phishing
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Ne olacak; hayat devam edecek...

 

Ne olacak; hayat devam edecek...

 

Ülkenin ve dünyanın gözü önünde nasıl olup bittiği görülen referandum süreci noktalandı.

Şöyleydi, böyleydi tartışmasının, en azından bize bir yarar getireceğine; hatta tartışması gereken çevrelerin de tartışmayla bir sonuç alınacağına inanmıyorum. ‘atı alan Üsküdar'ı geçti’ lafı hukuksal olmasa da pratikte doğru.

***

Onlar açısından olay bitmiştir de... Acaba biter mi?

Hiç bir şey olmamış gibi, güllük gülistanlık devam eder mi hayat?

Hayat devam edecek dedik başta, evet devam eder, her şeyin sonu değil elbet.

Ancak, düz yolda yürür gibi olmaz artık; taşlı, çamurlu, engebeli bir yola girildi.

Anayasa referandumlarını, bir gol farkla kazanılan futbol maçları gibi gören zevat ve onların hempaları fena halde yanılıyorlar. Klişe lafları tekrarlamayı hiç sevmem ama, yeri gelince, söylemek kaçınılmaz oluyor işte: Anayasalar, toplumsal mutabakat metinleridir. Çağdaş demokrasilerde, toplumun küçük bir bölümünün bile itirazı, rahatsızlık yaratır. Onların iknasına zaman ayrılır.

***

Bizim referandum, hiç bir kuşkuya, şaibeye yer olmayacak kadar, tüm kural ve yasalara uygun olarak yapılmış olsaydı bile; yüzde elli bire-yüzde kırk dokuz bir oranla sonuçlanması, projenin sahipleri açısından tam bir hezimettir. Toplumun yarısının büyük bir rahatsızlık duyduğunu ve dolayısıyla da rahatsızlık vereceğini yansıtır.

Peki böyle olursa, ülke yönetilemez mi? Elbette yönetilir. Ama nasıl?

Yine baskı ve zor kullanılarak, yine hukuku rafa kaldırarak...

Ne kadar yönetilebilir böyle? Çok uzun olabilir.

Ne kadar uzun? Diyelim ki on yıl, on beş yıl, yirmi yıl, otuz yıl...

Bu süre, yaşayan insanlar açısından sonsuz gibi görülebilir de; ülkelerin, toplumların, ulusların ömründe bu süreler dakikalar gibidir, çabuk geçer.

***

Hatırlasanıza; 12 Mart darbesi yapıldığında, silahlar alnımıza dayandığında dünyanın sonu gelmiş gibiydi. 12 Eylül darbesi yapıldığında, silahlar ölüm kustuğunda, işkence tezgahları canlar aldığında, idam sehpalarında canlar sallandırıldığında yine dünyanın sonu bu gibiydi.

Hiç bitmeyecek sandık. Ama, bitti değil mi? Evet, bitti! Biter! Çünkü tarihin çarkları durmaz.

Bu konuda yazacağımız son yazı bu olacak belki; yani referandum konusunda...

***

Hayat nasıl devam ediyorsa; gözümüz gördüğü, kulaklarımız duyduğu, beynimiz düşündüğü ve parmaklarımız çalıştığı sürece yazılarımız da devam edecek. Yazılarımızı nereye yazacağımızın da bir önemi yok. Televizyon ekranlarımız karartılabilir, radyolarımız susturulabilir, gazetelerimiz kapatılabilir... Ama biz yine yazarız. Nereye yazdığımız, yazdığımızda görülür.

YORUMLAR

  • 0 Yorum