HER ŞEYDE MİLLİ OLAMADIK
“Beş babayiğit çıktı meydana,
Biri birinden merdane…”
Güreş..
Özellikle yağlı güreş benim için önemlidir.
Serde her şeyde olduğu gibi millilik var ya!
Sporda da öyle.
Eğitimde, dış işlerinde, otomotivde, tankta, topta, tüfekte, yakıtta, elektrikte, uçakta her şeyin milli olmasından yanayım.
Kimseye muhtaç olmadan, kendi kendine yeten bir ülke insanı olmayı ne çok isterdim.
Haberlerde dinliyorum.
Bu yıl 70 bin otomobil satılmış.
Önce helal olsun diyesim geliyor.
Sonra durup düşünüyorum.
Biz bunların hiçbirinin sahibi değiliz.
Hep montajcısıyız.
Azı parçaları biz yapıyoruz.
Uzakdoğu daha ucuza mal ettiği için o işlerde de duraklama başlamış.
Arabaların hiçbirisi bizim değil.
İtalyan’ından Alman’ına, Korelisinden Japon’una kadar herkes Türkiye’de araba üretiyor. Biz çalışıyoruz ve satıyoruz. Paranın çoğu oralara gidiyor.
Çoğu zaman istihdamdan dolayı buna da şükrediyoruz.
Ya, hiç olmasaydı!
Yiğitler çıkıyor meydan, “Biz yaparız” diyorlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a.
Geç de olsa, yerli bir otomobilimiz olacak, heyecan basıyor içimizi.
Kendi arabamız olacak.
İnşallah kendi uçağımız, tankımız, silahlarımız da olacak.
Yeter ki sen iste.
Yeter ki sen çalış.
Ne yazık ki, az çalışıp, çok tüketen bir ülke olduk.
Hazırcıyız hazırcı. Atalım sırtımızdan bu kefeni.
Zamanında uçak yapmışız. Hazırcılığa kurban gitmişiz (ayırca anlatacağım).
Zamanında “Devrim” arabalarını yapmışız. Benzin bitti yapı paydos diye, ekibi dağıtmışız.
57 yıldır uyumuşuz.
Başlamak bitirmenin yarısıdır.
Başlayalım sonu gelsin.
Sultan II. Abdülhamit’in aldığı Mercedes’lerden bu tarafa milyonlarca araba aldık.
Yeter artık.
Hele şu cep telefonuna verdiğimiz 30 milyar dolar. Peh peh peh!!!
Yazık bu ülkeye…
-------------------------------
DÜZELTME VE ÖZÜR
Yazarımız Ahmet Tunca’nın 11 Kasım 2017 tarihli nüshasında yayınlanan yazısının başlığı sehven, “Kore gazisi 5300 Avro, vazgeçiyorum” şeklinde yazılmıştır. Yazının başlığı “Kore gezisi 5300 Avro, vazgeçiyorum” şeklinde olacaktır. Düzeltir, özür dileriz.
YORUMLAR