phishing
İSTENİŞ HAKAN TÜPLEK

İSTENİŞ HAKAN TÜPLEK

Köşebaşı

TARIM ve BİZ

Tarım ve hayvancılık deyince hiç kuşkusuz birçok üreticinin aklına arpa, buğday, inek, koyun üretimi geliyor. Üreticiler bu sektörel varlıklar için ‘büyüklerimizden gördüğümüz, bildiğimiz bu’ derler. Velhasıl üretim varlıkları arasına yeni bir ürünün girmesi pek kolay gibi görülmüyor.

Gelişen büyüyen dünyaya karşı bu kafa yapısı ile mücadele etmek pek doğru gelmiyor bana. Eski düşünce yapısı o günkü ihtiyaçlara cevap veriyor olabilir ama bugün tarım sektör halini aldı. Bizde ise durum pek değişmedi. Değişen tek şey fiyat, üretim ve nüfus. Bu yapıyı yıkmak ve üretici bilgisini geliştirmek, teknolojik fikirleri sergilemek adına geçen günlerde ilimizde bir tarım fuarı düzenlendi. Alış-veriş yapıldı. Fuar ziyaretçileri açısından iyi bir gezi mekanı oldu. Özelliklede bizim anlayışımıza göre tarımın olmazsa olmazı kabul edilen traktörlere yoğun ilgi vardı.

 

ÇİFTÇİ BORÇLANDI

Fuarın özeti, çiftçi borçlandı. Bilirsiniz köylerde her evin önünde bir traktör vardır. İşe yarasın yaramasın eş dost görsün diye kapıda, avluda durur. Modeline, yeniliğine göre güven ve zenginlik simgesidir. Fuarda gözler yerli markalar ve üretim aradı, ama yok… Borçların ödenmesi için şu soruların cevap bulması lazım. Üretim zenginliği ve rekolte garantisi var mı? Üretilen ürünün değerinde satılma garantisi var mı? İthalat-ihracat dengesinde tarımsal üretim nasıl etkilenecek, akademik çalışma raporu var mı?

Yok!

Ülkenin tarımsal ürün ihtiyacını karşılayacak ürün raporu var mı?

Yok!

Eeee abiler neyin fuarını yaptınız?

Koskocaman bir boşluk…

Geleceğe borçlanmak yerine gelecekten nasıl para kazanırız diye çalışmalar yapsa idiniz daha iyi olmaz mıydı?  ‘Bu fuar gelecek fuarlara bir deneyim olsun’ diyelim. Üreticilerin talep ve istekleri ses getirsin. Çalışmalar gelecek için bu yönde olsun. Yine de çiftçiye traktör satıp, çiftçiyi ve ülkeyi dış bağımlılık adına borçlandırmak pek akıl işi gibi gelmiyor bana, ne dersiniz?

 

 

TARIMSAL ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ

Allah rızası için bunu mutlaka yapın!

Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz’in ürün bazında ne kadar rekolteye ihtiyacı var? Bunun bir çalışması yapılsın. Bir ürünün ne kadar yetiştirileceği, ne kadarı tüketeceği, ne kadarı üretim fazlalığı olacağı çiftçiye bildirilsin. Bu doğrultuda çitçilerimize tarım müdürlükleri rehber olsun. Fazlasını ihraç edebilme kabiliyeti ön plana çıksın.

Gübre ve tarımsal tohum zenginliği, ürün çeşitliliği üreticilerimize anlatılsın.

 

TARIM GELİŞMİŞ ÜLKELERDE BİR SANAYİ KOLUDUR.

Lakin çiftçimizin, besicimizin bu noktaya gelebilmesi/getirilebilmesi için,

 ‘bir fırın daha ekmek yemesi lazım’

Haa unutmadan en çok yetiştirilmesinde, iddialı olduğumuz buğdayın da bir kısmını ithal ettiğimizi düşünür isek, vay bizim halimize… Yiyeceğimiz bir fırın ekmekte, yine başkasının ekmeğine bal, kaymak sürmek olacaktır. Zira tarımdan para kazanmasını henüz bilmiyoruz. Gelişmiş ülkelerde tarım yakın geleceğin popüler mesleği olarak görülürken bizde gençler köylerden kentlere akın akın gitmekteler. Köylerde genç nüfus kalmadı. Tarımsal alanda faaliyet gösteren nüfusun azalması ürün üretim rekoltesini de yakın gelecekte olumsuz etkileyecek, daha çok ithal mallarına kucak açmış olacağız.

Tarımsal ithalata ve makineleşmeye hayır.

Bilinçli üretim yapan ve kazandıran bir tarıma evet!

YORUMLAR

  • 0 Yorum