phishing
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Orda bir köy var uzakta...

 

Orda bir köy var uzakta...

 

Çoğumuz öğrenmişizdir ta ilkokulda bu şarkıyı:

Orda bir köy var uzakta

O köy bizim köyümüzdür

Gitmesek de, görmesek de

O köy bizim köyümüzdür.

***

Evet; benim için de öyle bir köy var uzakta.

Gitmedim, görmedim ama inanıyorum öyle bir köy var.

Düşlerime giriyor, hayallerimi süslüyor...

O köye gideceğim, o köyde yaşayacağım, o köyde öleceğim.

Çünkü gidecek bir köyüm kalmadı; gittikçe de kalmayacak.

***

O gideceğim köy çok güzel...

Bembeyaz evleri, yemyeşil otlakları var.

Ormanları kesilmemiş, yaban hayvanları avlarda yok edilmemiş.

Sokakları her gün temizleniyor; çöplüğe dönmemiş köşe başları...

***

Köy çok büyük, nüfusu da kalabalık.

Soyadlarına bakıldığında görülüyor ki, çok sülaleden oluşmuş.

Fakat sülaleler, evlilik birleşmeleriyle öyle iç içe girmiş ki, tek aile sanki...

Kavga, dövüş, küslük, hele kan davası gibi ilkellik hiç yok.

Ufak tefek anlaşmazlıklar, komşuların araya girmesiyle çözülüyor.

Azıcık büyürse, köyün ileri gelen güngörmüşleri, tarafları dinleyip bir karar veriyorlar;

onların tarafsızlığına, adilliğine inanıyor, güveniyor herkes. Karara uyuyorlar.

***

Çeşitli inançlardan insanlar yaşıyorlar o büyük köyde.

Köyde cami de var, cemevi de var hatta küçük bir kilise de var.

Herkes inandığı yerde ibadetini ediyor.

Evlerinden, mahallelerinden birlikte çıkan komşular yolda biri birlerine esenlik dileyip, kendi ibadethanelerinin yolunu tutuyorlar. İmamın ve dede'nin evleri yakın biri birine, akşam sohbetleri oluyor bazen, komşular da katılıyor. Rahip efendinin geldiği günler de oluyor.

***

Koca köyün hepsi aynı siyasi partiden olacak değil ya...

Az ya da çok, her siyasi partiye oy çıkıyor köyden.

Fakat kimse, kimsenin hangi partiye oy verdiğini merak bile etmiyor.

Maskaralık eden bir siyasi lider olursa, hep birlikte gülüp dalgalarını geçiyorlar.

Yalnızca muhtar ve ihtiyar heyeti seçimlerine önem veriyorlar.

Kılı kırk yarıyorlar. Herkesin sevip saydığı, güvendiği; herkesi sevip sayan, herkese güven veren insanlardan oluşması için aylarca istişare ediyorlar ve sonunda mutlaka ortak isimler üstünde mutabakat sağlanıyor.

***

Köyde ilkokulu bitiren her çocuk mutlaka bir üst okula gitmekte.

Bunu sağlayabilmek için, köyün yüksek okullarda okuyan gençleri, yaz boyu gönüllü kurslar düzenleyerek, her çocuğu yeteneğine göre bir üst okul sınavlarına hazırlıyorlar. Kazanamayanı vazgeçirmiyorlar, seneye tekrar kurs, tekrar sınav...

Çocuğunu bir üst okulda okutmaya maddi gücü yetmeyen aileler için bir fon oluşturmuşlar; adeta bir eğitim imecesi... Ailelere hissettirmiyorlar bile bunu.

***

Köyün kocaman ve zengin bir kitaplığı var. Çoğu orada geçiriyor zamanını.

Kitaplığın hemen yanında bir de tiyatro salonu yapmışlar. Köyün yetenekli insanları, sanatlarını sergiliyor. Çoğu oyunun yazarı da, senaristi de, yönetmeni de kendileri.

Her yörenin halkoyunlarını oynayabilen folklor ekipleri bile var...

***

İşte böyle bir köy...

Öyle bir köy var uzakta. Belki de uzakta değil, yakında...

Arıyorum, bulacağım; bulamazsam kuracağım.

Ama mutlaka öyle bir köyde yaşayacağım, öyle bir köyde öleceğim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum