phishing
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

SİLAH

20 Ocak 2017 - 16:30

 

SİLAH

 

Ne bu şimdi? İç savaş çığırtkanlıklarına, bir de silahlanma çağrıları eklendi.

Başkent Başkanı'ndan silah övgüleri, Başdanışman'dan SADAT-madatlar, dünürden düdüklü silahlar, silah gösterili video çekimleri falan filan... Medya ve sosyal medya bu minval haber ve yorumlarla çalkalanıyor.

 

***

Ne oluyor ya, ne oluyoruz?

Kime karşı, kim savaşa hazırlanıyor böyle?

Altı-üstü bir referanduma gidiyoruz; savaşa falan değil. Sakin olun biraz!

Kimse, kimsenin gırtlağına çökerek, kafasına silah dayayarak oyunu alamaz.

İç savaş çağrılı, silahlı-külahlı tehditler işe yaramaz; hep söyledik, ters tepebilir.

 

***

Ne yani; duvarı bitişik iki evde yan yana oturan, ekmek-tuz alıp veren iki komşu, oy vermeye yan yana gidecekler de dönüşte, "evet" diyen, "hayır" diyen komşusunu çekip vuracak mı?

İç savaş dediğiniz budur. Bu milletin, bu hale geleceğini düşünüyor musunuz gerçekten?

Yazık, tanımıyorsunuz bu milleti.

 

***

Gelelim silah meselesine:

Bir devlet, gerçekten devlet gibi devletse; resmî silahlı devlet güçlerinin dışında hiç bir silahlı gücün oluşumuna asla izin vermez, vermemeli! Yukarıda sözünü ettiğim haberler karşısında, şimdiye dek bir ses çıkmamış olması, çıkmayacağı anlamına gelmez. İnançla bekleriz biz.

 

***

Ha, maksat göz korkutmaksa; yine yanlış... Yine tanımıyorsunuz bu milleti.

Ya da, tarihi unuttunuz. Silah korkusu yoktur bu millette...

Olsaydı eğer... İşgalci İngiliz orduları, Fransız orduları, Amerika kışkırtması Yunan orduları modern ve güçlü silahlara sahiptiler. O silahlarla teslim alamadılar bu milleti...

O korkusuzluk damarı yok olup, gitmedi ya.

 

Bu silahlanma, külahlanma furyası, silah tüccarlarının işine yarar sadece; başka bir işe değil...

Şimdi bu silahlanmaya kalkanların, bu konuda bir deneyimi falan da yok.

Oysa güya korkutmak için hedef aldıkları kesim, çok kurban verdi, çok çile çekti.

Yine de barış için, özgürlük için, demokrasi için gözlerini kırpmadan direndiler.

 

***

Barış içinde insanca yaşama talebi olanlar, o kadar kalabalık ve güçlü ki...

İkbal ve istikbal uğruna kendilerine silah doğrultmaya kalkanları, inanın tükürükleriyle boğarlar. Onun için, vaktiyle vazgeçilmelidir bu yöntemden. Bu yöntem, sinirleri ve toplumu germekten öte bir işe yaramaz.

Davetimizi ısrarla tekrarlıyoruz...

Başta teknik olmak üzere, bir çok yönden yersiz ve zamansız da olsa, bir referanduma gidiyoruz. Tekrar vurguluyorum ki, sadece referanduma... İktidar değişmeyecek, hükümet değişmeyecek, Cumhurbaşkanı yerinde kalacak; sadece Anayasa değişikliğini oylayacağız.

"Evet" diyeceklerin de, "hayır" diyeceklerin de kendilerince haklı gerekçeleri olabilir. Bırakalım herkes dilediği gibi kullansın oyunu. Toplumsal barışımızı bozmayalım.

 

Barış bir bozulursa, bir daha geri gelmiyor.

Dünyayı bir kenara bırakalım da, yalnızca şu komşu ülkelerimize bakıp görelim ve ibret alalım.

YORUMLAR

  • 0 Yorum