phishing
Çanakkale Geçilmez
Faruk BANGİR

Faruk BANGİR

Yaşamın İçinden

Çanakkale Geçilmez

20 Mart 2016 - 01:54

Çanakkale Zaferi, tarihimizdeki en önemli kahramanlık destanlarından biridir. Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan ve bütün dünyanın hayretle izlediği, Çanakkale Savaşı cesaretin, azmin, inancın, vatan sevgisinin ve fedakârlığın en büyük örneğidir.

Birinci Dünya Savaşı içerisinde Çanakkale Savaşları’nın çok ayrı bir yeri vardır. İngilizlerin başını çektiği İtilaf Devletleri, Batı Cephesi’nde kilitlenen savaşı açmak, zor durumda olan Ruslara yardım etmek ve Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak için Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’a ulaşmak istiyorlardı. Osmanlı askerini o kadar küçümsemişlerdi ki bir kara harekâtına gerek kalmadan çelikten oluşan kocaman donanmalarıyla Boğaz’ı hemen geçeceklerini sanıyorlardı. Ancak unuttukları bir şey vardı. Mehmetçiğin her ne kadar yetersiz miktarda silah ve cephanesi olsa da vatanını koruma arzusu onu gözü kara bir kahramana dönüştürmüştü. Müttefikler, kısa bir süre sonra bütün askerlerimizin cesedini çiğnemeden boğazı geçemeyeceklerini anladılar. Ama bu da hiç kolay olmayacaktı. Zira karşılarında Seyit Onbaşılar, Kınalı Hasanlar, Cevat Paşalar ve Mustafa Kemaller vardı.

 

DESTANIN SİMGESİ SEYİT ONBAŞI

Seyit Onbaşı Çanakkale Destanı’nın başkahramanlarındandır. Mecidiye Tabyasında topçu yardımcısı olan Seyit Onbaşı, 18 Mart günü kıyameti yaşadı. Düşman atışıyla isabet alan bütün toplar parçalandı. Mecidiye Tabyası yerle bir oldu. Arkadaşlarının çoğu şehit düştü. Arkadaşı Ali ile yalnız kalan Seyit Onbaşı tek bir sağlam top kaldığını gördü. Topa mermi taşıyan vinç de harap olmuştu. Denize göz attığında düşman gemilerinden birinin hızla ilerlediğini gördü. Bir şeyler yapmalıydı, ama nasıl? Arkadaşına “Mermileri topa koyalım” dedi. Besmeleyle sırtladığı 215 okka (275 kg) ağırlığındaki mermiyi topa sürdü. İlk atışı yaptı. Mermi düşman gemisi Ocean’a isabet ederek dümene hasar verdi. Kontrolden çıkan gemi sürüklenmeye başladı. Bir patlamayla yan yatarak batmaya başladı. 275 kg. ağırlığındaki topu kaldırarak mucize yaratan Seyit Onbaşı savaşın kaderini değiştiren kahramanlardan biri olarak tarihe geçti.

 

NUSRET MAYIN GEMİSİ

Çanakkale Zaferi’nin en büyük aktörlerinden biri kuşkusuz Nusret Mayın Gemisi’dir. 7 Mart gecesi Karanlık Liman’la Seddülbahir arasında mayın döşeme göreviyle yola çıktı. Görevi çok zor ve tehlikeliydi. Düşman gemilerinin cirit attığı denize mayın yerleştirecekti. Gece karanlığında bütün ışıklarını söndürdü. Sessiz sedasız mayınları döşemeye başladı. 26 mayını döşeme görevini tamamladı. Bu tehlikeli görevin dönüşü de tehlikeliydi. Dönüşe geçtikleri sırada denizi projektörleriyle tarayan bir geminin yaklaştığını fark ettiler. Bütün ışıkları kapalı Nusret Mayın Gemisi’nin fazla şansı yoktu. Kısa bir süre sonra ışıklara yakalanacak, kaçış şansı olmayacaktı. Tam o sırada karadan Anadolu Feneri’nden gelen ışık düşman gemisini aydınlattı. Bu ışıktan kurtulmaya çalışan düşman gemisi Nusret’i görmedi. Bu sırada Nusret Mayın Gemisi’nde büyük heyecan yaşandı. Kalp hastası olan gemi kaptanı Hakkı Bey’in, kalbi bu sırada yaşadığı heyecana dayanamayarak şehit oldu.

 

KINALI HASAN

Savaş sırasında bir gün Yüzbaşı Sırrı Bey, cepheye sevk edilen erleri teftiş ediyormuş. Erlerden birinin saçlarına kına yaktığını görmüş. Merak edip sormuş.

-“Oğlum senin saçların neden kınalı?”

-“Anam kınaladı komutanım”

-“Peki neden?”

-“Bilmiyorum komutanım”

Bu konuşmadan sonra herkes Hasan ile dalga geçmeye başlar. Kınalı Hasan aşağı, Kınalı Hasan yukarı… Bu duruma dayanamayan Hasan, annesine bir mektup yazar. Saçındaki kınanın sebebini sorar. Gelen mektup şöyle der: “Komutanına söyle bizim köyde 3 şeye kına yakarlar. Gelinlik kıza, kocasına ve çocuklarına kurban olsun diye. Kurbanlık koyuna, Allah’a kurban olsun diye. Askere giden yiğide, vatana kurban olsun diye.”

Mustafa Kemal Paşa’yı kurtaran saat

Mustafa Kemal Paşa, Çanakkale Savaşı sırasında ateş hattı üzerinde bir tepeden savaşın gidişatını izlerken, göğüs kısmına bir şey çarpar. Etrafındakiler telaşlanır. Paşa’nın göğsüne baktıklarında bir şarapnel parçasının göğsünün sağ tarafına isabet ettiğini görürler. Mustafa Kemal Paşa’nın göğüs cebinde bir saat vardır. Şarapnel parçası saate isabet etmiş ve Paşa bu olaydan göğsünde hafif bir kızarıklıkla kurtulmuştur.

 

DUR YOLCU

Çanakkale’yi geçilmez kılan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.

Necmettin Halil Onan’ın eşsiz dizeleriyle veda ediyorum.

 Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,

Bir vatan kalbinin attığı yerdir!.

YORUMLAR

  • 0 Yorum