ARMUT PİŞ
Armut.
Armut piş ağzıma düş.
İthal ediliyormuş.
İthal edenlerin de ithal armudu yiyenlerin de boğazına dursun.
Yemesen ölür müsün, biz bu kadar zengin miyiz be kardeşim!?
***
Arpa.
Arpayı da Rusya, Fransa, Almanya ve Ukrayna’dan alıyormuşuz.
Bu millette hep, ‘atın ölümü arpadan olsun’ zihniyeti var olmuştur.
***
Çay üreticisiyiz değil mi, şimdi ithalatçısı olduk.
Sadece çayda mı?
Yahu ne kadar acınacak durumlara düşmüşüz de farkında değiliz.
Elmayı yollara dökeriz. Hayvan yemi yaparız. Şili’den, İtalya’dan, Amerika’dan elma getiririz.
Ağlanacak haldeyiz.
Kuru fasulye, enginar, soğan, yulaf, nar, nohut daha neler ithal ediyoruz.
Pirinci, tatlandırıcıları, sigara ve viski gibi içkileri, losyon ve giysileri saymaya kalkarsak, bu milletin dişinden tırnağından artırdıklarının kimlerin zevki için harcandığını üzülerek görürüz.
***
Bir adam mal satacağı zaman, ‘tarla babandan mı kaldı, kimden kazandın’ diye sorarlardı.
Kendim kazandım derse, alamam derlerdi. Miras kaldıysa, uzat elini derlerdi.
Ülkeyi hak etmek için neler yaptık, herkes bir daha düşünmeli.
Kazanması zor, harcaması çok kolay.
İthalat sadece yiyecek, içecek, makineyle filan kalmıyor.
***
Bir de 3 milyon Suriyeli ithal ettik.
Sorunları, dertleri her geçen gün artan Suriyeli, Arap, Afgan, Afrikalıdan ülke geçilmez oldu.
Bu büyük nüfusun ileride başımıza açacağı dertleri düşünmek bile istemiyorum.
İthal zihniyeti ülkeyi bataklığa sürükleyen etkenlerden biri haline getirildi.
Üretmeden tüketen bir Türkiye olduk.
YORUMLAR