phishing
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Okula gitmek ayrı, eğitim almak ayrı...

 

 

Okula gitmek ayrı, eğitim almak ayrı...

 

Yeni eğitim-öğretim yılının başladığı şu günlerde, birkaç hususa daha dokunmamız kaçınılmaz görünüyor; çünkü gözümüz-kulağımız çocuklarımızda, es geçemeyiz.

O yüzden, "okula gitmek" kavramıyla,"eğitim almak" kavramının aynı anlamı karşılamadığını/karşılayamayacağını anlamak ve anlatmak durumundayız.

***

Sevgili Kurtuluş okurları ve diğer ilgi duyan dost okurlar...

Biz, çocuklarımızı-torunlarımızı okula göndermekle, bize düşen görevi yerine getirmiş olduğumuzu düşünüyor, vicdanen rahatlıyoruz ya; hiç rahat olmayın bence...

Okulda, doğru dürüst, yeterli ve eğitimin hedef ve amacına yönelik eğitim aldığına emin değilsek, nasıl rahat olalım ki? Bakalım şimdi nedenlerine:

***

Fiziksel koşullardan başlayalım...

Okul olarak yapılan binalarla, başka hizmet amacıyla yapılmış, gereksinim üzerine kiralanmış binaların farklı atmosfer yarattığı ve bunun da Eğitim Psikolojisi açısından farklı etkileri olduğu üzerinde çok durmayacağım. Fakat; kaloriferlerle ısınan, pırıl pırıl temiz binalarda, akıllı tahtası, bilgisayar tableti dahil, kullanışlı tüm araç-gereçlerle donatılmış okullarla; odun veya tezekle ısıtılan, camları kırık, çatısı akan, ders araç-gereci adına hiç bir şey bulunmayan okul binalarında ders gören çocuklar aynı düzeyde mi eğitim almış sayılacak. (Hiç kimse, ülkede böyle okul binası mı kaldı diye homurdanmasın; tutarım kulaklarından götürürüm valla)

***

İşte bu farklı fiziksel ortamlarda eğitim alan(!) çocuklar; aynı düzeyde eğitim almış kabul edilerek, çeşitli ve sık değişen adlarla düzenlenen sınavlarda, aynı kulvarda yarıştırılıyor.

Eğitimde fırsat eşitliği ve adaletsizliğin ilk adımıdır bu...

***

Eğitimde kalitesini kanıtlamış ülkelerde; çocuklar, yürüyerek gidebilecekleri okullarda okurlar. Okulların yapıldığı alanlar öyle düzenlenir. Bir kısım çocuklar bu olanağa rastlantısal olarak kavuşmuşken; daha büyük çoğunluk, "taşımalı eğitim" gibi saçma sapan bir düzenlemeyle ya da evine yakın okul bulunmadığından, okul araçlarıyla okula ulaşabilmekte.

Bu ne demektir? Çocukların büyük bir bölümü, sabah sabah ilk enerjilerini, okul sıraları yerine, minibüs koltuklarında heba ediyorlar demektir!

***

Eğitimin diğer önemli hatta en önemli unsuru öğretmenler...

Bu konuda zaman zaman yazdım, tekrara düşmek istemem de; şu vurguyu anımsatayım: Bir ülkede eğitimin belkemiği, eğitimci yetiştiren kurumların, eğitim hedef ve ilkeli sağlam yapılanmalarının bulunmasıdır. Yani bir öğretmen adayı; öğretmen olmaya adım attığı eğitim kurumunda, ilk gününden mezun olduğu güne kadar, öğretmen olmak hayal ve amacıyla o hedefe yönelik formasyon edinerek tamamlar eğitimini. Bizde böyle olduğunu söyleyebilen var mı Allah'tan korkmadan!

***

Laik eğitimi, çağdaş eğitimi falan bir yana bırakarak, hiç değilse bilimsel eğitim gereği açısından baktığımızda; öyle çeşitli, öyle değişik kaynaklardan, öyle değişik inanç ve dünya görüşünden gelen bir eğitim kadrosu var ki... Her yıl değişen sisteme entegre olmalarını da bir kenara bırakarak soralım: Bunca değişik kaynaktan gelerek okullarda "öğretmen(!)" kadrosunda yer alanların, "bilimsel gerçekler" ortak paydasında buluşabilmeleri mümkün mü?

Uç nokta bir örnekle bitireyim şimdilik: Bunların içinde, yaşı boyunca dünyayı yuvarlak ve güneş sisteminde bir gezegen olarak öğrenen çocuklara; dünyanın tepsi gibi düz olduğunu dayatmaya kalkanlar olacaktır. Bu örneği yaşadığımız için verdim. Hoşça kalın!...

YORUMLAR

  • 0 Yorum