phishing
Eey AGİT, raporunu da al git!
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Eey AGİT, raporunu da al git!

11 Nisan 2017 - 20:09

 

Eey AGİT, raporunu da al git!

 

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), bir Türkiye Raporu hazırladı.

Raporu, çok az gazete dışında, basın ve görsel medya görmezden geldi.

Okurlarımız arasında, o raporu görenler, bu yazıyı görmeyiversinler gali...

Sanırım, asıl görmesi gerekenler, görmezden gelecekler gibi.

Çünkü henüz ses çıkardıkları yok şimdilik. Ama AGİT ısrar ederse;

"Eeeyy AGİT, raporunu da al git!" naralarını her an duyabiliriz.

 

***

Rapor; Dışişleri Bakanlığı, hükümet yetkilileri, YSK, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, meslek odaları ve medya yöneticileri ile görüşülerek hazırlanan rapor, 17 Mart-7 Nisan arası tarihi kapsıyor.

Raporda önce; "Venedik Komisyonu önerilen değişikliklerin sonucunda güçler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının güvence altına alınmayacağını, böylelikle otoriter bir başkanlık rejimine dönüşmemesi için gerekli olan denge ve denetleme mekanizmalarından mahrum olduğunu belirtmiştir” hatırlatması yapılıyor. Yani bu referandumun aslında, demokrasiye doğru bir gidişat olmadığının bilindiği söylenmeye çalışılıyor.

 

***

AGİT diyor ki raporunda daha sonra...

-Başta cumhurbaşkanı olmak üzere, tarafsız olması gereken kamu görevlileri, tarafsızlıklarını tamamen yitirmiştir. Yalnızca "evet" lehine çalışmaktadırlar.

-YSK, 19 partinin kampanya yapmasına izin vermemiştir.

- Kampanya kapsamında, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Antalya Başsavcı Vekili de dahil olmak üzere birtakım kıdemli politikacılar ve memurlar hayır oyu verenleri terör örgütleri ve darbe girişimi planlayıcıları ile denk tutmaktadır.

-Darbe girişiminin ardından, geçen seçimlerde gözlem çabalarını desteklemiş olan 1583 STK tasfiye edilmiştir. Daha önceki seçimleri gözlemleyen STK’lar, güvenlik sebebiyle ya gözlem çabalarından kaçınacak ya da sınırlandıracaklardır.

-Birtakım siyasi liderlerin ve aktivistlerin parmaklıklar ardında olması bazı grupların kampanya yapma yetilerini ciddi ölçüde kısıtlamıştır. Şimdiye kadar "Hayır" destekçileri, polis müdahalesi ile karşılaşmışlar, bir kısmı cumhurbaşkanına hakaret gibi suçlamalar ile tutuklanmışlardır.

-Terörle Mücadele Kanunu, Ceza Kanunu, Basın Kanunu ve diğer yasal mevzuat aşırı kısıtlamalara izin vermektedir. Hükümlerdeki belirsizlikler gazetecilerin hapsedilmeleri için gerekçe olarak kullanılabilmektedir. İfade özgürlüğü kapanan çok sayıda basın yayın kuruluşu ve tutuklanan gazetecilerin yanı sıra olağanüstü hal yasal çerçevesi ile daha da kısıtlanmıştır.

-Referandum için yasal çerçeve basına tarafsız yayıncılık zorunluluğu getirmekte. Ancak, kanun hükmünde kararnameler (KHK), YSK’nın tarafsız yayın yapmayan özel yayın kuruluşları üzerindeki cezai müeyyide yetkisini ortadan kaldırmıştır.

 

***

Rapor hayli uzun ve ayrıntılı; tümünü buraya almamız tabii ki mümkün değil.

Ama ne dedikleri, bir anlamda da, her şeyi gördükleri, bildikleri ortada.

E, ne yapalım yani; bilirlerse bilsinler, görürlerse görsünler denilebilir.

Hatta, "ellerinden ne gelir ki" sorulabilir.

 

***

Dünyanın, bu raporun ne anlama geldiğini bildiği gibi, devlet yetkilileri de gayet iyi bilirler.

Sonunda tercih meselesi bu...

Ya Avrupa ve dünyanı diğer demokratik ülkeler ailesi arasında yer alırsınız ya da Suudi Arabistan ve Katar'la yetinirsiniz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum