar, rakibi hiç oynayamadığı halde 2. golüne çok yaklaştı.

 

Bu kadar iyi oynayan bir takım, mutlaka golü bulacaktı. Jahovic 33. dakikada bu kez doğru kaleye topu gönderdi, skora eşitlik getirdi. Bu golde de Sabri'nin imzası vardı, yaptığı baskıyla.

 

Atak yaparken genellikle kanatları kullandı. Özellikle sağ kanat en çok işleyen taraftı. Gol de o kanattan gelmişti.

İlk yarının son anlarında, 45. dakikada, çok ilginç bir olay yaşandı. Traore çalımlarla ceza alanına girdi. Arkadan gelen Medjani hamle yaptı ama hamlesi Traore'nin ayağınaydı. Traore düştü ve bu esnada ayağına çarpan top ağlara gitti. Hakem golü vermedi, penaltı noktasını gösterdi. Medjani'ye de kırmızı kart gösterdi. Ama hakem hata yaptı. Gole giden kişiye faul yaptığında kırmızı kart verilmesinin sebebi, gole engel olmasından dolayıdır. Burada gole giden kişiye faul yapılmış ancak gole mani olunamamıştır. Gol verilir, faul yapana da sarı kart gösterilir. Gol verilmese de penaltı gole çevrilince Göztepe öne geçti, ilk yarı da sona erdi.

51. dakikada Sivaslı oyuncunun ayağından seken top eline çarptı. Bir kez daha penaltı... Jahovic bunu da atmayı başardı ve toplamda 4 gol atmış oldu. Ammaaa ilk ve 3. golünde Jahovic rakiplerine karşı harekette bulundu. İlkinde hakem es geçse de 2.'sinde sarı kartı gösterdi. Bu tür hareketlerden kaçınmalı. Hem kendini hem de takımını yakabilir.

 

Uzunca bir süre kaleden uzak bir oyun oynandı. 84. dakikada, direkten dönen topta Göztepeli oyuncular dondu kaldı. Sivaslılar takip etti, golü attı, farkı 1'e indirdi. Kalan dakikaları Göztepe çok iyi değerlendirdi, karşılaşmadan galibiyetle ayrıldı.

Göztepe'yi öne çıkaran etken, ısıran futbolu oldu. Hemen hemen her oyuncu koştu bastı, rakibini hep rahatsız etti. İkili mücadelelerle yıldırdı. Bu takım iyi yolda. Tek sorun basit defans hataları. Onu da hallederse, çok şeyler başarır bu ligde.

 

ALTINORDU'NUN RAHAT HAFTASI

 

Kulüp stratejisi olarak genç takım ile mecburiyetten genç takım karşı karşıya geldi İzmir'de. Karşılaşmanın ilk dakikalarında Altınordu her atağında tehlikeler yaşatmaya başladı. Gaziantepspor'un kalesine yaklaşmasına dahi izin vermedi.

Ancak 11. dakikada Gaziantepspor öyle bir geldi ki, gol olmaması mucize idi. Sercan harika bir ara pası attı ve birdenbire 2 Antepli oyuncu kaleciyle karşı karşıya kaldı. Paslaşırken araya Erce girdi, golü önledi. Ne kadar iyi oynarsan oyna, böylesine bir hata yenilgiyi getirebilir.

19. dakikada benzer bir gol pozisyonu Altınordu yakaladı. Ara pasına hareketlenen Murat, kaleci ile karşı karşıya kaldı ama vuruşunu kaleci önledi. Bu tür ara paslarına bu ligde rastlamak kolay olmuyor. Bu gençler bu işi çok iyi başarıyor, abilerine nazaran.

27. dakikada Altınordu hızlı çıkacakken Gaziantepli oyuncunun eline çarptı top ama yine de bir engel çıkarmadı. Fakat hakem düdüğünü çalarak, hücumu kesti ve Yusuf Erdem'e kart çıkardı. Devam ettirip, oyun durduğu zaman kartı gösterse, hakemlik kariyerine artı olarak geçecekti, Mert Güzelge'nin.

İlk yarının sonlarına doğru oyunun temposu iyice düştü. Rakip takımın işine gelen sonuç olduğundan oyunu soğutmayı çok iyi başardılar. Derken duraklamanın da son dakikasına girerken, ayaklardan seken topu Kerim alıcı önünde buldu, zor bir pozisyonda şutunu çekti. Top direğin içine çarptı ve diğer direğin içini sıyırtıp, ağlarla buluştu.

İkinci yarı hızlı başladı. Ne de olsa konuk takım gerideydi ve kaybedecek bir şeyi yoktu. Gol bulması gerekiyordu.

52. dakikada Serkan - Murat - Kerim üçgenine şahit oldu. Rakipleri için şeytan üçgeni. Öyle güzel, öyle akıllıca paslaştılar ve bunu golle süslediler ki görülmeye değerdi. Korneri kullanan Serkan, öne doğru koşan Murat'a çizgiye paralel pas attı. Murat'ta topu tutmadan, ceza alanı çizgisine doğru, Kerim'e pas attı. Kerim gelişine vurdu ve skoru 2-0 yaptı.

Arka arkaya yakalanan pozisyonlar sonrası, yine arkaya kaçırılan bir oyuncu... Neyse ki yine Erce gole engel oldu.

Gaziantepspor, bir şeyler yapmaya gayret etti. Kötü zamanlardan geçse de kulüp olarak, transfer yapamasa da, boş bir takım değil. Her an her şeyi yapabilecek gücü var. En büyük sorunu acemilik. Basit hatalar, büyük işler yapmasına engel oluyor. O hatalardan birinde de korner atışında Mirkan'ı marke etmemeleriydi. Arka direkte boş pozisyonda Mirkan kafayla takımının 3. golünü attı.

Bu gol maçı bitiren gol de oldu. Sonraki dakikalar bol bol paslaşmalar, az kaleye gitmeler, az heyecan.

 

MANİSA'DA PLAN OYNATMAMAK

 

6 puanlı Grand Medical Manisaspor, 7 puanlı İstanbulspor'u ağırladı. Her iki takımda oyunu yavaşlatmaya çalıştı, topu oyuna geç soktu. Deplasman takımını anlarız da, kendi sahasında oynayan takımı anlamak mümkün değil. Daha ilk dakikalarda konuk takım tehlikeli geldi ama sonrasında yaklaşık 13 dakika orta saha mücadelesi şeklinde geçti, ceza alanlarından uzak.

Defans arkasına atılan uzun topta İstanbulsporlu 2 oyuncu kaleciyle karşı karşıya geldi. Kojic bekletmeden Zafer'e tek pas oynadı. O, bomboş kale yerine topu farklı bir şekilde auta attı.

Axel Meye'de de bir tutukluk vardı sanki. Oynamak istiyor ama istediklerini tam olarak yapamıyordu. Rakibinin üzerine giderken, bir an topu kaybeder gibi oldu fakat bu rakibini daha kolay ekarte etmesini sağladı. Şutunda gol olmaması içten bile değildi. Kaleci zorlukla çeldi.

23'te bir ayak, 31'de bir ayak daha... Toplam 2 sarı kart, eder 1 kırmızı kart. Basit ayak sokmalar Daniel Dimov'u oyun dışına attırdı. Kalan 1 saatte Manisaspor 10 kişi oynamak zorunda kalacaktı.

Manisaspor defansı yerleşirken çok ağır davranıyordu. Arkaya sarkan rakip oyuncuyu tutmak için yürürcesine gidiyorlar, giderlerken oyun devam ediyor. Üstelik top, İstanbulsporlu oyuncularda. 'Oradan çıkaramaz', 'kaparsak oraya koşmama gerek kalmaz' düşüncesi var. 'Ya bir şeyler ters giderse' düşüncesi yok. Ters gitmesi gole sebebiyet verebilir, sonra da 'ballı takım' derler, kendilerinde hata olduğunu kabul etmezler.

Kaleci Emrullah'ın kale vuruşu, dizi aralarında çıkan reklam gibiydi. Geçen sürede ihtiyaç molası verilebilirdi yani. Ya da isteyen kanal değiştirip, biraz Fenerbahçe - Beşiktaş maçı yorumunu dinleyip, tekrar maça geri dönebilirdi. Takım 10 kişi kalınca anlaşılabilir elbette ama bunu 11 kişiyle oynarken de yapıyordu.

Rakip İstanbulspor oynamaya başladı, net pozisyonlara girdi ikinci yarı ve maçı tek kaleye çevirdi. İstanbulspor bastırıyor, pozisyona giriyor atamıyordu. Gol bas bas bağırıyor, Manisa tepki veremiyordu. Sonunda Mehmet Zeki'nin bir füzesi konuk takımı öne geçirdi, siyah beyazlılara da top oynamadan kazanamayacaklarını hatırlattı.

57. dakikadaki golden sonra durum tersine döndü. Tek kale oynayan ev sahibi takım oldu. Çok kısa sürdü. 70. dakikada Ömer bu sefer ayak sokan kişi oldu, penaltı... Üst direk ve dışarı. Penaltı kaçtı.

81'de Muhsin sağdan ceza alanına girdi, Fahri koştu yetişti. Burası güzel ama sonra omuzuyla rakibini iktireceğine, dengesini bozup, topla oynamasını engelleyeceğine, elleriyle bir şeyler yapmaya çalıştı. Bunu yapmaya başlayınca arkada kaldı. Muhsin de rahatça şut çekti, golünü attı, takımını 2-0 öne geçirdi.

Bu skordan sonra bir de Emrullah'ı görmek lazımdı. Top auta çıkınca deparla gidip topu alıyor, saniyesinde oyuna sokuyordu.

88'de Mustafa Sevgi'nin serbest vuruştan attığı gol de alkışı hakkediyordu. Yaklaşık 25 metreden topu filelerle buluşturdu. Santrayla birlikte Manisalı oyuncular saldırmaya başladı rakibine. Çok geç kalınmıştı artık. Bu sefer kaleci Okan topu dakikalar sonra oyuna sokmaya başladı. Sanırım top ne kadar az oyunda olursa, hakemlerin de o kadar çok işine yarıyordu ki, hiçbir uyarıda bulunmuyorlardı.

90+4'te büyük bir hakem hatası yaşandı. Jean-Jacques Bougouhi, sağdan ceza alanına girdi. Top geçti ama kendi geçemedi. Hakem hemen penaltı düdüğünü çaldı ancak saniyeler sonra gol atılmıştı. Hakem 1 saniye daha beklese, penaltı yerine gol düdüğü çalardı. Penaltıyı Emrullah kurtardı, İstanbul sahadan 2-1 galip ayrıldı. 

Manisaspor top oynamamaya, İstanbulspor ise pozisyonlara girip, gol atmamaya çabaladı durdu 90 dakika boyunca.

 

Akhisar deplasmanda kayıp

 

Teleset Mobilya Akhisarspor, bir var bir yok. Son deplasmandan aldığı 3-0 mağlubiyetin ardından bu sefer Atiker Konyaspor deplasmanındaydı. Bu maça kadar rakibi sadece 3 puan alabilmişti. En azından 1 puan çıkarması gerekliydi.

18. dakikada Eren sol tarafta topla buluştu. O buluştuğunda Akhisar altıpasının içinde 1 Akhisarlı ve de 2 Konyalı oyuncu vardı. Adam tutan yok. Herkesin gözü topta. Böyle bir futbol anlayışı olan takımdan başarı beklemek hayalcilik olur. Akhisar 'gel gol at' dedi, Konya da 'hay hay' dedi, golü atıverdi.

Golden sonra topla daha çok oynayan konuk takımdı ama bulduğu bir kaç pozisyonu değerlendirmeyi başaramadı.

73. dakikada Fofana, atak yönüne göre sağ tarafta arkasına Mustafa Yumlu'yu aldı. Sağa gidiyormuş gibi yaptı, Mustafa o tarafa gitti. Fofana gitmemişti ama. Sola döndü, rakibini ekarte etti, aut çizgisinden içeriye doğru girdi. Dışarıdaki Patrick Friday Eze'ye verdi, skor 2-0 oldu. Mustafa'nın bu kadar kolay geçilmemesi gerekirdi. Ceza alanı içerisinde topu kapmak için değil, rakibe sırtını döndürmemek için oynamalı. Hızlı olayım derken, feyk yer, rakibini gole göndermiş olursun.

Milan Lukac da çok gereksiz bir penaltı yaptı. Skubic atmayı başaramadı. Gol atanın kazandığı bir maç oldu.

 

2. Lig Beyaz Grup

 

Altay Nazilli Belediyespor'u adeta topa tuttu, yarım düzine gol yağdırdı. Bunu bir de deplasmanda yaptı. Altay'ın da Nazilli'nin de gücünü biliyoruz. Altay her ne kadar favori olsa da, bu kadar gollü bir galibiyet hiç kimsenin aklına gelmezdi. Nazilli için bir yıkım olmayacağı gibi, Altay için de şampiyonluk geliyor denemez.

Bandırmaspor daha 3. dakikada öne geçti Bugsaş Spor karşısında. 2 dakika sonra beraberliğe yakalandı. İlerleyen dakikalarda Bandırma'dan gol beklenirken, yiyen takım oldu, ligdeki ilk puanlarını kaybetti.

Karşıyaka'dan mutlak galibiyet beklediğimiz bir haftaydı. Rakibi 1 puanlı Niğde Belediyespor'du. İkinci yarının başlarında geriye düştü, beklenmedik bir şekilde. 51. dakikada rakibi 10 kişi kaldı. Karşıyaka mutlaka gol ya da goller bulur dedik, yanıldık.

Fethiyespor, Zonguldak Kömürspor deplasmanındaydı. Bu ligde bir şeyler yapmak istiyorsa, bu karşılaşmadan en az 1 puanla dönmesi gerekliydi. Başaramadı, 2-1 yenildi.

 

2. LİG KIRMIZI GRUP

 

Menemen Belediyespor'a durmak yok. İstikrarını koruyan ve her geçen gün futbolunu daha da ileriye taşıyan lacivert sarılı takım Sancaktepe Belediyespor deplasmanında öldü öldü dirildi. Galibiyeti ancak 85 ve 90. dakikalarda attığı gollerle aldı, liderliğini devam ettirdi.

Afjet Afyonspor, geçen hafta aldığı mağlubiyetten sonra bu hafta galibiyet parolasıyla çıktı sahaya. Tuzlaspor ligde sadece 1 beraberlik alabilmişti. 31'de Tuzla önünde 1-0 öne geçti. Tehlikeli bir skordu. Bir türlü rahatlatacak 2. gol gelmiyordu, ta ki 90. dakikaya kadar. Arka arkaya 2 gol ile maçı 3-0 kazandı.

Bodrumspor için zor bir haftaydı. İddialı Amed sportif deplasmanında 2. yarı 1-0 öne geçmeyi bile başardı, koruyamadı. Ancak 1 puan almayı başardı, evine mutlu döndü.

Bucaspor bu sene de iyi değil. Küme düşmeme yolunda alacağı her puanın faydası var. Kocaeli Birlikspor deplasmanında daha 8. dakikada öne geçti. 81 dakika boyunca da önde oynadı. 89. dakikada yediği penaltı golüyle 3 puandan oldu. Maçtan önce 1 puan bile iyi iken, bu yenen gol sonrası 1 puanla ayrılmak üzdü.

YORUMLAR

  • 0 Yorum