AVRUPA GEZİSİNİN ARDINDAN


GÖKHAN YILMAZ

 

 

AVRUPA GEZİSİNİN ARDINDAN

 

Belçika’nın Gent şehri ekonomi açısınan baktığımızda Avrupa’nın en büyük ve en zengin şehirlerinden biri olurken, günümüzde ise bir limanı ve üniversitesi olan önemli bir şehir olmuştur. Peki, nasıl bu hale geldi? “Küçük Türkiye” ismi neden verildi? Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik etkisi neydi? Belçikalılar Türk’lere karşı neden “Irkçılık” yapmaya başladı?  Binalarına Osmanlı padişahlarının heykellerini neden yaptırdılar?

 

***

 

 

Belçika’nın Gent şehrinde “Küçük Türkiye” var peki neden Belçikalılar Türk’lere Sokak ismi vermişler? Bu sokağın tarihçesi 1600’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun tarım ülkesi olması sebebiyle mısır, pirinç, tahıl ve pamuk ülkemizde en fazla üretilen tarım ürünleriymiş. Bu ürünleri Avrupa’ya Osmanlı döneminde ticaret gemisi ya da gemileri olan tüccarlar Gent şehrinin içinden geçen büyük liman’a gemilerle ürünlerini satmak için geliyorlarmış. Anlatılanlara göre tüccarlar ürünlerini sattıktan sonra tayfaları ile birlikte dinlenmek ve eğlenmek için o gün liman’ın olduğu bölgedeki sokakta bulunan eğlence mekanlarında sabaha kadar tüm kazandıkları paraları orada harcayarak geri dönerlermiş.

 

***

 

 

Tabii ki bunu fırsata çeviren Belçikalılar 1790 yılında tüccarları bu bölgeye daha çok çekmek için bu sokağa “Kleine Türkije” yani “Küçük Türkiye” adını vermişler. Bu ismin verilmesinin ardından Türk tüccarların en uğrak yeri haline gelmiş. Sokak o yıllarda binalarıyla Türkiye’yi anımsatan binalarmış. Fatih Sultan Mehmet Han Osmanlıdan önce Bizans İmparatorluğu’nun elinde olan İstanbul’u 1453’te fethettikten sonra Bizanslılar topraklarını kaybetme üzüntüsüyle duydukları özlemi Gent şehrinde yaptıkları evlere Osmanlı Devleti’nin mimarisini vererek kendilerinin benimsedikleri topraklara duydukları özlemleri dile getirmek için o binalardan seçerek inşa etmişler. Bu sokakla kaybettikleri Türkiye’yi anlatmışlar. Hıristiyanlarca “Kutsal Topraklar” Türk işgali altında olduğundan ve bu sokağın adı “Küçük Türkiye” olarak seçilmiş. Avrupa’ya 1960 yıllarında yani 56 yıl önce ilk giden Türkler bu sokağı gördüklerinde atalarının yaptığının yolunda gitmeye devam etmişler ve yine Türkler tarafından gidilen en uğrak yer olmuş. Son 10 yılda Türklerin büyük bir çoğunluğu bu sokaktaki bulunan mekanların bir kısmının işletmesini almışlar.

 

 

***

1960’lı yıllarda Avrupa’nın başkenti olan Brüksel’e çalışmak için giden Türk kökenli vatandaşların sayısı 56 yılda 218 bin 852 kişiye ulaşırken, Türk vatandaşlarını en pis işlerde çalıştırmışlar. Türkler dur durak bilmeden gece gündüz çalışmışlar. Bizim tabirimizle hep “Yastık Altı”  yapmışlar sonucunda ise Belçika’nın hangi bölgesine giderseniz gidin uzunca caddelerde, sokaklarda şehrin alışveriş merkezlerinin bulunduğu birçok yerde kaliteli hizmet veren Türk esnaflarını görmeniz mümkün. Tabii ki Belçika’nın ekonomisine büyük bir katkı sağladığını da görebiliriz son 56 yılda 200 bin üzerinde Türk Belçika’ya gelerek büyük bir ekonomiye sahip olunca ellerindeki iş yerlerini, evlerinin birçoğunu alınca Filamanların zoruna gitmiş olsa gerek son yıllarda Türk’lere karşı “Irkçı” söylemlerle istemediklerinin açıkça belli etmeye başladılar.

 

 

***

1913 yılında ise uluslar arası sergi için Gent’in posta binası için inşa edildiğinde, binanın dış cephesine o zamanki dünya liderlerinin heykelleri yapılıyor, buna II. Abdulhamid Han, Fatih Sultan Mehmet Han ve (Sultan Reşad’da) dahil edilmiş. Gent’te doğmuş olan, Romalıların Burgonya Düklüğü’nün valiliğine atanan daha sonra Kutsal Roma Cermen İmparatoru ilan edilen (çenesi çıkık) ve ayağının altında bir Osmanlı askerinin kafası bulunuyor. Sebebi ise anlatılanlara göre Sultan Süleyman’ın taarruzlarına karşı Viyana’yı kaybetmediği için (kendisine göre başarılı bir savunma) böyle bir heykel inşa edilmiş.