phishing
Faruk BANGİR

Faruk BANGİR

Yaşamın İçinden

Eskişehir Notları

Eskişehir Notları

 

Bazen kısa geziler dinlendirir ve toparlar insanı. Ben de böyle düşünüp geçen hafta sonu Eskişehir’e gittim. Hem uzunca süredir görüşmediğim eski bir arkadaşımla görüştüm hem de şehrin hemen her yerini gezdim.

Eskişehir, ilimize çok yakın olmasına rağmen çoktandır gitmediğim bir şehirdi. Her gören tanıdığım Eskişehir çok farklı bir güzellikte, mutlaka gitmelisin diyordu. Şimdi aynı şeyi ben de düşünüyorum ve sizlere mutlaka Eskişehir’i gezmenizi tavsiye ediyorum.

Güneşli bir günde Eskişehir’e merhaba dedim. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen caddeler kalabalıktı. İnsan büyük bir şehirde olduğunu hissediyordu.

Eskişehir’de ilk durağımız tarihi evleri ve yapıları ile Odunpazarı oldu. Odunpazarı temiz sokakları, restore edilmiş eski evleri ve yapıları ile Eskişehir’de mutlaka görülmesi gereken bir yer.

***

Odunpazarı’nda ilk durağımız Eskişehir’in geleneksel lezzeti çiğ börek eşliğinde Pazar kahvaltısı yapmak üzere Eskişehir’de bilinen bir mekana gitmek oldu. Eskiden beri yağda kızartılan böreklere önyargısı olan biri olarak yiyemeyeceğimi düşünüyordum. Ancak çiğ börekler o kadar hafif ve lezzetli yapılmıştı ki yedikçe yedik. Bu nedenle Eskişehir gezisine mutlaka çiğ börek eşliğinde yapılan leziz bir kahvaltıyla başlanmalı.

Kahvaltı sonrası Eskişehir’in sanatçı ruhlu Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in balmumu heykellerinden oluşan Balmumu Heykel Müzesi’ne gittik.

***

Müze Londra’da bulunan Madame Tussauds Heykel Müzesi’ni aratmayacak kadar başarılı balmumu heykelleri ile ziyaretçilerini bekliyor. Müzede, Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Atatürk’ten Ecevit ve Demirel’e, Nükhet Duru’dan Erol Evgin ve Zeki Müren’e, İlker Başbuğ’dan Kılıçdaoğlu ve Erbakan’a kadar geniş bir yelpazede birçok siyasetçi, devlet adamı, asker, sanatçı ve yazarın balmumu heykelleri bulunuyor. Özellikle Ulu Önder Atatürk’ün balmumu heykellerini incelerken duygulanmamak elde değil. Bir anda kendinizi Ulu Önder’in karşısında hissediyorsunuz.

***

Eskişehir’i bir sanat kenti haline getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in şehrin her köşesinde yaptığı heykellere rastlamak mümkün. Eskişehir adeta bir sanat kentine dönüşmüş. İç Anadolu’da, bozkırın bağrında böyle bir şehir inşa etmek ancak sanatçı bakışına sahip bir belediye başkanıyla başarılabilirdi. Büyükerşen’i şehrin her köşesini gezerken hep andık ve bu güzellikler için teşekkür ettik.

 

***

Balmumu Heykel Müzesi’nin ardından Odunpazarı’nın tarihi sokaklarında gezindik. Geçmişin derin izlerini günümüze aktaran temiz ve bakımlı sokaklar özellikle fotoğrafa meraklı olan kişiler için emsalsiz birer plato şeklinde diyebiliriz. Odunpazarı’nda gezerken tarihi Kurşunlu Camii ve külliyesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Ahşap Eserleri Müzesi gibi önemli yerler ile Eskişehir’i anımsatan küçük hediyelik eşya dükkanlarını da mutlaka görün. Örneğin Çağdaş Cam sanatları Müzesi’nde camın nasıl yapıldığını ziyaretçiler birebir izleyebiliyor ve günlük hayatımızda kullandığımız cam eşyaların nasıl zorlukla yapıldığını öğrenebiliyorsunuz. Odunpazarı’nda görüp hayran olduğum noktalardan biri de eski evlerden kimilerinin Sanat Evi şekline dönüştürülmüş olmasıydı. Bir evde hat, başkasında ebru ve tezhip gibi geleneksel sanatlarıyla uğraşılıyor.

***

Odunpazarı’na doyamadan vakit ilerlediği için Eskişehir’i tepeden izleyebileceğimiz Şelale Park’a çıktık. Oldukça dik bir çıkışla ulaşılabilen Şelale Park seyir terası ve şelalesiyle ziyaretçilerin rahat bir nefes aldıkları bir yer. Parkta kahvenizi yudumlarken enfes Eskişehir manzaraları izleyebilir ve bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.

Daha sonra Eskişehir’in denizi olarak bilinen yapay plajın bulunduğu Kent Park’a geçtik. Hava oldukça sıcak olmasına rağmen Kent Parrk’ta oturduğumuz kafeterya su kenarında ve hafif esintili olduğundan ferahladık. Yapay plaj ise oldukça kalabalıktı. Kumsalı ve temiz suyuyla yapay plajda özellikle çocuklar ve gençler kendilerini adeta denizde hissediyorlardı. Burada Eskişehirlilerin yaşayış olarak da kentli olabildiklerini gördüm. Herhangi taşkınlık yapan, birbirine sataşan veya rahatsızlık veren kimseye rastlamadım. İnsanlar mutluluk içerisinde yapay plajın tadını çıkarıyorlardı.

***

Eskişehir’de Kent Park’ın ardından Sazova Parkı’na geçtik. Sazova Parkını gezi treni ile gezebilmek mümkün. Park içinde sürekli turda olan tren insana geçmişin o unutulmayan tren yolculuklarını anımsatıyor. Sazova Parkı özellikle çocuklar için adeta biçilmiş kaftan. Sazova Parkı’nda Masal Şatosu, Korsan Gemisi, Yapay Gölet, Hayvanat Bahçesi, Bilim ve Deney Merkezi, Sabancı Uzay Evi, Eti Sualtı Dünyası, ağaç ev ve Şirinler’in evi gibi birçok bölüm meraklılarını bekliyor. Özellikle Masal Şatosu çocukken dinlediğimiz masalların geçtiği mekanları anımsatan detaylarıyla oldukça dikkat çekici.

Sazova Park sonrası Eskişehir’in içinden geçen nehir Porsuk kenarına gittik. Porsuk nehrinin içerisinde sürekli gezi tekneleriyle nehir turu yapılabiliyor. Nehrin kenarında ise lokanta, kafeterya ve alışveriş yerleri var. İnce belli bardağınızdan akşam çayınızı yudumlarken Porsuk nehrini izlemek keyif veriyor.

***

Eskişehir’e gitmişken Haller, meşhur lüle taşından yapılmış ürünleri alabileceğiniz Atlıhan El Sanatları Çarşısı,  DDY Müzesi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi, Havacılık Müzesi, Çukur Çarşı, Alaaddin Camii ve ilk yerli otomobilimiz olan Devrim Otomobilini mutlaka görün.

Ben Eskişehir’i gezmeye doyamadım. En kısa sürede yeniden gidip şehri keşfetmeye devam edeceğim.

Bu güzel şehrin inşasında büyük emekleri olan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen başta olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ederim.

Darısı başta şehrimiz olmak üzere yerinde sayan tüm Anadolu şehirlerine.

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum