phishing
Dünyanın ağzı çuval değil ki...
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Dünyanın ağzı çuval değil ki...

24 Nisan 2017 - 19:22

 

Dünyanın ağzı çuval değil ki...

 

Bir önceki yazımda, kendimi bağlayacak şekilde, “referandum konusunda yazacağım son yazı bu” demiştim. Tamam, artık bu bahsi biz kapatalım; hatta Türkiye'de herkes kapatsın, kapamayana da kapattırsınlar da... Dünya kapatmıyor ki. Hani, “elin ağzı çuval değil ki büzesin” özdeyişinde olduğu gibi, dünyanın ağzı çuval değil ki büzesin.

***

Dünyanın onlarca ülkesinin medya temsilcilerinin, kendi ülkelerine verdikleri haberlerin, sundukları raporların yanında; bir de uluslararası resmiyeti ve önemi olan kurum ve komisyonların raporları da çoktan, sorumlu oldukları mevkilerde yerlerini almış durumdalar.

***

Avrupa Güvenlik için İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bunların en tanınmışları ve bizimkilerden, “eeey AGİT; hadi sen kendi işine git!” fırçasını yediği için, tarafımızca bilineni... Avrupa Tarafsız Gözlem Komisyonu var, Sınır Tanımayan Gazeteciler var, Demokrasi İçin Dünya Dayanışma Grubu var; var da var... Hangi birisine “Eeeeeyyy!” diyeceksin?

***

Velev ki, hepsine birden “Eeeeyyy!” dedik... Var mı bir kıymet-i harbiyesi?

İç politika pazarında, iyi satar belki; ama o da bir süre... Sonra iplik pazara çıkar.

AGİT raporu; AB'nin birkaç kademesinde, kurumsal olarak ele alınmış durumda.

Mesela AB Parlamenterler Asamblesi... Burada Türkiye de, sanırım gözlemci olarak yer almakta. Buradaki ilk izlenimler, temsilcilerimizce, Dışişleri Bakanlığı'na iletilmiştir herhalde. Hatta Saray'a... Hiç huzursuzluk yaratmıyor mu sanıyorsunuz? Biz duymuyoruz.

***

AGİT raporlarını temel dayanaklardan biri yaparak, AİHM'e başvurulduğunda...

Ki, CHP'de bunun hazırlıklarının sürdüğünü, açık kaynaklardan öğreniyoruz.

Önce YSK, sonra Danıştay'a başvurulması ve en sonra da AYM'ye başvurulacağı yürütülen prosedürden belli... CHP bilmiyor mu çıkacak sonucu? Bilmeyene de zaten Adalet Bakanı göstermedi mi? CHP bile bile niye yapıyor bunu? Tabii ki AİHM'e gitmek için...

***

Konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gittiğinde...

Türkiye'nin ve dünyanın uzman hukukçularının öngörüleri; başvurunun kabul edileceği ve değerlendirmeye alınacağı yönünde. Yargılama sonucunun da ne yönde çıkacağını tahmin etmek pek zor olmasa gerek... Çünkü her şey, kör gözüm parmağına misali cereyan etti.

***

Evet; bir yaptırım gücü olmayacak bu konudaki kararın.

Çünkü, bireysel olarak hak ihlali üzerinden karar alamayacak AİHM; referandumlarla ilgili başvurularda, böyle bir içtihat yok. En azından, naçizane benim bildiğim kadarıyla... Yani, referandumun iptali veya yenilenmesi kararı alınamıyor. Ancak, referandum öncesi ve sürecinde kural ve yasadışılıklar saptanıp, referandumun adil ve uluslararası hukuka uygun olup olmadığı karara bağlanabiliyor.

***

Peki; beklendiği gibi, AİHM'den olumsuz bir karar çıktığında...

“Eeeeyyy AİHM!” diyebilir miyiz?  Evet, deriz; niye diyemeyelim ki?

Deriz demesine de, neye mal olur acaba bize? İşte orası biraz çetrefilli...

Çünkü AİHM, uzakta bir yerlerde, yalnız Avrupalıları ilgilendiren bir mahkeme değil; AİHM, Avrupa Konseyi'nin en temel adalet mekanizması.

***

Avrupa Konseyi ne? Avrupa Konseyi de, ilk kurucuları arasında Türkiye'nin yer aldığı en güçlü işbirliği kurumu. Yani bu mahkemenin kurucularından biri olduğumuz için, kendi üst mahkememizdir AİHM... Onun için; “iç hukuk kurumlarının kararı ne olursa olsun, o konuda AİHM kararı geçerlidir” kuralı bu nedenledir.

Halâ anlamayan angutlar varsa, bir daha hatırlatmış olalım bu vesileyle.

***

Her şeye  karşın yine de “Eeeeyyy!” demeye kalkarsak ve AYM kararları gibi AİHM kararlarını da yok sayarsak ne olur?

Bu yazı yeterince uzadı, onu da öbür yazıya bırakalım gali...

YORUMLAR

  • 0 Yorum