phishing
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Kararsızlar ve hayırsızlar...

 

Kararsızlar ve hayırsızlar...

 

Çeşitli kurum ve amaçlara hizmet sunan kamuoyu araştırma şirketlerinin buluştuğu ortak nokta; kararsızların ve oy kullanmayacakların oranlarının yüksek olduğu... yüzde 14-17 arası oysuzlar, yüzde 7-11 arası kararsızlar varmış. Son sayıma göre, seçmen sayımız yuvarlak hesap 58 milyona ulaşmış. Bu duruma göre, 9-10 milyon arası seçmen oy kullanmayacak; "oysuzlar" ya da "hayırsızlar" diyoruz bu kesime. Öbür 5-6 milyon arası seçmen de ne diyeceğini bilmiyor; "kararsızlar" ya da "şaşkınlar" deniyor bu kesime de...

 

***

Allah aşkına; bir ülkede, bir çok ülkenin nüfusundan fazla oy kullanmayan seçmen olur mu?

Ama bizde var işte. Nedenleri konusuna girersek, güncel öneme yer ve zaman kalmayabilir.

Onun için, iki kesime de, davranış psikolojisi gözlüğüyle bakmakla yetinelim.

Hangi kesimden başlayalım önce?

Bence, kararsızların sorunu psikolojik; onlar ikna edilirse kazanılabilir. Fakat oysuzların sorunu hem etik hem siyasi. Gerçi onların durumunun da psikolojik yönü var; korkaklığı veya çıkar ilişkisini, tavır gösterisiyle perdelemek gibi mesela...

 

***

Madem söze buradan girdik, buradan devam edelim...

Ne demek oy kullanmamak? Basit yönüyle baktığımızda; en başta yurttaşlık görevini yerine getirmemek ve yurttaşlık hakkını kullanmamak değil mi? Ama niye... Gerekçelere girildiğinde, bu niyeler değişiyor ve çoğalıyor. Yüzeysel bakışla; küskünlük, bir şeyin değişmeyeceği kanısı, umutsuzluk falan diye sıralanabilir. Ancak bu kadar değil.

 

***

Riske girmeme ve korku duygusu davranışı yatıyor bu tavırda.

Öyle ya; hem kızgınlık ve sitemle oy kullanmama kararını açıklayarak delikanlı bir tavır sergilemiş olacaksın hem de oy rengini açıklamamış olmakla da herhangi olası bir riski üzerine almamış olacaksın... Böylece kamusal statün zedelenmemiş olacak. Oysa aslında; kendi iradesi dışında, başkalarının vereceği kararla yönetilmek gibi bir kişilik sıfırlanması algılanmazdan geliniyor. Bu da onların hazinliği hanesinin eksisi...

 

***

Kitlesel siyasi çıkar tavrı ise ayrı bir başlık...

Bu başlığı derinlemesine işlemek, hem uzun olur hem de kanıtsız doğru olmaz. Ama deneyimlerden ve yaşananların penceresinden bakıldığında; özellikle referandumlarda, muhalif düşünüldüğü sanıldığı halde, çeşitli pazarlıklar sonucu, kitlesel olarak sandığı gitmeyerek, dolaylı olarak, iktidar gücüne destek olunduğu görülüyor. (2010 örneği)

Velhasıl, sandığa gitmemenin siyasi etik ve kişisel varolma açısından, mantığı ikna edebilecek olumlu gerekçelerini aramak zaman kaybı olur.

 

***

Kararsızlara gelince...

İnanın kimseyi incitmek gibi bir düşüncem olamaz! Fakat, kararsızlık gerçekten, zaman zaman ölümlere bile neden olabilen kazalara yol açan ruhsal bir rahatsızlıktır. Ele aldığımız konuda tabii ki bu vahim durum söz konusu değil. Ama toplumsal bir sıkıntı yarattığı gerçeğini de gözardı etmeyelim.

 

Kararsız kardeşlere önerim kısa olacak...

Kimin, ne dediğini dinlemeye sabrınız olmayabilir; bunu anlarım. Söylenenleri dinleyip, kafanız karışmış da olabilir; tabii ki bunu da anlarım. Lakin bir karar vermek zorunda olduğunuzu hissedin lütfen! O zaman yapacağınız şey; söylenenlere değil, yaşananlara ve kendi durumunuza bir de geleceğinize hatta çocuklarınızın geleceğine bakmak olmalıdır.

 

***

Eğer şahsen iyi durumda ve mutluysanız, bu mutluluğu çevrenizde yaşayanlarla paylaşabiliyorsanız, onların da mutlu olduğunu görüyorsanız, gidişata baktığınızda; geleceğinizi parlak görüyorsanız, çocuklarınızın istikbalini de güvencede görüyorsanız, ülkenin durumunu ve geleceğini düşünmeniz için de zorlamayayım sizi, bastırın "evet"i!

Böyle görmüyor ve böyle düşünmüyorsanız; kendinizin, çocukların ve ülkenin geleceğine dair endişeleriniz varsa, kimseyi dinlemeden ve kimseden çekinmeden "Hayır!" deyin!

Çünkü hayat kendi hayatınız; onu başkalarına emanet etmeyin!

Kararınız hayırlı olsun, kararsız kardeşler...

YORUMLAR

  • 0 Yorum