MUCİZE ADAMLAR
Bazıları bas bas bağırıyor: “Geçinemiyoruz.”
Doğru söze ne denir!
Gerçekten öyle. Bir kesim var ki, geçinemiyor.
Açılık seviyesinde.
Hatta daha da altında yaşıyor.
Bu kesim, ülkede mucize türünden yaşıyorlar.
Adama evli ve iki çocuk hatta söze en çok bakanlardan olduğu için üç çocuk yapmış. Asgari ücret alıyor, yani, bin dört yüz elli lira ile neler neler, ne harikalar yaratıyor.
Ev kirası ödüyor.
Elektrik-su ödüyor.
Çocuklarını okula bile gönderiyor.
Otobüse, trene biniyor.
Hatta iyisinden cep telefonu kullanıyor. Yok yok, uçağa binemiyor.
Ebe her gün ekmek götürüyor.
Çocuklarına et sür alamıyor ana arada bir de tavuk ti yiyor.
İkinci üçüncü sınıf meyve sebze götürüp mutfağı şenlendiriyor.
Buraya kadar âlâ!
***
Bu adam hayatında kitap alamıyor.
Gazete okumayı gereksiz saymaya başlamış.
Sinemaya, tiyatroya hayatında gitmemiş.
Sinema gibi medeni bir insanın gereksinimi 10 liradan aşağı değil, dört beş kişilik bir ailenin bilet parası aile bütçesini sarsıyor.
Tatil ve dinlenme nedir bilmiyor, bilmeyi öğretmemişler ki.
İşten izin aldığı zaman, ya bir yerde çalışıyor ya da köyüne harman kaldırmaya gidiyor.
Üç tarafı denizlerle, içi ise göllerle kaplı bir ülkede yaşıyor ama çadırla bile sahilde, denize ayağını sokma veya tatil yapma gibi bir lüksü yok!
Kim geliyor buralara.
Kim buraların kaymağını yiyor.
Hans’la George!
***
Kısaca.
Bazı kesimler sağ mı ölmüş mü farkı yok.
Allah bu topraklara türlü türlü nimet vermiş ama biz sahipleri bunlardan istifade edemiyoruz.
Dünya kuruldu kurulalı bu böyle değil mi?
Armudun iyisini hep ayılar yer!
YORUMLAR