‘Evet-Hayır’ın matematiği...
Seçimler sayısal çoğunlukla alınır. Matematik gerçek bu...
Yani niteliğin değil, niceliğin önemi vardır. Acaba öyle mi?
Matematik gerçeklik bu da; siyasi gerçeklik bu mu?
Bilmiyoruz. Gözlemlemeye çalışıyoruz.
Referandumu mutlaka almak isteyenlerin hesaplarına bakıyoruz.
Şöyle hesap yapıyor olabilirler...
***
Bir tarafta; yani "hayır" diyecek tarafta...
-CHP var; oyu 10-12 milyon civarında,
-MHP muhalifleri var; eh onlar da 3-4 milyon götürseler...
-SP ve diğer tüm muhalif küçük partiler; çok çok 1-2 milyon civarı...
Gelelim bunlara ekleneceklere...
-KHK operasyonlarıyla işinden-görevinden atılan yüz bine yakın kişinin, aile fertleri ve etkileyebileceği yakınlarıyla beraber, bulsa bulsa bir milyonu bulur.
-Üniversite ve diğer bilim kurum ve kuruluşlarda mağdur edildiklerini düşünenleri oya çevirsek, saymaya bile değmez.
-Medya dünyasında işsiz bırakılan, hapse atılan, pasife alınan; yazar, çizer, muhabir takımının ve etkileyebilecekleri çevrelerinin oyları çok çok irice bir kasaba oyu kadar olur.
-Piyasa çöküşü nedeniyle kepenk kapattığı için, iktidara kırgın olan esnaf sayısı -ki yarısının gönlü alınabilir- etki çevreleriyle birlikte 2-3 milyon olsun hadi...
-Hiç bir sektörde iş bulamaz hale gelen; sahne, perde, ekran, galeri sanatçılarını oy olarak hesaba bile katmaya gerek yok.
-En önemlileri; nedenini anlayamadıkları savaşlarda toprağa düşen şehitlerin ve onulmaz yara alan gazilerin aileleri ve yakınları... Kalabalık ama hepsi küs olacak değil ya!
Velhasıl, topladığımızda; taş çatlasa 20 milyon civarı oy....
***
Gelelim bizim tarafa....
Seçmen sayısı 55 milyon. 45 milyonu sandığa gitse; bunun zaten 22 milyonu bizim.
Yani sadece bizim oylarımız bile yetiyor. Onları konsolide etmeye (bir arada tutmaya) çalışmalı önce... Bunun içi, şimdiye kadar yapılanı biraz artırmak yeter. Muhalif kesime yönelik de; biraz ikna, biraz baskı, biraz yıldırma, biraz tehdit, biraz yıldırma, biraz nemalama falan yapıldı mı, önemli bir kesimine saf değiştirttirilir. Bunun için yeterli tüm güç; devletin sonsuz olanakları, yasal mekanizmalar, ekonomik üstünlük, hizmet verecek tüm devlet kadroları elimizde olduğuna göre.... Yani tereddüt etmeye gerek yok. Hem sayısal hem de güç üstünlüğü bizde; alırız biz bu referandumu............
***
Evdeki hesap böyle.
Çarşıya uyar mı uymaz mı bilmiyoruz.
Ancak; siyaset biliminde "özgül ağırlık" diye bir gerçeklik var.
Yani insanlar birey olarak bir rakamıyla ifade edilebilirler ama, onun bir de toplumdaki yeri, konumu, saygınlığı, etkileme gücü gibi özellikleri var; özgül ağırlık deniyor buna. Siyaset yapanlar bunu bildikleri için, binlere kişi yerine bir kişiyle anlaşma yoluna gider bazen...
Toplumsal dinamikleri sayı ile ölçmek yanıltıcı olur.
Göreceğiz bakalım; siyaset biliminin öngörüleri mi, yoksa bize özgü reel siyasetin matematiksel hesabı mı haklı çıkacak. Dünyada bir ilk olan sistem oylanacağına göre; bakarsınız, bilimsel öngörü değil de matematiksel hesaplama kazanır. İşte o zaman, her bakımdan, dünyada bir ilk olur çıkarız.
YORUMLAR