phishing
Sercan SAYIN

Sercan SAYIN

SERCAN SAYIN YAZIYOR

Belediyespor olmama rehberi

Belediyespor olmama rehberi

 

2. ve 3. Lig’de, bir de nadiren de olsa Bölgesel Amatör Lig’de bilhassa son yıllarda gözlemlenen bir akım var. Bunu en çok başkent takımları gerçekleştirse de geçtiğimiz hafta bu satırlarda* yer verdiğimiz bazı farklı örnekleri de görmemiz olası.

 

Belediyespor akımından bahsediyorum. Çorum’da sonradan ortaya çıkarılan Çorum Belediyespor için Çorumspor’un kurban edilmesi gibi başkentte hangi ilçenin belediyesi ‘destek’ verirse o semtin ismini alan geçmişin Pursaklarspor’u gibi örnekler de var. İsminde belediye ibaresi olmasa da bir belediyenin güç gösterisi alanına dönüşen (misal Ümraniyespor) takımlardan geçilmez oldu profesyonel liglerimiz.

 

İşin temelinde, eski bir reklam filminin akıllarda kalan repliği misâli ‘tamamen duygusal’ sebepler yatıyor. Peki bu duygusallıktan işi biraz uzaklaştırsak, mesela herhangi bir belediye başkanının atkı takıp maça gelmesinden birkaç hafta sonra transfer için kapısının çalınmayacağı bir ortama kavuştursak liglerimizi… Nasıl olur?

 

ASLINDA ÇOK ZOR DEĞİL

 

FUTBOL AKADEMİLERİ

 

İşin, yabancı kulüplerin tamamen ‘showbusiness’ amaçla eski futbolcuları boynuna birer düdük asıp halı sahaya saldığı futbol okullarından ayrılması için akademi tabirini kullandım. İstanbul’un en ücra ilçesinden bile, otuz öğrencili bir futbol okulu çıkacağı konusunda hemfikirizdir sanırım. Bunu nüfus olarak çok daha düşük diğer taşra şehirlerine oranladığımızda ilin veya ilçenin lokomotif kulübünün tamamen futbolcu yetiştirmek amacıyla açacağı futbol okulları kulüplere hem futbolcu olarak öz kaynak üretecek, hem de jenerasyon yetiştirme konusunda ciddi bir fayda sağlayacaktır. Tabii, bu tarz hamleler seçim dönemlerinde makam odalarında transferlere imza töreni düzenleyen bakanların pek hoşuna gitmez.

 

TESİS

 

Avcılar’daki lüks olimpiyat stadyumunu hiç gördünüz mü? İnşaatı bittiğinde, karşısındaki duvarda bir yazı vardı. “Tesis değil, altyapı istiyoruz” yazısıydı. Bu soruyu bir de Beykozsporlulara sormak lazım. Zira ilçenin AKP’li belediyesi, bildiğim kadarıyla tapusu tamamen kulübe ait olan tesisleri tamamen yıktı. Sebep? Yeni stat projesi. Peki, yeni stada başlandı mı? Sizce? Bu esnada farklı bir soru belirmeli. Beykozspor’un son yıllardaki tek ismi Zeki Aksu, belediye ile arasını düzeltmek için bir sürü taviz vermeseydi tapuyu kaptırır mıydı?

 

 KALICI GELİRLER

 

Silivrispor’dan bahsedelim. Otopark gelirleri tamamen Silivrispor’a aktarılıyor belediye tarafından. Sonuç ne oluyor? Silivri Belediye Başkanı, istediği zaman kulüp yönetimini değiştirebiliyor. Peki kalıcı gelirler olsaydı, Silivrispor özerkliğini ilan edemez miydi?

 

İşin maddi boyutu her zaman can sıkar fakat futbol, dünyadaki geri kalan her şey gibi maddi güçle doğru orantılı bir şekilde dönüyor. Haliyle kalıcı gelir yolu üretilmesi elzem. Bu ne olur? Düzenli olarak taraftara dönük ürünlerin satışta olacağı bir dükkan olabilir, bir yayın organı olabilir, bir internet kanalı bile olur! İngiltere’de en alt (beşinci) kategori takımlarının web sitelerinde forma satışı dahi yapılıyor. Bizde ise Süper Lig kulüplerinin bazılarının web siteleri güncel bile değil. Ancak biz her şeyin en iyisini bildiğimiz için muhtemelen İngilizlerin oyununa ‘düşmeye’ gerek görmüyoruz.

 

Oysa ufacık dokunuşlarla fark yaratmak çok zor değil. Emin olun değil. En azından yeni bir transfer için elli kez bir ilçenin belediye başkanının kapısını aşındırmaktan daha zor değil…

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum