phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

HASTANE KIYAFETİ İLE DOLMUŞA BİNMEK!

                HASTANE KIYAFETİ İLE DOLMUŞA BİNMEK!

 

Çalıştığım yıllarda gerek yeni atanan baştabipler, gerekse ameliyathaneye atanan ameliyathane şeflerinin ilk işi çalışanlara yazılı bir açıklama gönderip idareci olarak ne istediklerini belirtirler. Bu istemlerin içindeki olmazsa olmaz maddelerden birisi hastane çalışanlarının kılık kıyafetleridir. İdareciler hastane kıyafeti ile sokakta dolaşılmayacak diye bir madde koyarlar açıklamalarına.

Hele ameliyathane ile ilgili istenen çok katı kurallar vardır. Ameliyathane çalışanları, ameliyathane kıyafeti olan yeşilleri ile ameliyathane dışında kesinlikle gezemeyeceklerdir. Meslek hayatım boyunca hastane idaresinin emri olan kılık kıyafet yönetmeliğine harfiyen uydum. Uymayanları da ikaz ettim. İşi mantığa vurduğunuzda idarenin emrini doğru buluyorum. Çünkü sokakta ameliyathane yeşili ile gezecek, daha sonra gelip aynı kıyafetle ameliyathaneye ve ameliyata gireceksin. Olacak şey mi bu? Elbette olacak şey değil! Ancak oluyor sevgili okurlarımız, hem de bal gibi oluyor. Bakın nasıl?

ALAN RAZI, SATAN RAZI

Sabahleyin dolmuş duraklarına şöyle bir bakın. Hastane çalışanlarını yeşilli, lacivertli, kahverengili  kıyafetleri ve ayaklarında hastane terlikleri ile dolmuş beklerken göreceksiniz. Ve bu çalışanlar sokakta gezdikleri kıyafet ve terliklerle ameliyata girecekler, servislerde hasta bakımı yapacaklar! Söyleyin Allahınızı severseniz, yazdıklarım olacak şeyler mi? 15.10.2017  Pazar günü evimin karşısında dolmuş bekliyorum. Yanıma üzerinde yeşil ameliyathane kıyafeti olan bir genç geldi. Selamlaştık ve kendisinin nerede çalıştığını, ne iş yaptığını  ve üzerindeki kıyafetlerle sokakta oluşunun ne derece doğru  olduğunu sordum, önüne baktı cevap veremedi. Çünkü işlediği haltın doğru olmadığını o da biliyor. Üstelik bu kardeşimiz Tıp Fakültesi Hastanesinde Genel Cerrahi ihtisası yapıyormuş. Söyleyecek ne var ki daha? Bir gün hastane çalışanlarını üzerlerinde tıbbi kıyafetleri ile oto terminallerinde, tren garlarında ve hava limanlarında görürseniz hiç şaşmayın. Çünkü alan razı, satan razı. Ancak olayı bir başka gözlükle görürsek ilginç bir görüntü ortaya çıkacaktır: Ya o kıyafetle eve götürdüğünüz hastalıklara ve pisliğe ne ad vereceğiz? Hastanelerimizin yöneticilerine sesleniyorum; bu konu ile bir ilgilenseniz nasıl olur acaba?

ADAM GİBİ ADAMDI KAYBETTİK!

                           Tam hatırlamıyorum ama sanıyorum 1980 yılı falandı. Dönemin Baştabibi telefon ederek “5 dakika yanıma gel” dedi. Emre icabet ederek makama gittim. Baştabibin masasının önünde kara yağız, uzun boylu güzel giyimli bir bey oturuyordu. Baştabip bana “Orhan bey, Dr. Mustafa bey Beyin Cerrahisi Uzmanı, hastanemize atandı, kendisine cerrahi malzemeler konusunda yardımcı ol” dedi. Belki de o gün uzun yıllar unutulmayacak bir dostluğun temeli atılmıştı. Yeni kurulan Beyin Cerrahisi servisinin oluşumunda kendisine çok katkılarım oldu. Daha sonra kendisini merhum arkadaşım Fatih Gümüş ve Duayen gazeteci İbrahim Yüksel ile tanıştırdım, çok da iyi bir arkadaş grubu oluşturduk. Dr. Yurttaşen, İzmirli ve fanatik İzmirspor’lu idi. Kemal Horzum’un Afyon spor Başkanı olduğu dönemde hem yönetim kurulu üyeliği, hem de kulüp doktorluğu yaptı. Bu konudaki ilginç bir anıyı da sizlerle paylaşmak istiyorum:

DR. YUTTAŞEN ADAM GİBİ ADAMDI

Kemal Horzum Afyonspor Başkanı ve 2. Ligdeyiz. Sezonun ilk maçını deplasmanda Tarsus İdmanyurdu ile oynayacağız.  Maç öncesi yaptığımız toplantıda Dr. Yurttaşen, “Arkadaşlar bizler Afyon’u temsil ediyoruz. O nedenle de bu maça İsviçre’de olan Kemal Horzum hariç tüm yönetim gitmeli ve ayrıca da yönetim kurulu üyeleri takım elbise giymeliler dedi. Uzun tartışmalardan sonra Dr. Yurttaşen’in teklifi kabul edildi. Maça 2 gün önce gidilecek, Mersin’de kalınacak, tüm yönetim takım elbiseleri ile takımla beraber olacaktı. Karar böyle alındı. Sezonun ilk maçı ve ağustos ayının ortaları. Mersin’de sıcaklık 40 derece civarlarında. Mersin’e indiğimizde insanlar takım elbise giymiş bizlere hilkat garibesi görmüş gibi bakıyorlardı. Neticede Tarsus’a hakemin yarattığı bir penaltı ile yenilerek döndük.

Dr. Yurttaşen, uzun yıllar Afyon’da kaldı ve çok hizmet verdi. Hastasına önce kanını verip arkasından ameliyatına girecek kadar özveriliydi. Daha da önemlisi adam gibi adamdı. Afyon’da çok dost ve arkadaşları vardı. Yeni öğrendim bu mütevazi insan hakkın rahmetine kavuşmuş. Hem de epeyce olmuş. Geçte olsa ben iyilik timsali olan Op. Dr. Mustafa Yurttaşen’i köşeme misafir etmeyi görev saydım. Mekanın cennet olsun sevgili arkadaşım. Kabrine nur yağsın. Seni hiç unutmayacağız.                          

EYÜP SPOR ALMADI BİZ VERDİK

Pazar günü sahamızda grubun zayıf takımlarından Eyüpspor ile oynadık ve 2-2 berabere kalarak rakibe 1 puanı adeta hediye ettik diyorum.

Son haftalarda alınan başarılı sonuçların takımımızda bir rehavet yarattığı bakıldığında hemen anlaşılıyor. Takımın, “Nasıl olsa yeneriz” havasında olduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Rakip ise her ne kadar puanlamada alt sıralarda yer alıyor olsa da ayağa iyi top yapan, kanatları çok iyi kullanan bir ekip. Derslerine çok iyi çalışmışlar ve hocalarının verdiği taktiği de harfiyen uyguladılar. Orta sahayı kalabalık tuttular, yine orta sahada kısa ve çok isabetli paslar yaptılar. Afyon Spor’un her iki bekinin de sık sık ileri çıktığını tespit etmiş olacaklar ki atağa kalkarken kanatları çok iyi kullandılar.

RAKİBE 1 PUANI BİZ İKRAM ETTİK

Özellikle ikinci yarıda kontra toplarda net 4 gol pozisyonuna girdiler, ancak atamadılar. Yediğimiz ilk golü Afyon amatör ikinci lig takımları yemez. Böyle basit gol yenilmez. İkinci gol ise “geliyorum” diye diye geldi. Maç bitti bitiyor rakibin 10 numaralı futbolcusuna bir önlem alamadık, bu futbolcu defansımızı her pozisyonda resmen dağıttı. Üstelik rakip maçı sonuna kadar bırakmadı ve istediğini alıp gitti. Daha doğru bir deyimle fark yapmayı düşündüğümüz rakibe 1 puanı biz ikram ettik.

                          Maç öncesi taraftarlarımızın rakip takımın kaldığı otele giderek çiçek verip hoş geldiniz demeleri fevkalade güzel bir davranış. Kendilerini bu davranışları nedeniyle kutluyorum. Çok iyi biliyorum bu ince davranışları çok yakında tüm Türkiye’de ses getirecektir. Tekrar tebrik ediyorum. Maçta küfürlü tezahürat olmaması ise ayrı bir güzellikti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum