phishing
İSMAİL AKAR

İSMAİL AKAR

GÜNDEM

Suni Gündem

 

Ülkemizde gerçek gündemin yanı sıra suni bir gündem daha var. İşin ilginci o suni gündem gerçek gündemin önüne geçiyor.

Bakın bizler Milli Takımın Avrupa Şampiyonasında iki maçta sıfır puan.yediği 4 gol kalesinde gördü fakat tek bir gol atamadı. Futbolcuların 500 bin Avro alamadıklarından dolayı oynamadıkları, Kaptan Arda’nın düşük performansından ötürü maç içinde yuhalanmasının doğru mu yanlış mı olduğunu tartışaduralım…

 

Hatta parator Fatih Terim’in dünyada en çok kazanan teknik adamlar sıralamasında 3. sırada olduğunu söyleyip, üç bin asgari ücretliye denk maaş aldığını anlatıp, dilimizi yormaya devam edelim.

Ve MHP’de devletin başına Devlet mi gelecek yoksa Meral mi olacağı bulmacasına kafa yoralım…

 

AFYON GÜNDEMİ BİLE DOPDOLU

CHP, horozun kendi çöplüğünde ötmesi misali il başkanlarını Genel Merkeze toplayıp ‘Hadi bir daha Genel Başkanımıza el uzatın bakalım. Başınıza neler gelecek” nutukları atmaya devam etsin.

Yerele baktığımızda…

İftar yemekleri tüm hızıyla devam etsin. Vekiller ve protokol her gün aldıkları üç dört iftar davetine icabet etmek adına koşturuyor. Fırsat bulursa seçmenle buluşuyor. Hatta kiraz ağaçlarına çıkıyor kiraz topluyor. Çapa zamanı gelince de çapa yapacağının sözünü veriyor. İl başkanları en yaşlı babayı bulup elini öpmek için kuyruğa giriyor. Dahası Afyon’daki göçebelerin yerleşik mi yoksa seyyar mı olduğunu çözemedik. Bu esnada en ulu yerel yöneticimiz buyurdu: “Alın bunları madem İzmir’e götürün kardeşim. (Çiftçiye kızan dönemin Başbakanı, ‘Ananı da al git’ demişti ya. Hatırlatalım) diye çıkışıverdi işin işinden.

Vali değişti.

Eski vali gitti. Yeni vali makama oturdu. Sıra kaymakamlarda mı acaba, sorularına yanıt ararken…

Yani kuşa bak kuşa derken son bir ayda neler yapıldı.Asıl gündeme bakmak lazım.

Yaşantımızı geleceğimizi ilgilendiren çok önemli kararlar sessiz sedasız geçiverdi.

 

DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI

Muhalefet liderleri de dahil olmak üzere yaklaşık 150 vekilin dokunulmazlığı kaldırılarak yargıya sevk edildi. Ceza aldıklarında vekillikleri düşecek. Bu adım muhtemel bir erken seçime zemin hazırlama işlevi de görecek. Dokunulmazlıkların kaldırılması siyasetin bütünüyle devre dışı bırakılması anlamına geliyor.

Danıştay ve Yargıtay üyelerinin değişimi.

İktidar, yargının önemli iki kurumunun üyelerini, yani hakimleri ve savcıları bütünüyle değiştiriyor. Yeni üyeleri HSYK ve Erdoğan seçecek.

Bu adım, eskiden beri bir türlü tesis edilemeyen yargı bağımsızlığına son ölümcül darbe niteliği taşıyor. Hukuk devleti ilkesi bütünüyle yok ediliyor.

 

ÖZEL GÜVENLİK YASASI

Yeni hazırlanan özel güvenlik yasasına göre ülke vatandaşı olmayanlar da silahlı özel güvenlik elemanı olabilecek.

Bu güvenlik elemanlarına polisin yetkilerine yakın yetkiler veriliyor.

Yani Suriye’den gelecek farklı örgüt mensupları özel güvenlik elemanı olabilecek ve arabanızı durdurup kimlik kontrolü yapabilecek.

 

KAYYIM YASASI

Şirketlere el koyma kolaylaştırılıyor. Kayyım olarak atananlara şirketin sahibi gibi davranma yetkisi veriliyor.

Kendi atadığı hakimlerin kararı ile iktidar, istediği şirkete el koyacak ve o şirketleri kayyımlar aracılığıyla yönetecek.

 

MAARİF VAKFI YASASI

Bu vakfın asıl amacının yurtdışındaki cemaat okullarına el koymak ve o okulları yönetmek olduğu söyleniyor.

Fakat yasada verilen yetkilere bakılırsa Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkilerinin bir kısmını bu vakfa devrediyor. Özel okul açmak, eğitmenler yetiştirmek, burs dağıtmak gibi.

Bir anlamda Ensar Vakfı’nın yaptığı işlerin benzerini devletin desteğiyle Maarif Vakfı yapacak.

 

ÜLKE FELAKETE GİDİŞİNİ ENGELLEYEMİYOR

İşte bütün bu işler bir ayda yapıldı.

Yarınlar dünden daha zor olacak görünen bu.

Muhalifi, AK Partilisi hepimizin hayatını, geleceğini daha da zorlaştıracak işler yapılıyor.

Geçmişte de yargı sorunu vardı.

Geçmişte de eğitim, güvenlik, özgürlük gibi sorunlarımız vardı.

Çözmek yerine daha beter karmaşık hale geliyor farkına varalım.

Hepimizin mal ve can güvenliği, özgürlüğü çıkan bu yasalarla artık iktidarın iki dudağı arasında artık.

Hal böyleyken 78 milyonluk bir ülke felakete gidişini engelleyemiyor.

Muhalefet partileri, aydınlar, yazarlar, gazeteciler, sanatçılar, işadamları…

Hepimiz endişe belirtmekten, yapılanları kınamaktan, sürüklendiğimiz bu felakete dikkat çekmekten başka bir şey yapamıyoruz.

Peki ne yapılmalı…

Şimdilik bir fotoğraf çekip tabloyu önümüze koyalım.

Çözüm düşüncemizde var doğal olarak fakat,

Bunu da bir başka yazımızda paylaşalım.

Mutlu ve aydınlık yarınlara..

YORUMLAR

  • 0 Yorum