phishing
ÇOCUĞUM ÇOK HAREKETLİ!..
Ferhan ÇINAR

Ferhan ÇINAR

ANNELİK SANATI

ÇOCUĞUM ÇOK HAREKETLİ!..

03 Ekim 2017 - 22:23

ÇOCUĞUM ÇOK HAREKETLİ!..

 

 

Son birkaç yıldır anne, baba ve öğretmenlerden sıkça duyduğum cümleler şunlar: “Bu çocuk çok hareketli, koltuk tepelerinden inmiyor. Sanki beni duymuyor.. Sınıfta kıpır kıpır. Ayağı dursa eli durmuyor…”

Bundan bir-iki jenerasyon geriye gidelim. Kendi çocukluğumuza… Bizler hiç hareket etmiyor muyduk? Yetişkinler gibi durağan mıydık?

Elbette hayır…

Hareket; yaşam belirtisidir.

Harekette bereket vardır.

Hareket gelişimin temel taşıdır…

***

Sevgili anne baba!.. Bebeğin olacağını anladığın andan itibaren neyi bekledin?

Kıpırtısını hissetmeyi… Çünkü onun varlığına dair ilk gerçek his bu;

Hareket …

Ama biraz büyüdüğünde aynı çocuğun hareketleri seni rahatsız ediyor, endişelendiriyor… Ve çocuğa sormaya başlıyorsun;

- Evladım! Neden sürekli kıpır kıpırsın?

- Neden bu kadar hareketlisin?

- Neden hiç oturmuyorsun?

Peki, sorularına cevap alabiliyor musun? Ya da nasihatlerin işe yarıyor mu?

Hayır!

***

Seni endişelendiren bir durum varsa eğer, bu soruları çocuğa değil kendine sormalısın…

Benim çocuğumun hareketliliği normal mi yoksa ters giden bir şeyler mi var?

Öncelikle hareket iki türlüdür:

1- Kontrollü ama hızlı ve yoğun hareket.

2- Kontrolsüz ve dürtüsel hareket.

Bilinçli bir gözlemle, bunun ayrımını yapabilirsin. Ama anlayamıyorsan, işinin uzmanı bir pedagog  ya da hareket bilimci, bazı testlerle bunu kolayca anlayabilir…

Bunları açıklamadan önce hareketlilik konusunda gerçeklere bakalım…

Beyin; büyük esrara sahip en önemli organımızdır. Kabaca üç bölümden oluşur.

Kortex; ön bölümüdür. Akademik beceriyi yönetir…

Limbik; arka bölümdür.  Duyguları yönetir. Beyincik ve beyin sapı; ilkel bölümdür. Hareketleri yönetir.

Anne karnındaki ilk hareketle birlikte, beyin arkadan öne doğru gelişimine başlar ve devam eder…

Kısacası; hareketler, denge-duyum ve beden koordinasyonu ne kadar doğru gelişirse, beynin diğer bölümleri de o kadar doğru gelişir…

***

İlk çağlardan itibaren, avcı ve toplayıcı dönem boyunca insanlar, sürekli hareketli ve doğada bedensel mücadele içindeydi.. Dolayısıyla sorunsuz gelişimleri için fırsatları vardı..

Teknoloji devri ile beraber yavaş yavaş kapalı ortamlarda uzun süre çalışmak zorunda olan anne-babaların çocukları da evde, kreşte ve okullarda hareketleri kısıtlanmış vaziyette uzun saatler geçirmek zorunda kalıyorlar…

Bizler, bu konuda şanslıydık çünkü sokaklar bizimdi. Uzun uzun oyun oynama ve hareket etme şansına sahiptik.

Eğer günümüzde bu konuda genel bir sıkıntı varsa; nedeni kesinlikle biz yetişkinlerin, çocuklara sunduğumuz olumsuz koşullardır.

Bu durumun telafisi ise; çocuğun hareketlerini değerlendirirken, oldukça bilinçli ve profesyonelce yaklaşım geliştirmemizle olabilir …

Ne kadar üzücüdür ki; günümüzde anneler ‘çocuğum çok yaramaz’ veya ‘hiperaktif’ diyerek hareketli olan çocuğunu önce kendisi etiketliyor. Bir de buna ‘dikkat dağınıklığı var’ da eklendi mi artık o çocuğun dikkatini topla toplayabilirsen…

***

Bir söz vardır;  ‘birisine kırk kez deli dersen deli olur’ diye. Çok doğru. Çünkü çocuğa bu şekilde yakıştırma yapıldıkça, çocuk bunun gerçek olduğunu ve kendisinin hiperaktif, yaramaz ve dikkatinin dağınık olduğunu kabullenecektir.

Siz siz olun, sakın çocuğunuz hakkında gerçekleri, işin uzmanlarından öğrenmeden ne kendisine ne de çevrenize negatif bir durum varmış gibi lanse etmeyin…

Unutmayın çocuk büyür ama üzerine yapışan etiketten kolay kolay kurtulamaz…

Saygılar..

                    

                     

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum