phishing
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

TABLO

TABLO

 

Öyleyse, bu referandum niye?

 

Öyle derine dalmadan, birkaç hususa değinip; daha doğrusu değinmeyip, niye değinmediğimi belirttikten sonra, aklıma takılan ve bir türlü çıkmayan bir soruyu soracağım. Mesela...

- Bu 18 maddelik değişiklik, aslında 62 maddeyi değiştiriyormuş.

Ben Anayasa Hukukçusu değilim; ama anayasa hukukçularının söylediklerini anlayabilecek kadar zekam var şükür.

 

***

- Bu değişiklikle, başkanlık sistemi değil; siyasi literatürde, "meşrulaştırılmış faşizm ya da seçimle oluşan dikta" tanımlaması yapılıyormuş.

Benim siyaset bilgim, bu kadar derin teorik tartışmaya yeterli değil; anlamaya çalışıyorum.

- Değişiklikle; demokrasilerin temel koşulu olan kuvvetler ayrılığı yani yasama- yürütme- yargı erklerinin ayrı ama senkronize güçleri ortadan kaldırılıp, cumhurbaşkanı sıfatıyla seçilen kişinin iradesine bağlanıyormuş.

Derinliğine bu konuyu tartışanlar, beni de ikna ettiler Allah için.

 

***

- "Partili Cumhurbaşkanı" formülüyle seçilecek zat; üç şapkalı gibi olacakmış. Genel Başkan şapkasıyla, parti genel merkezinde milletvekillerini belirleyecek, Hükümet Başkanı şapkasıyla Meclis'ten yasalar geçirtip, Cumhurbaşkanı sıfatıyla da Saray'da onaylayacak zaten Saray'da mukim Hükümet'e de uygulamak düşecekmiş.

Bu durum da bana, kılavuz istemeyen köy gibi görünüyor. Bir de siz bakın isterseniz.

 

***

- 550 üye sayılı meclis, 600 üyeli meclis oluyormuş. Ancak, yetkisi ve işlevi hemen hemen tümüyle sıfırlanıyormuş. Şöyle ki: Temel görevi yasa yapmak ve bütçe yapmak olan meclisin, yaptığı yasayı, cumhurbaşkanı dilerse yayımlayıp yürürlüğe sokabiliyor, dilemezse istediği kadar bekletiyor; bu arada kendisi bir kararname çıkararak, ülkeyi onunla yönetiyormuş.

Bunu da tartışma konusu yapacak değilim; herkes kendisi baksın.

- Meclis, söz dinlemez olursa; Cumhurbaşkanı "seçimleri yenileme" formülünü devreye sokabiliyormuş, buna da "meclisi fesih etme" deniyormuş.

Bunun da derinliğine hiç girmeyelim. Demagoglar laf salatasına boğarlar şimdi.

 

***

- Değişikliğin elmaşekeri 18 yaşa seçilme hakkı verilmesine gelince... 8 milyon gençten belki sekiz tanesi seçtirilecek, nazar boncuğu gibi. Ben inanmıyorum da siz inanıyor musunuz bu nazar boncuklarının rastgele halk çocukları arasından seçtirileceğine? Kim bilir, belki de şimdiden bellidir o sekiz talihli genç... Buna da fazla takılmıyorum.

Velhasıl, değişikliklerin içeriğinde ve ayrıntılarda değilim ben.

 

***

Benim sorunum ve sorum, bu referandum niye yapılıyor?

Nedir referandum? Bir konunun, halka sorulması ve kararın halka bırakılması değil mi?

Referandumlarda soru tek, cevabı da tektir. Yalnızca iki şık vardır, ya evet ya da hayırdır.

Var mı üçüncü bir seçenek? Yok! Soru sorulur, cevabı da sandıkta alınır.

 

***

Gelin görün ki, bizde bu referandum böyle değil...

Bak, deniyor; "biz soruyu soruyoruz ama sen yalnızca 'evet' diyeceksin! Demezsen, seni terör örgütlerinden biriyle ilişkilendirir, gereğini de yaparız!" Nitekim öyle de oluyor... Hayır kampanyası yürütenlerin üzerine hışımla geliniyor. OHAL kuralları çerçevesi, KHK kapsamı falan filan gerekçeleriyle yasaklamalar, kısıtlamalar,  orantısız güç kullanmalar gırla...

 

***

Zaten sınırsız devlet olanakları, çok güçlü bürokrasi desteği evet için hizmette.

İnsaf edin yahu, demeyeceğim; insaf falan etmeyin, daha insafsıca kullanın.

Fakat madem ki referandum yapıyorsunuz, mesela benim de fikrimi soruyorsunuz; dokunmayın bana, ben de korkmadan, baskı altında kalmadan, tehdit edilmeden, şantaj yapılmadan fikrimi belirtebileyim; belki evet diyeceğim. Bu zulüm niye?

 

***

Madem ki evet demek serbest ve meşru, hayır demek bu kadar tehlikeli ve yasak...

Niye halktan bir kesimini, hayır diyerek suç işlemeye mecbur bıraktınız?

Tasarı hazır olur olmaz, yürürlüğe girseydi olmaz mıydı? Hangi güç engelleyebilirdi?

Devletin en üst, en güçlü makamlarının dile getirdiği gibi; madem ki evet demek neredeyse zorunlu; öyleyse niye bu referandum? Sandığa gidip, milyonlarca daha ülkeyi zarara sokmadan, koyun gitsin yürürlüğe....

YORUMLAR

  • 0 Yorum