phishing
TÜRK BUDUN ERTİN ÖKÜN
Ertuğrul SEVİM

Ertuğrul SEVİM

Ertuğrul Sevim Yazıyor

TÜRK BUDUN ERTİN ÖKÜN

10 Kasım 2016 - 15:42

Tarihimizi yakından inceleyenler iyi bilirler.

 

Türk milleti 3 bin yıllık tarihi boyunca türlü zorluklarla karşılaşmış, içerisinden onlarca yüzlerce kahraman çıkartmasına rağmen, bir o kadar da hain üremesine mani olamamış, tarih sahnesinde bu kadar mücadeleye rağmen binlerce yıllık tarihi içerisinde hep ayakta kalmayı başarmış yegâne milletlerden birisidir.

Bizleri ayakta tutan ülkümüz, ideallerimiz, kızıl elmaya ulaşmak konusunda içimizde sönmek bilmeyen arzumuz ve nizam-ı alem hevesimiz olmuştur.

Bugünde yaklaşık 9 yüz yılı aşkın bir süredir tutunmaya çalıştığımız Anadolu’da, türlü tezgâhlar ve oyunlar içinde her daim bedel ödeyerek mücadele vermişizdir. Vermeye de devam ediyoruz. 

Bir yanda PKK, bir yanda DEAŞ, bir yanda FETÖ, bir yanda DHKPC, diğer tarafta kapitalist küresel sermaye ve onun işbirlikçileri ile süren mücadelemiz bugünlerde top yekûn bir vatan savunmasını gerektiren bir halde yoğunlaşarak ilerliyor.

 

BAYRAK ŞİİRİNE GÖRE DAVRANIYORUZ

Allah’a şükür, ordumuz, emniyet güçlerimiz, devletimiz ve feraset sahibi milletimiz ile her cephede bayrağımızı gönderde tutmaya devam ediyoruz.

Milli andımız -her ne kadar yasaklanmış olsa da-, Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiiri-eğitim müfredatından çıkartılmış olsa da- bize ne öğrettiyse yapmaya çalışıyoruz. “İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir” diye and okuyarak yetişen bir nesil, Bayrağına sevdasını; “Barışın güvercini, savaşın kartalı / Yüksek yerlerde açan çiçeğim/Senin altında doğdum/Senin dibinde öleceğim” mısraları ile taahhüt eden bir Millet, elbette ne tank dinleyecektir, ne bomba, nede ekonomik ambargolarla sindirilecektir.

 

MİLLİ ŞUURUMUZLA OYNAMAK İSTEYENLER İÇİMİZDE

Çok uzaklara değil 1974’lere gidin, Kıbrıs’ta bu Milleti Beşparmak dağlarında görürsünüz, 1990’larda Güneydoğu dağlarında, 15 Temmuz’da Kahramankazan’da, 10 Aralık Cumartesi akşamı Dolmabahçe’de canlı bombanın üzerine atlayan ve şehit olan çevik kuvvet mensuplarında bu kahraman milletin asil kanını fark edersiniz.

Bizim zor durumdan kurtulma, oyunları bozma, hesapları alt üst etme yeteneğimiz genetiğimizden gelir. Milli şuur ve milli eğitimle gün yüzüne çıkar. Ne zor durumdan kurtulma sorunumuz vardır, nede yeni kahramanlar yetiştirme problemimiz olur.

Bizim tek sorunumuz, içerimizdeki bu sevdayı yok etmek isteyenlerle, milli şuurumuzla oynamak isteyenlerin içimizde her daim oluşundan kaynaklanmaktadır.

Dolmabahçe’de kendi canını feda ederek canlı bombaya atlayan da bizdendir. Maalesef Dolmabahçe’de ihanet belgesini imzalayanlar da bizden görünenlerdir. Diyarbakır’da “megri megri” diyen hainlerin borazanları ile el tutan da bizdendir. “Önce Ülkem ve Milletim, sonra partim ve ben” diyerek Kandil’e, Pensilvanya’ya, Brüksel’e meydan okuyan da bizdendir.

Sorun ülkesi ve milleti için siyaseti kullananlarla, siyaset için her şeyi kullananların mücadelesidir.

 

TÜRK MİLLETİ, TİTRE VE KENDİNE DÖN!

Burada asıl iş Yüce Milletimize düşmektedir.

Büyük Orta Doğu Projesi sevdalılarına, AB çığırtkanlarına, Kandil dostlarına, Pensilvanya yoldaşlarının peşi sıra gidenlere, Avrupa sevdalısı, hümanist, hakların kardeşliği, liberal aydın müsveddelerine, akil bozuntularına takılıp ülkeyi ve milleti dipsiz girdaplara çekmek isteyenlere inat, tarihte Çinlilerin ardından giden ve onlara teslim olmak isteyen zamanının hasta ruhlu mandacılarına karşı büyük Göktürk Hakanı Bilge Kaan’ın Orhun Kitabelerinde uyardığı gibi, aslımıza ve neslimize dönmektir.

Ne demişti Bilge Kağan: Türk Budun ertin ökün! (Türk Milleti, titre ve kendine dön!)

Çünkü seni ancak özüne dönmen kurtaracaktır.

Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir..

YORUMLAR

  • 0 Yorum