phishing
Öyleyse bu panik niye?
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Öyleyse bu panik niye?

04 Ocak 2017 - 16:44

 

Öyleyse bu panik niye?

 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hiç de "adaletli" olmayan laflar etti.

Referandumda, görüşlerini "hayır" olarak belirtecek tüm yurttaşları derledi, topladı terör örgütleri ile aynı çuvala doldurdu. Pardon, hepsiyle değil, iki terör örgütüyle: FETÖ ve PKK...

IŞİD'i ya da onların telaffuzuyla DAEŞ-DEAŞ her neyse ağzına almadı.

Nedenini biliyoruz ama somut kanıtlar elde değil henüz, yakında çıkar.

 

***

Bekir Bozdağ'ın yaptığı haksızlıktır, ayıptır, bühtandır.

Günahtır da diyeceğim ama, ona inanıp inanmadıklarından emin değilim.

Hadi "CHP-HDP aynı cephede kolkola" falan dendi; eh ikisi de siyasi partilerdir olur mu olur denebilir de; "CHP ile PKK aynı çizgide, CHP'ye oy verip, referandumda da 'hayır' diyecek olanlar terör örgütü PKK ile işbirliği yapıyorlar" denirse, "e pes yani!" yanıtı gelir.

Hele bir de "FETÖ ile CHP'yi birleştirdim gitti" denirse, "e yuh yani!" yanıtı beklenir.

 

***

Hele bir de, "hayır" diyeceklerini ilan eden MHP tabanına bakalım:

Fikirlerine, siyasi inançlarına katılalım, katılmayalım; onlar kendilerini milliyetçi, ülkücü olarak tanımladıkları ve her türden sol örgütlenmelere karşı mücadele veregeldikleri; PKK'yı da sol bir örgüt zannettikleri (oysa hiç ilgisi yoktu) için, hep çok ama çok uzak durdular PKK ve onun uzantısı gördükleri siyasi partilerden bile... Şimdi kalkıp, "ülkücüler ve PKK aynı saftadırlar" denirse... Bilmem ki ne denir?

 

***

Peki, Bekir Bozdağ neden bu kadar hesapsız ve sert bir çıkış yaptı?

İşte bu, düşünmeye hatta azıcık da psikanaliz yapmaya değer...

Geçenlerde de saydığım için tekrar listelemeyeceğim, "evet" denilmesini isteyen iktidar kanadının ne kadar devasa örgütlü güçler ve sonsuz olanaklara sahip olduğunu.

Bunlara ek olarak bir de çok etkin bir OHAL yetkileri var.

Yani; "evet" diyeceklere sınırsız propaganda olanakları tanınırken, "hayır" diyeceklerin sesi, gerekirse tümden kapatılabilecek...

 

***

Birkaç gün önce, galiba İzmir'de yaşandı bunun bir örneği.

Referandumda fikirlerini "hayır" olarak belirteceklerini açıklamak için bir araya gelen bir gruba polis; o çok bilindik engeli çıkardı. Yani tazyikli suyla, biber gazıyla, copla, tekmeyle bastırdı. Keza Ankara'da da bir konfederasyonun gösterisi aynı şiddetle bastırıldı.

Bu durum bir panik halidir.

 

***

Bu kadar devasa güçler arkanızda, bu kadar geniş olanaklar elinizdeyken...

Hele bir de yapacağınız değişiklik haklı ve gerekliyse...

Kendinize daha çok güvenmez, daha bir özgüven duygusuyla daha babacan ve mütevazı davranmaz mısınız? İnanın daha etkili olurdu öyle yapsalardı...

 

***

Fakat, hayır...

Anlaşılıyor ki durum öyle değil.

O büyük örgütlü güç yetmeyecek, sonsuz olanaklar kâfi gelmeyecek.

Hatta OHAL sopası da yeterince korku salamıyor.

Bunu; yaptırdıkları kamuoyu yoklamalarından çıkardıkları anlaşılıyor.

 

***

Söylenenlere bakılırsa; yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarının gerçek rakamsal sonuçlarını, en üst yöneticinin masasına koyamıyorlarmış. Onun gazabından titrerlermiş. Ona iletilen oranlar da, medyayla paylaşılan oranlar da, şimdilik "O"nu hoş edecek düzeydeymiş.

İşte, galiba bu öfkenin ve paniğin nedeni bu...

 

***

Ne pahasına olursa olsun; gerekirse zorla, tehditle, şantajla sonuç almak istiyorlar.

Fakat, ne yazık ki sosyalpsikolojiyi bilmiyorlar. Hele Türk halkının içsel yapısını hiç...

Bunu bilseler; gittikçe artan baskının, yüklenmenin, tehdidin "ters tepeceğini" bilirlerdi.

 

***

Bu yol ve yöntemi bırakırlar da; özgüvenli, mütevazı ve adil olurlarsa, "hayır" kadar "evet"in, "evet" kadar da "hayır"ın şansı olur. Hem kardeşliğimiz ve barışımız bozulmamış olur.

Böylesi daha hayırlı....

YORUMLAR

  • 0 Yorum