phishing
İSMAİL AKAR

İSMAİL AKAR

GÜNDEM

İŞTE BİZİM BAYRAM BÖYLE OLURDU

İŞTE BİZİM BAYRAM BÖYLE OLURDU

 

Yarın bayram.

Mübarek 11 ayın sultanı ramazan ayını hayırlısıyla uğurladık.

Ramazan Bayramına ulaştık.

Bayram denilince hep o eski bayramlar gelir akla.  Dedelerimiz nerde o eski bayramlar derdi babalarımız da ve bugün de diyoruz nerede o eski bayramlar diye. 

O bayramlarda değişik ve güzel olan ve özlem duyduğumuz o bayramlarda ne vardı acaba? Evet, o eski bayramlar nerede…

Bayram her çocuk için erken erken kalkmak, yeni eşya giymek ve en yakın komşu ve akrabaları ziyaret etmek demekti. Tatil olarak algılanmazdı bayramlar.

Benim çocukluğumda bayramlar Şuhut’ta geçerdi. Evimizde bayram telaşı iki gün öncesinden başlardı. Bizler Pazar  mahallesinde Çilhane olarak bilinen evde dedemlerle birlikte kalırdık. Çarşı merkezindeki evimizden rahmetli dedem İsmail Akar’ın ninem Ayşe Akar’ın siparişlerine yetiştirme telaşını gülerek izlerdik. Evin altı un ve yağ ticareti yapılan dedemin dükkanıydı. . Günde10-15 kez çarşıya sipariş almaya giden dedemin dükkanı ağabeyim Fevzi ve ben beklerdik. 

GELEN GİDEN HİÇ EKSİK OLMAZDI

Bayram arifesinde dedem bizlere mutlaka yeni ayakkabı alırdı

Ayakkabı dediğimiz şimdiki ıskarpin vb değil yaz ise naylon yazlık ayakkabı,kış ise kara lastik. 

Babam giysilerimizi alır ve bayramdan iki gün önce köprünün yanındaki Sazan Hamamına götürür elleriyle yıkardı.

Tabii ki öncesinde 3 numara tıraşı berber Ali amcaya tıraşımızı mutlaka olurdu.

Bayram sabahı çocuklara başka doğardı gün.

Belki de bize öyle gelirdi.  Sülalenin en büyüğü dedemler olmasından dolayı gelen giden hiç eksik olmazdı. Bazı anlar evin içinde aynı anda dört beş aile bulmak mümkündü.

Baklava en makbul ikramdı limon kolonyası ile birlikte. Yaşlılar mendil içinde şeker verirdi el öpen çocuklara. Akrabalar ile para verirlerdi. Bayram harçlığı almak ve toplamak çocuklar arasında bir yarışa da sahne olurdu. Bayramın çocuk gözünde kahramanları olurdu. Doğaldır ki en kahraman en fazla bayram harçlığı veren akrabanızdı. Bizim bu konuda öğretmen emeklisi Abdullah Akar hocamız bu liderliği kimseye bırakmazdı.  Akrabalar arasında her bayram en fazla bayram harçlığını verirdi. Birde her bayram hayal kırıkları yaşatanlar vardı. Biz bu 4 lü ekip olarak hiç unutmam bir akrabamız elinin üç günlük bayram boyunca 10 sefer öptük. Yok adam her seferinde bayram harçlığı vermemek adına bahaneler buluyor. Biz pes ettik o bahane bulmaktan pes etmedi. Yine çok yakın bir arkamızda her seferine mendil içinde ’Lokum gibi şeker’ verirdi. Belki bu bayram o mendil içinde para çıkar diye dükkanına gider el öperdik ama nafile yine şeker yine şeker…

 

OLMAZLARINDAN BİRİSİ DE SİNEMAYA GİTMEKTİ

Bu arada toplanan bayram harçlıkları karşılaştırır. Unutulan akrabalar varsa hemen onları bulma planlarına başlanırdı. Bayram harçlıkları tek bir havuzda toplanırdı harcamaları da genelde hep o yapardı. Genel bu ya Fevzi veya Suat Abi olurdu. Öyle bireysel para harcamak olmazdı.

Evden genelinde ağabeyim Fevzi,Suat Benli kardeşi İsmail ve ben dördümüz birlikte çıkardık her bayram PTT  önündeki kurulan bayram yerine.

Önce kırmızı bibere bezediğimiz ciğeri mutlaka yerdik. Sonra çatapat, patlatırdık. Dönme dolaba binerdik. Cıngırlıga binen büyükleri hayran hayran izlerdik.  Sonra Hüseyin Amca dan bisiklet kiralardık.  Suat . o üç tekerlekli bisiklete binerdi. Tabii bizimkiler iki tekerlekli olunca hızlıydı. Saatlik kiralanan bisikletin zamanının çoğu zaman geçirirdik. Öyle 5 -10 dakika geçerse Hüseyin Usta ses çıkarmazdı da yarım saati aşınca bisikleti dükkana yakın bir yere bırakır ‘Hüseyin Amca Al bisikletini’ diye seslenirdik. Bayramın olmazsa olmazlarından birisi de sinemaya gitmekti. Sinemacı Naci amca babamın yakın arkadaşıydı. Dört kişi sinemaya verecek paramız hiç olmazdı.

DİĞER BAYRAMI DÖRT GÖZLE BEKLERDİK

Sinema kapsına varırdık. ’Naci amca babamın selamı var’ diye seslendiğimizde nur içinde yatsın Naci amca başımıza dokunarak ‘Hadi geçin’ derdi.

O günlerde bir film yerine 2 hatta üç film izlenirdi. Saatlerce sinemada film izlerdik. . Paramız varsa Çınar gazozu alır şişeden 4 kişi bir gazozu yudum yudum içerdi.

Bir başka bayramın mutlaka yapılanı fotoğraf çektirmekti.  Foto Yılmaz ve Foto Ali İhsan bayram günleri sürekli bayram meydanında ellerinde fotoğraf makinası ile gezerdi.  Bizlerde bu 4 lü ekip şimdiki Atatürk Parkı önünde Atatürk’ün önünde her bayram fotoğraf çektirirdik.

Bir bayram biter diğer bayramı dört gözle beklerdik. Ramazan bayramını daha çok severdik çünkü iki ay geçmeden kurban bayramı gelecek ve biz bu bayram yaşadıklarımızın daha fazlasını gelecek bayramda yaşacağız düşüncesi hakim olurdu.

Günümüzde Bayramlar mı kendi güzelliklerini yitirmiştir yoksa biz mi bayram sevinçlerimizi yitirdik?

Ne dersiniz?

 Bu eski bayramlar yaşanmamakta artık…

İnsan bazen bayram olup olmadığını anlamıyor.

Her şeye rağmen

İyi bayramlar

Yarınlarınız mutlu ve aydınlık olsun…

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum