phishing
Dengesiz denge...
Nurettin BURHAN

Nurettin BURHAN

Tablo

Dengesiz denge...

31 Aralık 2016 - 18:08

 

Dengesiz denge...

 

Murat edildiği gibi keskin bir cephe şükür oluşmasa da...

Hemen hemen oy renkleri belli oldu.

CHP'den sonra, bir siyasi kitlenin daha net açıklaması duyuldu.

MHP Genel Merkez yönetiminin bağlayıcı tavrına karşın; dört genel başkan adayının çevresinde kilitlenen MHP tabanı, BBP, SP ve geçmişte merkez sağda milletvekili, bakan veya bürokrat olarak görev almış siyasi unsurlar "Türk Milliyetçileri Hayır Diyor Platformu" şemsiyesinde toplandıklarını duyurdular. 18 Şubat'ta da etkinlikleri varmış.

 

***

Böylece...

- Merkez sağ ve milliyetçi kesim 'hayır' diyorsa,

- Sosyal demokrat ve demokratik sol 'hayır' diyorsa,

- Kendilerini "ulusalcı" olarak tanımlayanlar 'hayır' diyorsa,

- Devrimci, demokrat, sosyalist sol 'hayır' diyorsa...

 

***

 

- Hemen hemen tüm eğilimleri bünyesinde barındıran Haziran Hareketi (gezi ruhu) mu 'evet' diyecek?

- Evlatlarını neyin uğrunda kaybettiklerini halen anlayamadan yas tutan şehit aileleri ve gazi yakınları mı 'evet' diyecek?

- Mapusanelerde sorgusuz tutulan on binlerce mağdur yakınlar mı 'evet' diyecek?

- İşsiz güçsüz sokakta kalıp, evine ekmek götüremeyenler mi 'evet' diyecek?

- Yarı aç, yarı tok sürünen asgari ücretliler mi 'evet' diyecek?

- Borçları omuzlarında kepenk indiren on binlerce esnaf mı 'evet' diyecek?

 

***

 

Bunu kesin bilmiyoruz henüz; derler mi, dedirtirler mi...

Ama kesin bildiklerimiz var:

- Ballı ihale güvercini tepelerine konan "tuzukuru"lar,

- Aylık geliri onlarca asgari ücreti katlananlar,

- Yağlı kapılara kapılanmış karnı toklar,

- Aç kalmayacak kadar erzakla doyurulan yoksullar,

- Parti aidiyetini, din mensubiyeti gibi görenler,

- Dinî hassasiyetleri istismar edilerek korkutulan dindarlar,

Ve tabii ki bunların dışında dindar görünen dinciler.....

Kamuoyu araştırmaları; iki cephe arasında bir denge olduğunu, zaman zaman birinin veya diğerinin öne geçtiğini gösteriyor.

 

***

 

Ancak...

Dengeyi bozacak unsurlar; en azından görünüşte, devreye girmedi henüz.

- Örneğini Kâbe'de Umre ziyaretinde gördüğümüz, bir imam ordusuyla din seferberliği,

- Saray'ın devasa bütçesinden karşılanacak, sonsuz güce sahip devlet olanakları,

- Bir demeç için öksürme halinde, canlı yayın için apiko nöbet bekleyen TV kanalları,

- Sayıları genel yayın organlarının yüzde doksan beşini kapsayan gazete ve dergiler,

- Devlet olanakları emirlerine verilen vali, kaymakam gibi mülki amirler dahil tüm devlet bürokrasisi,

- Karınları doyurulup, sırtları koyurularak sokaklara salınan militan kadrolar...

Bu dengeyi "evet" lehine değiştirmek için, yoğun bir çaba harcayacak gibi görünüyor.

 

***

 

Buna karşın; yine de temkin elden bırakılmasın diye, saatler süren değerlendirme toplantıları yapılıyor. Yapılmalı da...

Çünkü bu "dengesiz denge"nin nasıl sonuç vereceği hiç belli olmaz.

Her iki sonuç da hayra alamet olmayacak.

Hayır çıkması; otoriteyi bir daha toparlanması zor biçimde sarsar.

Evet çıkması ise; ülkeyi, hatta kazananları bile, sonu meçhul bir karanlığa sürükler.

***

 

 

Akıl, irade, sağduyu, vicdan üstün gelir de inşallah...

Köprüden önce, gerçekten son çıkışa gelmeden geri dönülür.

Çünkü hayırlısı budur!

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum